“Türk futbolunu UEFA / FIFA'da belirlenen uluslararası kriterlere uyumlu ve uygun hale getirerek, futbol ailesi ve paydaşlarıyla birlikte katılımcı, paylaşımcı, şeffaf ve hesap verebilir şekilde yöneteceğiz” açıklamasıyla yola çıkan ve Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) adaylığını açıklayan Servet Yardımcı’nın futbol ilgisi sevgisi Rize’de başladı. Esnafspor ve YSE takımlarının formasını giydi.

Servet Yardımcı, Türkiye Futbol Federasyonu'na ilk kez Hasan Doğan döneminde seçilirken, Mahmut Özgener'in döneminde başkanvekili oldu ve Mehmet Ali Aydınlar'ın döneminde yine yönetim kurulu üyesi seçildi. Yardımcı, Eski İstanbul Milletvekillerinden,  Milli Savunma Eski Bakan Yardımcısı Rizespor’a iki dönem başkanlık yapmış Rizespor Onursal Başkanı Hasan Kemal Yardımcı'nın kardeşi olmasının yanı sıra,  memleketi Rize’ye sayısız yatırımlar yapmış, eserler kazandırmış Yardımcı ailesinden geliyor. Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) 1. Başkan Vekili Servet Yardımcı, 5 Nisan 2017 tarihinde yapılan 41. UEFA Kongresi'nde yapılan seçimi kazandı ve yönetim kuruluna girdi. Yardımcı bu başarısıyla Şenes Erzik’ten sonra UEFA yönetim kuruluna giren ilk Türk oldu. 

SERVET YARDIMCI’DAN RİZE’YE DAİR BİR KAÇ SÖZ
FUTBOL SEVGİMİZ RİZE’DE BAŞLADI, ESNAFSPOR’DA YSE’DE FUTBOL OYNADIM

İlkokulu Rize’de Gülbahar İlkokulunda, ortaokul ve liseyi İstanbul’da okudum. Üniversiteyi İngiltere’de Metropolitan Üniversitesinde okudum. Ekonomi tahsili yaptım. Sonra da iş hayatına atıldım. İngiltere’de 7 yıl kaldım. Tamamı eğitimdi. Futbol da oynadım. İngiltere’ye gitmeden önce Rize’de Esnafspor ve YSE’de futbol oynadım. Eski adıyla Yol, Su, Elektrik... Esnafspor’da lisansım vardı. Amatörde oynadım. 1. Amatör Ligi vardı o zaman. İngiltere’ye gidince futbolu bırakmadım. Orada da Yunan liginde oynadım.

RİZE TUTKUMUZ HİÇ BİTMEZ
Biz 9 kardeşiz. 4 erkek, 5 kız. Ben 5. çocuğum. Çocukluk dönemim Rize’de geçti ve çok güzeldi. Çocukluk dönemim hep beraber evin içerisinde ve Gülbahar ile Bağdatlı Mahallesi’nde geçti. O zamanlar bizim evin önünde yol değil deniz vardı. Her şey çok güzeldi. Çocukluğum şahane geçti. Bizim aile birliğimiz çok meşhurdur, birbirimize çok bağlıyız. İngiltere benim için çok önemliydi ve o zamanlar İngiltere’de okumak çok zordu. Yurt dışına yılda bir kere çıkılıyordu. İletişim yok, telefon yok. Benim için tam anlamıyla gurbetti. Türkiye’ye sadece yazları gelirdim. Geldiğim gibi de hemen Rize’ye giderdim. İstanbul’da işimiz olmasına rağmen tatilimi Rize’de geçirirdim. Rize özlemi çok büyüktü. Okurken denizcilik firmalarında çalıştım ve staj yaptım. O bakımdan tahsilim açısından çok önemli bir süreçtir. O dönemde İngilizce konuşabilmek çok önemliydi. Dolayısıyla iş hayatına çok çabuk adapte oldum. Dönünce hemen işin başına geçtim. Gemilerin yönetimi ve bütün uluslararası ilişkiler tarafını üzerime aldım. Denizcilik bölümünün ticarî anlamdaki yönetici tarafını aldım. Ağabeyim Hasan Kemal Yardımcı o zaman yönetim kurulu başkanıydı. 1992 yılında eşimle tanıştım. 1996’da ilk oğlumuz oldu. 1998’de ikinci oğlumuz dünyaya geldi.

BİZİM İŞİMİZ YARDIMCI OLMAK
Rahmetli babamın dediği gibi mısır ekmeği yedik biz, o yüzden Karadenizli olarak inatçı huyumuz var.
Çok var esasında. Rize’deki her anım benim için çok önemli. İşimiz burada olduğu için gidince hemen dönmek zorunda kalıyoruz. Mesela yazları İngiltere’ye dönme zamanında çok buruk giderdim. Rize’ye alışmışım, bütün yazı Rize’de geçirmişim ve arkadaşlarım orada. Rize’ye gidiyorsun ve sonra İngiltere’ye dönüyorsun... Hem ailemi hem de arkadaşlarımı bırakmak çok zor geliyordu. Bizim işimiz “yardımcı” olmak. Hem rahmetli babamın hem de bizim yaptıklarımız adına ailemle hep gurur duyarım. Rize için gerçek Rizeli oluşumuzu gösterdik. Bütün yatırımlarımızı, hayır işlerimizi Rize’de yaptık. O bizim gerçekten Rizeli olduğumuzu gösteriyor. O anlamda biz Rizeliyiz diyerek altını çizmiş olduk. Rize sevdalıyız ve tartışılmaz bir şekilde Rize’yi sahiplendik.