OMÜ Tıp Fakültesi Aile Hekimliği Polikliniği'ne, 2022 yılı Temmuz ve Aralık ayları arasında başvuran 18 yaş ve üzeri 330 hasta üzerinde yapılan 'Sağlık Okuryazarlığı Düzeyinin Yaşam Kalitesi Üzerine Etkisi ve İlişkili Faktörlerin Belirlenmesi' isimli araştırmanın sonuçları paylaşıldı.

Katılımcıların yüzde 27'sinin sağlık okuryazarlığının yetersiz olduğunu, yüzde 40'ının ise sorunlu sınırlı düzeyde sağlık okuryazarlığına sahip olduğunu ortaya çıkardı. Araştırmayı yapan Sinop Boyabat 75. Yıl Devlet Hastanesi Aile Hekimi Uzm. Dr. Gülşah Çolak, '2016 yılında yüzde 69 olan sağlık okuryazarlığı düzeyi, 2018 yılında yüzde 68'e gerilemiş. Araştırmamızı daha yüksek sağlık okuryazarlığı gerektiren, 3 basamak bir hastane olan üniversite hastanesinde yapmamıza rağmen, kayda değer bir gelişme kaydedilmemiş. Araştırmamız sonucunda biz de bu oranı yüzde 67 olarak belirledik' dedi.

SAĞLIK OKURYAZARLIĞI DÜŞÜKLÜĞÜ DEVLETE DE YÜK GETİRİYOR

Uzmanlık tezi kapsamında üniversite hastanesinde yaptıkları araştırmada, katılımcıların yaşının, medeni halinin, formal eğitim seviyesinin, gelirlerinin, kitap okuma sıklığının, fiziksel aktivite yapma durumunun, çalışma durumunun, kronik hastalığı olma durumunun, sağlık kuruluşu başvuru tercihleri ile sağlık okuryazarlığı puanları arasında anlamlı ilişki saptandığını söyleyen Uzm. Dr. Çolak, 'Günümüzde sağlık okuryazarlığı, toplumsal değişikliklerden, sosyokültürel değişikliklerden gerekse tıbben hekimin hastaya yaklaşımından meydana gelen değişikliklerden kaynaklı olmak üzere, daha sık araştırılan daha güncel ve daha önem verilen bir konu haline geldi. Sağlık okuryazarlığı kişilerin kendi sağlıklarının gelişiminin yanında bir de devletlere getirdiği ekonomik yükler var. Bir kişinin sağlık okuryazarlığı düşük olduğunda, hangi basamak sağlık hizmetine başvuracağına dahi karar verememekte, koruyucu sağlık hizmetlerini alamamakta. Dolayısıyla, hastalıkların daha geç aşamalarında sağlık hizmeti almakta ve bu da bakım masraflarını arttırmakta ve kişinin de o hastalığa bağlı yaşam kalitesinin düşmesine sebep olmakta' diye konuştu.

EĞİTİM DÜZEYİ YÜKSELDİĞİNDE, SAĞLIK OKURYAZARLIĞI DA YÜKSELİR

Yaptıkları araştırma ile geçmiş yıllarda yapılan araştırmalar arasında kayda değer bir fark oluşmadığını söyleyen Uzm. Dr. Çolak, 'Geçmiş yıllarda yapılan çalışmalarda belirlenen sağlık okuryazarlığı düzeyinde daha sonra yapılan müdahalelerle bir gelişme olmuş mu, güncel durumumuz nedir, herhangi bir müdahale eklemeye gerek var mı, bu konuları araştırdık. Bizim çalışmamız üçüncü basamak bir hastanede yapılıyor. Üçüncü basamak görece sağlık okuryazarlığının daha yüksek bireylerin başvurabildiği hastaneler demek. Bu kuruma başvurabilmek bunun kararını verebilmek, bu kurumlarda gerekli sağlık hizmetini alabilmek, daha yüksek bir sağlık okuryazarlığı gerektiriyor. Bu da daha fazla çalışma yapılması gerektiğini gösteriyor. Kişilerin eğitim düzeyi, gelir düzeyleri, fiziksel aktivite yapma durumları, kronik hastalık sahibi olup olmama durumlar, özellikle de kitap okuyup okumama durumu kendini çok bariz gösteriyor. Kişilerin eğitim seviyesini yükseltmek, sağlık okuryazarlığının iyileşeceğini göreceğimiz anlamına gelir. Toplum olarak sağlık okuryazarlığımız düşük ve bunu yükseltmemiz gerekiyor. Sadece bir hastaneye başvuran kesime değil, topluma yönelik gerek basın yayın kuruluşları aracılığıyla gerek yerel idareler aracılığıyla sağlık okuryazarlığını yükseltmeye yönelik daha etkin adımlar atılmalı' ifadelerini kullandı.

Editör: Haber Merkezi