Koronavirüsten hayatını kaybeden ilk hekim olan Prof.Dr. Cemil Taşçıoğlu ve koronavirüsten hayatını kaybeden tüm sağlık çalışanları için İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi önünde öğlen saatlerinde anma töreni düzenledi.
Törene İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Tufan Tükek, İstanbul Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Meliha Nalçacı, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Şebnem Korur Fincancı, öğrencileri, sevenleri ve mesai arkadaşları katıldı. Anma töreninde bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu.
'Çok Zor Dönemlerden Geçiyoruz'
İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Tufan Tükek, anma töreninde yaptığı konuşmada, 'Bir sene geçti, hakikaten bu bir senenin nasıl geçtiğini biz de anlamadık. Ülke olarak, dünya olarak, insanlık olarak çok zor dönemlerden geçiyoruz. Pandemi çok kişiye, çok eve dokundu, çok kişiyi kaybettik. Bütün aileler, bütün insanlar üzüldü ama en çok üzülenlerden bir tanesi de İstanbul Tıp Fakültesi oldu. Çünkü İstanbul Tıp Fakültesi salgının başlangıcından bu yana en çok kayıp veren ünitelerin başında geliyor. Kayıpların da bir özelliği; hakikaten çok kıymetli, çok değerli bilim insanlarımızı, hocalarımızı kaybettik. Bu bizi ayrıca üzüyor. Ama savaş halindeyiz, gerçekten insanlık tarihinin gördüğü en büyük savaşlardan bir tanesini yaşıyoruz' dedi.
'Çok Yorulduk, Çok Üzüldük'
İstanbul Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Meliha Nalçacı ise, 'Çok zor bir yıl geçirdik, çok yorulduk, çok üzüldük. Hasta olduk, yakınlarımızı kaybettik, arkadaşlarımızı kaybettik. Cemil Hoca, Cemil ağabeyimiz bizim için çok değerliydi. Tüm kaybettiklerimize, Cemil Hoca başta olmak üzere rahmet diliyorum, kalanlara güç, kuvvet, sağlık diliyorum' ifadelerini kullandı.
'1 Nisan'ı Tüm Sağlık Çalışanlarını Anma Günü Olarak Kabul Ettik'
Türk Tabipleri Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı ise törendeki konuşmasında, 'İlk yitirdiğimiz hekim meslektaşımız sevgili hocamız Cemil Taşçıoğlu olunca büyük kongre kararıyla 1 Nisan'ı tüm sağlık çalışanlarını anma günü olarak kabul ettik. Bugün ardı ardına belediyelerden, Türkiye'nin dört bir yanından her yerde yitirdiğimiz sağlık çalışanlarının isimleri anılıyor. Onların anısı önünde saygıyla, minnetle eğiliyoruz. Bu mücadelede çok önemli katkılar sundular ve biz onların anılarını yaşatmaya, bu salgınla doğru temelde mücadeleye devam edeceğiz, buna söz veriyoruz tüm yitirdiğimiz meslektaşlarımız için' dedi.
'Herkesin Kalbinde Yeri Ayrı'
İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Tufan Tükek, anma töreni sonrası kısa bir açıklama yaparak, 'Cemil Hoca'mız, ağabeyimiz bizim çok yakın mesai arkadaşımız. Ayrıca Çapa'da 500'e yakın öğretim üyesi var ama Cemil Hoca hakikaten herkese dokunan, herkesle teması olan bir öğretim üyesiydi, o yüzden herkesin kalbinde yeri ayrı. İlk kaybettiklerimizden olduğu için o şoku hala atlatamadık. Belki daha sonraki dönemlerde hastalık geçirseydi, bir şeyleri daha farklı yapar mıydık diye kafamızda o soru işaretleri var. Salgının henüz başlangıcında elimizden ne geliyorsa yapmamıza rağmen elimizin altında kaydı maalesef. Sonrasında da tabi kayıplarımız oldu ama Cemil Ağabey gibi aktif hasta bakarken olan daha az sayıda öğretim üyesi var. Diğerleri biraz daha farklı boyutta hastalıkla boğuşan kişilerdi ama hepsinin yeri çok ayrı bizim içimizde. Maalesef bir sene çok çabuk geçti. Nasıl geçirdiğimizi biz de bilmiyoruz ama bu salgınla mücadele sırasında içimizde bir özlem sürekli yanıyor, bu ateş sürekli yanıyor' dedi.
Öğrencileri Taşçıoğlu'nu Anlattı
Anma törenine katılan Cemil Taşçıoğlu'nun öğrencileri de hocalarını anlattı.
Taşçıoğlu'nun öğrencisi Dilara Kapusuz, 'Cemil Hoca gerçekten okul tarihinde gerçekten adını yazdıran sayılı hocalarımızdan biriydi. Bütün öğrencileri, her siyasi görüşten, her kesimden gelen öğrencileri onu çok severdi. O da öğrencilerine değer verdiğini her seferinde derslerde 'bizim öğrencilerimiz çok farklı' diyerek söylerdi. Her zaman bizde şu bilinci yaratmaya çalıştı; bu ülkenin gerçekten iyi hekimlere ihtiyacı var ve bizim gibi, İstanbul Tıp Fakültesi gibi ülkenin ana arter tıp fakültelerinden eğitim alan doktorların ülkenin ücra kesimindeki hastalara ulaşması gerektiğini söylerdi. Biz bu bilinçle yetiştik' dedi.
Bir diğer öğrencisi Bora Palalar ise, 'Açıkçası İstanbul Tıp Fakültesi'ne gelen herkes Cemil Hoca'yı çok fazla seviyordu. Klinik Bilimlere Giriş dersini Cemil Hoca anlatırdı. Yani hekimlik pratiğinin ilk uygulamalarını her zaman Cemil Hoca ile beraber yapardık. Bu yüzden onu kaybetmek özellikle bizim için çok zor oldu ve onu hastane içerisinde kovid pandemisi ile mücadele ederken kaybetmek ayrı bir zor oldu. Bize her zaman 'çocuklarım' derdi, çocukları gibi davranırdı, bu ayrı bir şey' şeklinde konuştu.