Analistler, geçen ay politika faizini yüzde 8,25'te sabit tutan TCMB'nin, bu hafta yapılacak toplantıda da politika faizini sabit tutacağını ancak reel ekonomiyi destekleyici adımlarına devam etmesinin olası olduğunu belirtti.

TCMB'nin de yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sebebiyle artan aşağı yönlü risklerin önlenmesi için son dönemde küresel merkez bankalarına paralel genişleyici bir duruş sergilediğini kaydeden analistler, artan enflasyonist baskıların TCMB'yi daha çeşitli para politikası araçlarına yönlendirebileceğini ifade etti.

Analistler, Kovid-19 süreciyle birlikte küresel ekonomilere paralel Türkiye'nin de büyüme beklentilerinin önemli derecede aşağı yönlü revize edildiğini ancak büyüme tarafında risklerin görece azalmasıyla, TCMB'nin enflasyon odaklı bir politika benimseyebileceği değerlendirmesinde bulundu.

TCMB'nin gerçekleştirdiği Beklenti Anketi'ne göre Türkiye ekonomisinin bu yıl yüzde 1,3 küçülmesi beklenirken, gelecek yıl büyüme beklentisi yüzde 4,6'dan yüzde 4,7'ye yükselmişti. Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) ise haziranda aylık bazda yüzde 1,13 artarken, yıllık bazda enflasyon yüzde 12,62 olmuştu.

TCMB, Aralık 2019'da yayımladığı '2020 Yılı Para ve Kur Politikası' metninde, enflasyonun öncelikle tek hanelere indirilmesinin, daha sonra ise kademeli olarak yüzde 5'te istikrar kazanmasının hedeflendiğini belirtmişti.

AA Finans'ın TCMB'nin gerçekleştireceği Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısına ilişkin anketine katılan ekonomistlerin tamamı politika faizinin sabit bırakılacağını tahmin etti.

'Kovid-19 sürecinin artırdığı maliyetler enflasyona yansıdı'
Piri Reis Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erhan Aslanoğlu, AA muhabirine konuya ilişkin yaptığı açıklamada, TCMB'nin yıl sonu enflasyon hedefinin hem mevcut enflasyon seviyesinin hem de piyasa beklentilerinin üzerinde olduğunu, dolayısıyla gelecek dönemde TCMB'nin daha sıkı bir para politikası izleyebileceğini söyledi.

TCMB'nin gelecek toplantıda faizleri sabit bırakmasının olası olduğunu dile getiren Aslanoğlu, 'Bunun temel nedeni de TCMB'nin son toplantılarda verdiği mesajlar ve o mesajların özellikle enflasyon ile ilgili olan boyutu aslında.' şeklinde konuştu.

Aslanoğlu, Kovid-19 sürecinin önemli ekonomik maliyetleri beraberinde getirdiğine dikkati çekerek, şu değerlendirmelerde bulundu:

'Enflasyonla ilgili riskler talep yönlü olabilir, kurla ilgili olabilir ama birde pandemi nedeniyle iş yerlerinin daha fazla hijyene dikkat etmesi, sosyal mesafeye daha fazla önem vererek çalışması nedeniyle bir maliyet artışı durumu söz konusu. Bu aslında bir anlamda çalışan başına katma değer düşmesi, verimliliğin azalması anlamına gelir. Bunun da enflasyonist baskı olabileceğini düşünüyorum. O yüzden, TCMB muhtemelen enflasyon görünümüne yönelik pozisyon almayı tercih edecektir.'

'TCMB, farklı sektörel hedeflere yönelik kredi kanalları açabilir'
TCMB'nin daha enflasyon odaklı bir politika izlemesinin öncelikli sebebinin Merkez Bankası tahminlerine göre artan enflasyonist riskler olduğuna değinen Aslanoğlu, 'Kredi büyüme rakamlarına baktığımızda büyüme tarafında Türkiye ekonomisinin Kovid-19 sonrası belirli bir ivmeye oturduğu görünüyor.' dedi.

