Rize'de, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi (RTEÜ) Akademik Yılı açılış töreninde konuşan TBMM Başkanı Mustafa Şentop, dünyada 17'nci ülke olduklarını, hedeflerinin 2023'te ilk 10'a girmek olduğunu açıkladı. Türkiye iş birlikleriyle birlikte dünyanın en etkili ekonomik güçlerinden birisi olabileceğini söyleyen Şentop, 'Sıkıntılarımız var ama bu sıkıntılar bir imkansızlığın, çaresizliğin değil, büyümenin, büyüklüğün acıları, sıkıntılarıdır. Türkiye ekonomide fizik altyapıda birçok alanda hızlı bir şekilde büyürken, akademik dünyada, bilgi üretiminde, bunu teknolojiye yansıtmada Türkiye'nin aynı şekilde büyüdüğünü söyleyemeyiz. Bu alanda çok daha fazla çalışmalara ihtiyacımız var. Bu bizim dış politikadaki küresel ve bölgesel iddialarımız yerine getirebilmek için onu destekleyecek bilimsel altyapı ve teknolojiye yansıyan yönlerinin çok önemli olduğunu, buna imkan verecek düzeyde olması gerektiğini ifade etmek isterim. Bilimsel alandaki cumhurbaşkanımızın önderliğinde hükümetlerin politikaları sadece bir imkan sunuyor. Bunun içini dolduracak olan öğrencilerimiz, akademisyenlerimiz. Onların gayretleri büyük önem taşıyor. Bu konuda çok mesafeler alındı' dedi.

'YÜZDE 70'LERE VARAN MİLLİ SAVUNMA OLUŞTURDUK'

Türkiye'nin daha önce savunma sanayinde dışarıya muhtaç olduğunu söyleyen Şentop, konuşmasını şöyle sürdürdü:

'Türkiye şimdi yüzde 70'lere varan milli bir savunma sanayi oluşturdu. Türkiye'nin yakın zamanda bugüne kadar elde ettiklerimizden çok daha mesafeler elde edeceğini görüyoruz. Dünya bir değişim ve dönüşümün içerisinde. Tarihte her zaman gün 24 saat, bir hafta 7 gün, bir yıl 365 gün olmuyor. Önemli olan takvim yaprağının arasını dolduran olaylar, vakalar. Bunların önemi ve bunların sonraki dönemler açısından belirleyiciliği. Tarih kitaplarına baktığımızda görüyoruz ki bazen yüz yıllık bir coğrafyadaki dönem 3-5 sayfada anlatılıyor. Bazen ise birkaç gün, birkaç ay ciltlerle anlatılabiliyor. 19'uncu yüzyıl Osmanlı Devletinin yıkıldığı dönem. O dönem sadece Osmanlı değil, etrafındaki bütün coğrafyada çok büyük değişikliklerin meydana geldiği, 21'inci yüzyılı belirleyici değişikliklerin meydana geldiği bir yüzyıl. Osmanlı Devletinin önceki yüzyıllarından çok daha önemli olayların meydana geldiği bir yüzyıl. Bugün tarihçilerin de en çok çalıştığı dönem yüzyıl. Bazen akış hızının hızlandığı dönemler vardır tarihte. İşte öyle bir dönemi yaşıyoruz bugünlerde. 20'nci yüzyıldaki dünya düzeni çöktü. 20'nci yüzyıl bence bir geçiş dönemiydi, belki bir ara dönem, belki devre arasıydı. Bu devre arası görünüyor ki sona ermek üzere. Dünya yeniden şekillenecek. Yeni bir dünya düzeni kurulacak. Yeni dünya düzeninin kuruluşu noktasında aslında ticaret savaşlarından birçok çatışmalara kadar hepsinde motivasyon fazla. Daha önce herkes pozisyonunu korumak için mücadele eder, çatışırdı. Şimdi ise yeni kurulacak dünya düzeninde bir pozisyon elde etmek için çatışmalar var.'

