1837 yılında Hüseyin Efendi'nin yaptırdığı konak, 4 oğlundan biri olan Mehmet Ofluoğlu'nun torunları tarafından 21 yıl önce tapu kadastroya, dedeleri adına kaydettirildi. Ancak Hüseyin Efendi'nin diğer oğlu Mustafa Ofluoğlu'nun torunu Güngör Oflu, konakta kendi haklarının da bulunduğu iddiasıyla tapu iptal davası açtı. Ardından da halen 120 varisi olan konağa yerleşip, demir kapı taktırdı. Diğer varislerin giremediği konakla ilgili son sözü, Yargıtay söyleyecek.
Oflu'nun hak sahibi olmadığı iddia edildi
Konağın varislerinden birisi olan Yüce Kuluhan, Güngör Oflu'nun konak üzerinde hiçbir hukuki hakkı olmadığını belirterek, 'İstanbul Cihangir'de Feruz Mah. Akarsu Sok. 61 nolu apartmanın 2. katında (İstanbul 3.noterliği) yapılan 2 nisan 1930 tarihli 0235321 nolu mukavelede Ofluoğullarından Hacı Hüseyinoğlu Ahmet Efendi ile erkek kardeşlerinden oluşan ölü Hacı Mehmet'in oğlu hasan, ölü Abdurrahman efendi ve onun oğulları Nazım ve Tevfik ve de ölü Hafız Mustafa oğlu Sabri efendiler müşterek sahiplikleri olan arazi ve üzerindeki taşınmazları kendi aralarında paylaşmışlar ve tasdik etmişlerdir. Söz konusu arazi ve üzerindeki taşınmaz olan konak, Hacı Mehmetoğlu Hasan Kuluhan'a düşmüştür. Hasan Kuluhan mirasçıları olarak tapu belgemiz yapılan bu mukaveleye dayanmaktadır. Kendisi yapılan bu sözleşmeye 2002 yılında dava açmış, 2014 yılında yerel mahkeme davayı esastan reddetmiş, Güngör Oflu söz konusu kararı yargıtaya taşımıştır. Resmi sözleşmeye göre herhangi bir hakkı olmamasına rağmen 2017 tarihli evimizi işgalinden bu yana sosyal medya hesaplarından sürekli atalarımızı, dedelerimizi, değerlerimizi; aşağılayıcı, küçük düşürücü, hakaret içerikli sözlerle taciz etmiştir.' dedi.
'Asılsız beyanlarla uzaklaştırma kararı aldırmıştır'
Kuluhan, Oflu'nun haksız bir şekilde 3 yıldır evi kullandığını söylerek, 'Bu eve kira dahi ödemeyerek, 2019 yılından beri hiçbir hissedarı sokmadığı gibi, benim hakkımda da asılsız beyanlarla uzaklaştırma kararları aldırmıştır. Emniyet güçlerini mesnetsiz iddialarıyla sürekli meşgul etmiştir. Tedbir kararının kaldırılmasının ardından evime girmek istedim ama Güngör Oflu kapıları açmamıştır. Buna istinaden ben ve diğer hissedar Halil Ofluoğlu ve emniyet güçleri şahitliğinde tekrar evine girme teşebbüsünde bulunmuşsa da Güngör Oflu isimli şahıs polislerin yanında beni 'silahla vurma' tehdidinde bulunmuştur. Sonuç olarak ben evime giremedim. Eşimle birlikte mağdur olduk. Buna istinaden avukatımız bu mağduriyetin giderilmesi adına sayın mahkemeden ihtiyati tedbir kararı ile evin tahliyesini talep etmiş, söz konusu talep mahkemece kabul görmüştür.' diye konuştu.
'Evi talan etmiştir'
22 Haziran tarihinde Güngör Oflu'nun konaktan icra memurları ve polisler eşliğinde çıkartıldığını belirten Kuluhan, 'Karara itiraz etmiş olsa da yüksek mahkeme reddetmiştir. Güngör Güngör Oflu nihayet aile fertlerimizin girebildiği evin bahçesinde kamp kurmuş, aile fertlerimizi tahrik edici bir takım hareketlerde, söz ve davranışlarda da bulmaya devam etmektedir.Kendi kullanım alanı dışındaki evin diğer tüm alanlarına bilerek ve isteyerek zarar vermiştir. Öyle ki, kilitlerini kırdığı kapıların içerisine çöplerini yığmış, farelerin tüketeceği gıdalar serpiştirmiş, ateşinin küllerini mutfağa yığmıştır. Ardından tekrar yine kendisi kilit taktırmış sanki bunca zararı biz yapmışız gibi icra memurlarına odaların halini göstermiş, sosyal medyada yakışıksızca paylaşımlar yapmıştır. Ayrıca kendi kullanım alanı dışındaki yerlerde küçük abdest izlerine rastlanmıştır. Güngör Oflu'nun yalanları ve manüplasyonları artık akıl almaz boyutlara ulaşmıştır. Dede yadigarı iddiasıyla evimize göz diktiği yetmezmiş gibi inanılamayacak boyutta evi talan etmiştir. Her ne kadar ihtişamlı bir tarihe sahip evimiz hiç haketmediği şekilde bu süreçte zarar görmüş olsa da, geçmişe saygımızdan bundan sonraki süreçte gözümüz gibi korumaya devam edeceğiz' ifadelerini kullandı.