Dünya Gazetesi tarım yazarı Ali Ekber Yıldırım, 1986 yılında dünyayı sarsan Çernobil Nükleer Santrali'nin patlamasıyla ortaya çıkan felaketten en çok etkilenen Karadeniz'de 34 yıl sonra bu kez koronavirüs nedeniyle çay hasadında sorun yaşandığını belirttiği 'Çernobil'den bu yana çay hasadı' başlıklı köşe yazısında şunları söyledi:
'Çernobil faciasının yaşandığı 1986 yılından bu yana ilk kez çay hasadı ile ilgili ciddi bir durumla karşı karşıyayız. Koronavirüs salgını nedeniyle çay hasadı tehlikede. Üretici, işçi, esnaf, sanayici, tüccar ve bölgede yaşayan hemen herkes endişeli. Mayıs ayı ortasında başlayacak çay hasadının nasıl yapılacağı tartışılıyor. Hasat mutlaka yapılacak. Ama nasıl ve kim tarafından yapılacak? Şimdilik bu soruya yanıt aranıyor.
Türkiye için çay neden önemli?
Her şeyden önce kişi başına yıllık ortalama 3.5 kilogram ile en çok çay tüketen ülkesiyiz. Türkiye'den sonra, Afganistan kişi başına 2.5 kilo ile ikinci sırada. Libya'da 2.1, Katar'da 1.8 ve İngiltere'de 1.7 kilo çay tüketiliyor. Çay, sudan sonra en çok tüketilen içecek olarak bilinir.
Türkiye, aynı zamanda dünyanın önemli çay üreticilerinden birisi. Çay alanları bakımında 7. sırada yer alan Türkiye, kuru çay üretiminde Çin, Hindistan, Kenya, Srilanka ve Vietnam'dan sonra 6. sırada.
Yaş çay üretimi yıllık 1 milyon 200 bin ton ile 1 milyon 500 bin ton arasında değişiyor. Üretilen yaş çaydan yıllara göre 230 ile 250 bin ton kuru çay elde ediliyor. Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü (ÇAYKUR) 2018 verilerine göre, çay üretim alanlarının yüzde 67.32'si Rize'de, yüzde 19.06'sı Trabzon, yüzde 11.56'sı Artvin, yüzde 2'si Giresun ve Ordu'da. Toplam çay üretici cüzdan sayısı ise 197 bin 169' dur.
Yılda 3 kez hasat edilir
Çay hasadı birinci, ikinci ve üçüncü sürgün olmak üzere yılda 3 kez yapılır. Genellikle, birinci sürgün Nisan sonuna doğru başlar, Haziran ortasına kadar devam eder. İkinci sürgün Haziran ortası başlar, Ağustos ortası sona erer ve son sürgün ise Ağustos ortası başlar ve 15 Ekim'de biter. Bu yıl olduğu gibi hava durumuna göre bu tarihlerde değişiklik olabiliyor. Bu yıl birinci sürgün hasadın 15 Mayıs'ta başlaması bekleniyor. Birinci sürgün yapılmadan ikinci, ikinci sürgün yapılmadan üçüncü sürgün hasadı yapılamıyor. Bu nedenle başta yaşanan bir sorun veya yapılan hata bütün üretim sürecini olumsuz etkiliyor. Hasadın zamanında ve doğru yapılması bu nedenle çok önemli.
Hasat edilerek toplanan yaş çay, ÇAYKUR İşletmeleri Genel Müdürlüğü'ne ait 46 çay fabrikasına veya özel sektöre ait 151 fabrikaya satılıyor. Yaş çayın ortalama yüzde 50-55'ini ÇAYKUR kalanı özel sektör satın alıyor. Devlet her sene yaş çay alım fiyatını ve destekleme primi açıklıyor. Geçen sene yaş çay alım fiyatı 16 Mayıs 2019'da Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli tarafından açıklandı. Yaş çay alım fiyatı kilo başına 2 lira 90 kuruş ve kilo başına 13 kuruşluk destekleme primi ile 3 lira 3 kuruş olarak ilan edildi. Bu sene üreticinin beklentisi primle birlikte 4 liranın üzerinde bir fiyat açıklanması.
