Çorlu'da çevreye yayılan ağır kokuların artması sonrası Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü'ne, çok sayıda ihbar yapıldı. Harekete geçen ekipler, Esentepe Mahallesi'ne Mobil Hava Kalitesi İzleme İstasyonu kurdu. İstasyondan alınan veriler sonrası ekipler, gece-gündüz 38 tesiste incelemede bulunup, numune topladı.
Bazı numunelerin incelemesi sürerken; havayı kirlettiği tespit edilen 7 firmaya 3 milyon TL ceza uygulandı. Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Çorlu Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Lokman Hakan Tecer, 285 bin nüfusa sahip ilçede ağustos ayı ve öncesinde hava kirliliği ve pis koku probleminin yaşandığını söyledi.
Kokuyu neden olan unsurun hava kirleticiler olduğunu belirten Prof. Dr. Tecer, 'Koku; tam olarak bir hava kirliliği problemidir. Biliyorsunuz; burada endüstriyel faaliyetlerin de yoğun olduğu bir bölgede yaşıyoruz. Özellikle Çerkezköy, Kapaklı, Muratlı OSB'lerde faaliyet gösteren sanayi tesislerinin bacalarından yoğun bir kirlilik atmosfere salınıyor.
Bu, Çorlu'da her zaman olan bir şey ama bazı zamanla belirgin hale gelmesinin sebebi; meteorolojik koşullardır. Bu sanayi bölgesinin hinterlandında alt bölgede kalan Çorlu'da, zaman zaman olumsuz meteorolojik koşullar birleştiğinde; hakim rüzgar, bu bölgeye geliyor. O zaman çok yoğun bir koku hissediyoruz. Ama koku dediğimiz şey aslında hava kirliliğidir. Bunların içerisinde uçucu, organik bileşikler ile partikül maddeler var. Bunlar, insan sağlığına ve çevreye büyük zarar veriyor. Bunlar kanserojik kirleticilerdir' dedi.
DİĞER SEBEP KONTROLSÜZ DEŞARJLAR
Bölgedeki kontrolsüz deşarjlara da dikkati çeken Prof. Dr. Tecer, 'Arıtma tesisi olmadan suyun derelere, nehirlere, kanalizasyonlara bırakılması; geçtiğimiz günlerde yoğun olarak hissedilen kokunun sebeplerinden birisi de bu. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü'nün yaptığı denetim sonucunda da bu kaçak deşarjların, yasal olmayan atık su deşarjların bu kokuya sebebiyet verdiğini biliyoruz. Dolayısıyla koku problemi olarak tanımlamak yerine hava kirliliği problemi olarak tanımlamak ve bunun bir halk sağlığı sorunu olarak algılamasını sağlamak gerekiyor' diye konuştu.