Yaşadıklarını anlatan Köseoğlu, 'Kepçe operatörü okul önünde çalışıyordu. Biz de orada okulun sahasındaydık. DSİ'nin su tankeri vardı. Onun işi bitmişti, su hortumunu topluyordu. Bir anda büyük bir gürültü koptu. Kafamı kaldırdım ve yukarıdan gürültü ile birlikte suyun geldiğini gördüm. Suyun yüksekliği neredeyse 3 bina yüksekliğinde vardı. Can havliyle kendimizi okulun içerisine attık. Okula çıkarken yanımızda operatör vardı. 'Ağabey kaç' diye bağırdım ona. Makineyi aşağı çevirdi, bir el kornaya bastı. O ses hala kulaklarımda. Üstten aşağıya dere geldiği zaman teller birbirine vurdu ve okulun yanındaki trafo patladı. Beyaz ışığını gördüm sonra kendimizi okula attık. Okula zor çıktık' dedi.

'2 DAKİKA SÜRDÜ'
O sırada okulda kadın, çocuk toplamda 10 kişi olduğunu söyleyen Köseoğlu, 'Kendimizi okula zor attık. Okuldakileri uyararak üst katlara çıktık. Herkes psikolojik olarak yıkılmıştı. Bağrışmalar, çığlık atanlar oldu. Çok yakındı, ölümü hissettim. Bir arkadaşımızın da kolu kesildi. Okulun ikinci katına kadar su ve balçık doluydu. Merdivende de kaya vardı. Büyük bir patlama oldu, 'okul herhalde yıkıldı' dedim. Allah'tan okula bir şey olmadı ve insanlara sığınak oldu. Herkes çok korktu, ben de o an 'herhalde öleceğim' dedim. O anki psikoloji başka. Önümdeki insanları merdivenlerden yukarı ittik. Kaç kat çıktık, ne zaman çıktık hatırlamıyorum bile. Zor olsa da kolundan yaralanan arkadaşımızı balçığa bata çıka çıkardık. Daha sonra da diğerlerini alarak yukarıdaki mahalleye çıktık. Ardından gerekli yerleri aradık. Karadan ulaşım yoktu. Sadece havadan ulaşım vardı. O zaman diliminde yaralı arkadaşımızla ilgilendik. Helikopter gelince buradan bezle işaret yaptık. Bir tur attıktan sonra gelip yere sepet indirdi. Yaralı arkadaşımızı verdik ve alıp gitti. Felaket toplamda 2 dakika sürdü. Çok süratliydi ama buraları yerle bir etti' diye konuştu.










Editör: Haber Merkezi