Aslanoğlu, gelecek dönemde hem Türkiye'de hem de dünyada Kovid-19 salgınıyla ilgili olumlu gelişmelerin yaşanması halinde yılın ikinci yarısında büyümenin istenen düzeye çıkabileceğini belirterek, 'Bu açıdan bakıldığında büyüme ile ilgili kaygısı azalan, enflasyonla ilgili kaygısı ise artan TCMB'nin, gelecek dönemde faiz indirimlerine bir süre ara vereceği düşüncesindeyim.' ifadelerini kullandı.

Para politikasında paranın bir fiyatı, bir de miktarı olduğuna dikkati çeken Aslanoğlu, şunları kaydetti:

'Paranın fiyatı faiz aslında, TCMB paranın fiyatını sabit tutacaktır. Ancak miktarsal genişlemeye devam edeceğini, bu miktarsal genişleme için de farklı kanallar açma olasılığının olabildiğini ya da bu tür sinyaller verebileceğini düşünüyorum. Önümüzdeki dönemde ihracata yönelik Eximbank kredileri ve Kalkınma bankalarına verdiği desteği artırarak, farklı sektörel hedeflere yönelik kredi kanalları açmayı deneyebilir ya da bunun sinyalleri görülebilir.'

Yabancı ekonomistler Merkez Bankasından değişiklik beklemiyor
Yabancı ekonomistler, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) faizlerde değişikliğe gitmesinin beklemiyor.

Piyasalarda TCMB'nin bu haftaki toplantısında politika faizini sabit bırakacağı tahmin ediliyor.

Özellikle enflasyondaki artışla beraber TCMB'nin genişlemeci para politikasına belli bir süre ara vermesi öngörülüyor.

Analistler, bu durumun TCMB'nin genişlemeci para politikasında sona yaklaştığı anlamına gelmediğini bankanın enflasyonun seyrine göre faizlerde tekrar indirime gidebileceğini belirtti.

Konuya ilişkin olarak AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Rabobank Gelişen Piyasalar Kıdemli Kur Stratejisti Piotr Matys, TCMB'nin para politikasındaki parametrelerde değişikliğe gitmeyeceği öngörüsünde bulundu.

Matys, genişlemeci para politikasına ara vermenin, TCMB'nin enflasyonu son aylarda hangi faktörlerin etkilediği ve bu etkilerin uzun mu yoksa kısa süreli mi olacağı konularını değerlendirmesine olanak sağlayacağını aktardı.

TCMB'nin bu yılın ikinci yarısında enflasyondaki düşüşün hızlanacağı ve 2021 yılında daha da gerileyeceği öngörüsüne dikkati çeken Matys, bu nedenle bu aşamada genişlemeci para politikasının sona erdiğini söylemek için çok erken olduğunu dile getirdi.

Matys, reel faiz oranları düşük seviyelerde olduğu için TL'nin genişlemeci para politikasına ara verme durumundan fayda sağlayamayacağı öngörüsünde bulundu.

'Enflasyondaki artışın şu an için faiz indirimi seçeneğini ortadan kaldırdı'
Medley Global Advisors Direktörü Nigel Rendell, TCMB'nin politika faizini değiştirmeyerek yüzde 8,25'te sabit bırakacağını öngördü. Rendell, bu yıl daha düşük faiz oranlarının gerçekleşebileceğini söyledi.

Rendell, enflasyondaki artışın şu an için faiz indirimi seçeneğini ortadan kaldırdığını aktardı.

AA Finans'ın TCMB'nin gerçekleştireceği Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısına ilişkin anketine katılan ekonomistlerin tamamı politika faizinin sabit bırakılacağını tahmin etti.

25 Haziran'daki son PPK toplantısında, politika faizi değiştirilmeyerek yüzde 8,25'te sabit bırakılmıştı.

Editör: Haber Merkezi