Fındıkla birlikte Karadeniz Bölgesi'nin en önemli geçim kaynağı olan çay, sadece üreticisine değil, bölge esnafına, sanayicisine, çalışanlara ve yarattığı katmadeğer ile ülke ekonomisine önemli katkılar sağlıyor.
Hasat ile ilgili sorun neden kaynaklanıyor?
Çay üretici cüzdanına sahip olanların önemli bir bölümü Rize, Trabzon, Artvin, Giresun ve Ordu'da yaşıyor. Bir bölümü ise İstanbul başta olmak üzere büyük kentlerde yaşıyor. Bölge dışında yaşayanlar her sene hasat zamanı gelir, hasadını yaptırır çayı teslim eder ve yaşadığı kente geri döner. Son 10 yıldan bu yana Karadeniz'in çayını çoğunluğu Gürcistan'dan, bir bölümü de Azerbaycan'dan gelen işçiler hasat ediyor. Ancak, bu yıl koronavirüs nedeniyle Gürcistan ve Azerbaycan'dan işçi getirilemiyor.
İşçiler getirilemediği gibi, İstanbul'dan gelecek çay üreticilerine de izin verilmiyor. İstanbul›da salgının çok yaygın olması ve bulaşma riskinin yüksek olması nedeniyle çay bahçesi sahiplerinin Rize'ye, Trabzon'a gelmelerine izin verilmiyor. Onlar adına bir temsilci hasadı yaptırması isteniyor. Üretici buna şiddetle karşı çıkıyor. Hasadı kendisi yapmak veya yaptırmak istiyor. Hasadın yapılması için bölgeden işçi bulunması gerekiyor. İşçi ile ilgili önemli sıkıntılar var. Çay hasadı yıllardır Gürcistan'dan gelen işçilere yaptırıldığı için gençler hasat yapmayı bile bilmiyor. Hasadı bilen orta yaş ve üzeri olanlar ise yetersiz kalıyor.
Ucuz işgücü bölge insanını tembelleştirdi
Gürcistan'dan işçi getirilmesi bölgedekileri tembelliğe ittiği iddia ediliyor. Bölgeyi en iyi bilen gazeteci dostumuz Murat Taşkın'ın da belirttiği gibi 500 kilo çayı olan bile kendisi toplamak yerine başkasına toplatıyor. Rize'de yüzde 20 işsizlik olmasına rağmen çay toplamak için yeterli işçi bulunamıyor. Bu dönemde üniversiteler kapalı. Üniversite öğrencileri bile çayı toplayabilir. Fakat gençler hem toplamayı bilmiyor hem de işin zorluğunu düşünerek çalışmak istemiyor. Bir üretici sosyal medyada yaptığı paylaşımda 'bize Tunceli'deki belediye başkanı gibi bir kooperatifçi lazım' diyor.
Gürcistan'dan işçi getirilmesinin bir önemli nedeni ucuz işçilik olması. Yani Gürcüler daha ucuza çalışıyor. Bugünlerde işçiler günlük 300 lira istiyor. Bazı üreticiler toplanacak çayın üçte birini, dörtte birini toplayana vererek yarıcılık usulü ile toplatmak istiyor. Bu da çok tartışılan bir yöntem.
Özetle, 1986 yılında dünyayı sarsan Çernobil Nükleer Santrali'nin patlamasıyla ortaya çıkan felaketten en çok etkilenen Karadeniz'de 34 yıl sonra bu kez koronavirüs nedeniyle çay hasadında sorun yaşanıyor. Görünen o ki, hasatta yaşanan sorunun çözümü için Rizeli ve çay üreticisi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ne derse o olacak.'