Önce DEAŞ kuruldu, insanlığın insanlığından utandığı, kan donduran cinayetlere başladı. Irak’ı nerede ise tümden ele geçirecek bir düzeye erişti. Sonrasında Suriye’ye yöneldi. Yaktı yıktı, insanlara ölümlerden ölüm beğen dedi. 

Şimdi Suriye’de O örgütün isim değiştirmiş şekli muhalif örgütleri de yanına alarak hızlı işgaller yapmaya başladı. Suriye rejimi ardına bakmadan, boşalttığı yerleri YPG, PKK’ya devrederek çekiliyor. Halep düştü, sırada başkent Şam var!

Suriye rejiminin hiçbir insanı değeri dikkate almaması, kendi vatandaşlarına ölüm yağdırması üzerine ülke bin parçaya bölündü. Yüz binlerce insan öldü, milyonlar komşu ülkelere sığındı. Ülkemiz 5 milyondan fazla Suriyeliyi kaç yıldır misafir ediyor. Milyar dolarlar Suriyeli kardeşlerimize masraf edildi. Halen bu kambur sırtımızda!
Suriye’de öyle bir derin çatlak oluştu ki, işin içinden çık çıkabilirsen! Rusya Amerika başta olmak üzere onlarca ülkenin eli Suriye’nin kalbinde! Çıkarlarını korumak için her gün başka bir taktikle burayı karıştırmaya devam ediyorlar.

Suriye’nin öyle ahım şahım madenleri yok. Petrolü kendi ihtiyacını karşılamaktan uzak! Amerika ve Rusya bu bölgeyi kontrol amaçlı ellerinde tutmaya çalışıyorlar. Rusya Suriye devleti ile, Amerika terör Örgütü PKK-YPG ile çıkarlarını, uzun vadeli planlarını gerçekleştirmek üzere Suriye’deler.

Bu noktada hem uluslararası antlaşmalara uyan tek ülke Türkiye. Suriye’nin toprak bütünlüğü şiddetle arzulayan, isteyen Türkiye! Diğerleri gibi emperyal düşünceler içinde değil. Bu eski Osmanlı toprağında Türkiye’nin umudu Suriye’de birliğin sağlanması, toprak bütünlüğünün korunması, demokrasinin gelmesidir. 

Katil Esat rejimin sonra ermesi ile Suriye’de birliğin sağlanması Ortadoğu’da barışın hakim olduğu bir ortam yaratabilir, terör ve onun destekçileri o topraklar atılabilir. Fakat bu bir birbirini boğazlayarak, çatışarak değil, oturup konuşarak anlaşarak olabilir. 

DEAŞ’la Suriye’yi kan gölüne çeviren Amerika, çıkarı için rejimi koruyan Rusya Suriye’yi terk etmeden orada barışın geleceğine inanmıyorum.

Katil Esat daha başka, daha derin düşüncelerle Suriye’de kan akıtmaya devam edeceğe benziyor. HTŞ öncülüğünde harekete geçen muhaliflerin kaybeden taraf olması muhtemeldir.

Suriye’de tabandan gelen, değişim ve demokrasi isteyen guruplar hakim olmadıkça kaos ve kan devam edecektir. 

Temennimiz Suriye’de birliğin sağlanması ve süratle demokrasiye dönülmesidir.

Baki selam ve dua ile