'TÜRKİYE ÇOK BÜYÜK MESAFELER KAZANDI'

Türkiye'nin çok büyük mesafeler kazandığına vurgu yapan Şentop, 'Sadece fizik alt yapı olarak değil, bilhassa bilimsel çalışmalara verilen destek bakımından da Türkiye çok büyük mesafeler kazandı. Ben bunu büyük ölçüde üniversitede yaşamış birisiyim. 1993 yılı ocak ayında Marmara Üniversitesi'nde araştırma görevlisi olarak başladım. 2011 yılı mart ayında da milletvekilliği adaylığı için istifa ettim. Dolayısı ile bu sürecin içinde bizzat yaşamış birisiyim. Çeşitli kurumlarda da bu anlamda üniversitelerde görevlerimde oldu. Bu bakımdan aradaki farkı, Türkiye'nin nereden nereye ilerlediğini gelişmeyi bizzat gördüm. Bu bakımdan Türkiye'de üniversite hayatının gelişmesi bakımından sunduğu imkanlarla bu alana gösterdiği alaka ve vermiş olduğu ehemmiyet bakımından sayın cumhurbaşkanımızın bir üniversiteye ismi verilme noktasında bunu en çok hakkedecek kişi olduğu kanaatindeyim. İsim başka üniversitelere de verilebilir. Ama Rize bu konuda biraz kıskanç davranıyor olmalı ki şimdi Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi sadece Rize'de var' diye konuştu.

'TÜRKİYE SÖZÜ TAKİP EDİLEN ÜLKE OLDU'

23 Nisan 2020'de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılışının 100'üncü yılı ile ilgili çalışmalar yürütüleceğini anlatan Şentop, 'Tabi bu 100 yıl önemli bir yıl dönümü. Bunu sadece biz geriye dönük geçmişte neler yapmışız diye bunları anlatmak, hatırlamak ya da bunlarla övünmek değil amacımız. 100 yılın bilançosunu çıkarmak değerlendirmek ve nereye geldiğimiz, hangi şartlarda geldiğimizi yeniden hatırlamak ve geleceğe yönelik hedeflerimizi ona göre yeniden canlandırmak imkanı sunuyor bu 100 yıl dönümü kutlamaları. Her milletin her halkın bir geçmişi var ama her milletin, her halkın bir tarihi yok. Geçmişin tarih olabilmesi için o devletin o milletin o halkın geleceğe dönük birtakım iddialarının olması gerekiyor. Bu iddialar aslında birbiri ile bağlantılı. Geçmiş bu iddiaları ortaya koyabilme gücü veriyor bize. Bizim milletimizin çok büyük bir tarihi var. Ve o tarih bize hep geleceğe baktığımızda bir perspektif bir imkan sunuyor. Her önümüzü aydınlatıyor hem de omuzlarımıza çok önemli bir yük, bir görev bir sorumluluk veriyor. 1928 yılında nüfus sayımında yaklaşık 10 milyon bir nüfusumuz varmış. Tabi öncesine gittiğimizde sürekli toprak kaybeden bir nüfus kaybeden kaybettiği topraklardan ana vatana çeşitli dönüşlerin, mazeretlerin olduğu bir dönem yaşamışız. Savaşlar üstüne savaşlarla en son harap olmuş bir ülke, ekonomik bakımdan bitme noktasına gelmiş bir ülke istiklal savaşını yürütmüş. İşte o günlerden bu günlere geldik. Türkiye 82 milyon nüfusu olan dünyada şu anda 17'nci büyük ekonomisi olan ve sözleri merak edilen takip edilen bir ülke haline geldi' dedi.

Türkiye'nin bütün dünyada yatırımları olan bir ülke olduğunu anlatan Şentop, 'Türkiye şu anda 174 ülkede diplomatik temsilciliği var. Sayı bakımından tahmin ediyorum ki dünyada ilk 3'e girer. Biz bunları durup dururken orada da bir arkadaşımıza çalışma imkanı olsun diye açmıyoruz. Bunları açmamızın bir sebebi var. Oralarla ilişkilerimiz var, oralarda insanlarımız var. Bu bakımdan Türkiye Afrika ile olan ilişkilerinden en çok geliştiren ülkeler arasında birinci sırada diyebiliriz. Afrika ülkelerinde yatırım yapan ülkeler arasında çok gerilerde iken ülkemiz şu anda ilk 4 içerisinde. Evet birinci değil ama bir şeyde birinciliği var. İstihdam oluşturma ve istihdam sağlama açısından o ülkelerin insanlarında birinci sırada. Başka ülkeler Afrika'ya geliyorlar 'oranın zenginliklerini alalım buradan ülkemize götürelim' diyorlar. Ama Türkiye buranın zenginliklerinden istifade edelim diye geliyor. Sadece istifade etmiyor Türkiye orada yaşayan insanlarda kendi ülkelerinin zenginliklerinden istifade etsinler diye uğraşıyor. Bu bakımdan Türkiye'nin sadece Afrika ülkeleri ile değil bütün dünyadaki ülkelerdeki ilişkisi insani bir temelde yürüyor. 'Sadece ben kazanayım, sömüreyim' değil. Ben kazanırken burada yaşayan insanlarda kazansınlar diye Türkiye hareket ediyor' diye konuştu.

Editör: Haber Merkezi