Bilimsel bir gerçeğe dayanmayan, kulaktan kulağa yayılan bu ses kayıtları insanları daha çok panik ve endişeye sevk ediyor.

İnternetteki hangi bilginin doğru hangisinin yanlış olduğunu açık kaynaklara dayandırarak analiz eden bir doğrulama platformu olan Teyit.org Editörü Gülin Çavuş, konuyla ilgili AA muhabirine değerlendirmede bulundu.

Çavuş, öncelikle kendilerini takip edenlerle doğru bilgileri paylaşmaya çalıştıklarını ve sürekli WhatsApp'tan gelen, 'Komşumun kızı doktor o anlattı, bir akrabam orada çalışıyor' gibi ifadeler içeren ses kayıtlarına karşı kendilerini korumalarını tavsiye ettiklerini söyledi.

'Kriz zamanlarında insanları sakin tutmaya çalışıyoruz'
WhatsApp'ın kapalı bir mesajlaşma platformu olduğunu ve insanların buradan gelen mesajlara daha çok güvendiklerini dile getiren Çavuş, 'Gönderen kişi belki bir başkasından yönlendiriyor ama bilgiyi tüketen kişi duyduğuna inanıyor. O yüzden insanlara, doğru bilgileri alabilecekleri kaynakları takip etmeleri gerektiğini özellikle belirtiyoruz. Her gördükleri bilgiye inanmamaları gerekir. Bu tür uyarıları haftada iki kez gönderdiğimiz Covid-19 isimli e-posta bültenimizde de yapıyoruz. Ayrıca yakın zamanda WhatsApp gruplarını konu edindiğimiz bir videomuz da YouTube üzerinden yayınlanacak. Farklı platformlara yönelik ürettiğimiz içeriklerimizle doğru bilgiyi yaygınlaştırırken bu tür kriz zamanlarında insanları sakin tutmaya çalışıyoruz.' diye konuştu.

Koronavirüs salgının yaşandığı bugünlerde bu tür paylaşımların attığını gördüklerini aktaran Çavuş, şunları kaydetti:

'Koronavirüs salgını sırasında ortaya saçılan yanlış bilgilerin ölçeği çok genişledi. Ülkeler arasında bir kıyaslama yapmak mümkün değil diye düşünüyorum. Çünkü tüm dünyayı etkisi altına alan bir salgın ve yanlış bilgi çok kolay bir biçimde kılık değiştirip her ülkeye sızabiliyor. Aynı iddiaların pek çok ülkede yayıldığına şahit oluyoruz. Teyit'in de imzacısı olduğu International Fact-Checking Network bir çalışma başlattı ve dünyadaki teyitçilerin koronavirüs salgını sırasında inceledikleri iddiaları bir araya getirdi. Virüsle mücadele tüm insanlığın sorunu bu nedenle herkesin bu yanlış bilgilerden çok kötü şekilde etkilendiğini ve tüm bu yanlış bilgilerin halk sağlığına ciddi zararlar verdiğini görüyoruz.'

Kriz anlarında insanların doğru bilgiye olan ihtiyacı var
Teyit.org olarak bu yalan haberlerle mücadele ettiklerini aktaran Çavuş, Facebook ve Instagram gibi platformlarda yayılan yanlış bilgilerin önüne geçmeye çalıştıklarını, yanlış bir bilgi olarak işaretledikleri içeriklerde uyarıların yer aldığını söyledi.

Çavuş, böylece bu yanlış bilgileri paylaşan kullanıcıların teyit.org tarafından hazırlanan analizlere ulaştığını dile getirerek, 'Ayrıca bu süreçte sosyal medya platformlarımızı takip edenlerin sayısında da ciddi bir artış yaşandı. Bu da kriz anlarında insanların doğru bilgiye olan ihtiyacını ortaya koyuyor. Bir bilginin doğru olmadığını paylaştığımızda insanlar bize teşekkür ediyor ve doğrunun hayatımızdaki gerekliliği fikrini yaygınlaştırıyorlar. Çeşitli televizyon kanallarına çıkarak da yanlış bilgilerin zararlarını ve neler yapılabileceğini anlatmaya çalışıyoruz. Ekranlarda da bizleri görenlerin aklına biraz da olsa salgın sırasında her gördüklerine inanmama fikri ekiliyorsa bu da önemli bir etkidir diye düşünüyorum.' değerlendirmesinde bulundu.

Virüsten koruyan soğan gibi akıl dışı bir çok bilginin kendilerine de ulaştığını vurgulayan Çavuş, 'Son dönemde oldukça komik iddialardan birisi de Disney, Tinder ve IBM gibi firmaların CEO'larının koronavirüs salgınından korkup güvenli yerlere taşınmak için istifa ettiğiydi. Ayrıca son zamanlarda popülerleşen ve 5G'nin koronavirüs salgınıyla ilişkili olduğu iddiaları da komplo teorisine kayan enteresan bir iddia. Bunlar gibi çok fazla bilgi kirliliği ile karşılaşıyoruz.' dedi.

'Yanlış haberler insanlar üzerinde panik, hezeyan yaratıyor '
Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Kemal Arıkan da asılsız haberleri yayan insanların aslında bir kişilik bozukluğu içinde olduğunu belirterek, 'Bu kişiler, 'ben önemliyim, ben bilirim' diyerek kendisine değer kazandırmış oluyor. Kimisi de bu yanlış bilgileri duyunca paniğe kaplıyor ve bu paniğini paylaşmak istiyor. Ya da psikoza giriyor gerçeklikle ilgilisi kesiliyor ve bilgileri doğru algılayarak karşısındakilere de yayıyor.' diye konuştu.

Bu tür yanlış bilgilerin karşıdaki insanlar üzerindeki etkisine dikkati çeken Arıkan, şunları kaydetti:

'Hazırlıksız ve bilgisiz yakalanan insanlar bu safsatalara inanıyorlar. Paylaşılmış bir hezeyan gerçekleşebiliyor. Bunu 'koronavirüsü uluslararası bir komplodur' iddialarında da gördük. Bu söylentiye inanan çok insan oldu. Oysa ki bu tamamen bir hezeyandır. Bu konuda dikkat edilecek en önemli unsur böyle kulaktan dolma değil de doğru bilgiye doğru kaynaklardan ulaşmaktır.

Yanlış haberler insanlar üzerinde panik ve hezeyan yaratıyor. Oysa korona günleri insanın kendini dinlemesi, tefekkür yapması için bir fırsattır. Sosyal medyada bilgi kirliliğinin yanında çok eğlendiren güldüren paylaşımlar da var. Bizim halkımız çok zekice espriler de üretiyor korona ile ilgili. Bu yanlış haberlerdense bu komik paylaşımlara yönelmekte fayda var. Boş zamanlarımızı kitap okuyarak, film izleyerek değerlendirmemiz lazım. Ayrıca koronavirüs insanlara yardım etmek için bir fırsat. Yoksul ve yalnız insanlara yardımcı olmak da insanı mutlu edecektir.'

Prof. Dr. Arıkan, Çin'de karantina bittikten sonra çiftlerde boşanma oranlarının yüzde 50 arttığını hatırlatarak, eşlerin de bu zor günlerde birbirlerine destek olmaları gerektiğini belirtti.

Editör: Haber Merkezi