Seyhan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hamsinin yumurtlama alanlarının Karadeniz'in hem Türkiye hem de Gürcistan kıyılarında bulunduğunu söyledi.

Bu sene hava çok soğumadığı için henüz karşı kıyıdan balık gelmediğini anlatan Seyhan, 'Bizim buradakiler de henüz büyümediler.' ifadesini kullandı.

Henüz hamsinin küçük olduğuna işaret eden Seyhan, şu değerlendirmede bulundu:

'Aşırı avcılığa kaçmayacağız, o kadar küçük balık satılıyor ki avlayan da satan da alan da yasaları ihlal ediyor. Bunlara büyüme fırsatı vermediğimiz müddetçe birkaç sene sonra bunu da bulamayacağız. O nedenle ne diyoruz, aşırı avlamıyoruz, küçük avlamıyoruz, otokontrol sistemini çalıştırıyoruz, dikkatli oluyoruz, aksi takdirde yiyecek bir tane balığımız olmaz. Herkes dikkatli olacak, ben gidip almayacağım, balıkçı küçük olduğu için kabzımaldan satın almayacak, denizden karaya çıkarıldığı zaman devlet olayı anında takip edecek, küçükse gerekli işlem ne ise onu yapacak.'

Seyhan, vatandaşların yıllardır bu kadar ince hamsi görmediklerini anlattıklarını vurgulayarak, 'Büyümesine fırsat vermezseniz küçük balık görürsünüz, bir dahaki sene onu da göremezsiniz. Daha çok deniz suyu sıcaklığı yeterince soğumadığından dolayı sürü dağınık veya kompakt olarak bir araya gelebilmiş değil. Ben hamsi konusunda böyle düşünüyorum, dolayısıyla bize kalan da kıyılardaki küçükler.' diye konuştu.

Balıkçıların çok zeki ve tecrübeli insanlar olduklarını belirten Seyhan, balıkların nerede ne olduğunu çok iyi bildiklerini aktardı.

Seyhan, balıkçıların gırgır sardığı zaman sistemden balığın büyüklüğünü görebildiklerini vurgulayarak, bu süre zarfında ölen balıkların denize dökülmesi mi, yoksa bir şekilde değerlendirilmeleri mi gerektiğine ilişkin dünya genelindeki tartışmaların halen sürdüğünün de altını çizdi.

Prof. Dr. Kadir Seyhan, şunları kaydetti:

'Küçük balıkları avladıktan sonra geri dökmek mi, yoksa nasıl olsa öldüler götürüp insanların tüketimine sunmak mı daha mantıklı? Ya da balık unu, balık yağı gibi ikincil ürünlerin oluşmasına zemin sağlayacak fabrikalara götürmek mi? Bunlar tartışılan şeyler, doğrusunu yapmak lazım, doğru da zaman zaman değişebiliyor ama ben otokontrol diyorum. Balıkçısı da tüketicisi de devlet de yani herkes üzerine düşeni yapacak.'

Editör: Haber Merkezi