RTEÜ Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğünden yapılan yazılı açıklamaya göre, panele, farklı üniversitelerden akademisyenlerin yanı sıra Tarım ve Orman Bakanlığı, ÇAYKUR Genel Müdürlüğü, Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı Araştırma Enstitüleri, Artvin, Rize, Trabzon ve Giresun İl ve ilçe Tarım ve Orman müdürlükleri, DOKA, Rize Ticaret Borsası, Rize Ticaret ve Sanayi Odası, Ulusal Çay Konseyi, özel sektörden birçok fabrika ve çay müstahsili olan 110 kişi, video konferans yöntemiyle katıldı.
Çay İhtisaslaşma Koordinatörü Prof. Dr. Ali Bilgin başkanlığındaki panelde, bölgedeki yaklaşık 200 bin çay üreticisinin önemli sorunlarından biri olan yalancı kelebek ve sarı çay akarının zararları konusunda 6 farklı sunum gerçekleştirildi.
Bilgin, açılış konuşmasında, bölgeye önemli katma değer sağlayan çayın bahçeden bardağa kadar olan süreçlerinin hepsini yeniden ele alarak değerlendirmek ve modernizasyonu sağlamak suretiyle çay tarımının sürdürülebilirliğini ve daha uzun süre hizmet etmesini sağlamanın çay ihtisas üniversitenin temel amaçlarından biri olduğunu belirtti.
Panelde yalancı kelebek ve sarı çay akarıyla mücadele teknikleri ile ilgili şu bilgiler paylaşıldı:
'Yalancı kelebek ile mücadelenin mutlaka yumurtlama döneminden önce yapılması gerekmektedir. Nimfler çıkana kadar mücadele kültürel önlemler ile yapılabilecek, nimf döneminde mücadelede bazı sebzelerde Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından geçici olarak önerilen biyopreperatlar kullanılabilecektir. Yalancı kelebekle mücadelede entomopatojen olan doğal düşmanların korunması ve etkinliklerinin artırılması için kimyasal mücadeleye alternatif metot olan kültürel mücadele ve biyoteknik mücadele gibi mücadele şekillerine öncelik verilmelidir. Rize'de çay, kivi, sebze ve mısır alanlarında yürütülen biyoteknik yöntemlerin denendiği çalışmalarda erginlerin görüldüğü dönemde elektrik veya güneş enerjisiyle çalışan ışık-su kombine tuzakların, nimflerin görülmesi ile birlikte ise sarı su tuzaklarının etkili olduğu, bu tuzakların düzenli olarak kullanılmaları ile yalancı kelebek popülasyonunun azaltılmasının mümkün olacağı aşikardır. Yalancı kelebeğin, Karadeniz sahil hattı ve Trakya'ya yayılmış durumda olduğu, bu türün bitki öz suyu ile beslendiği için tek yıllık ve iki yıllık bitkilerde çok ciddi zararlara sebep olduğu, çaya zarar verdiği konusunda net bir çalışmanın olmadığı, bu konuda çalışmaların devam ettiği açıktır.'
Açıklamada, yapılan çalışmalar sonucu geliştirilen prototiplerin yalancı kelebek üzerinde öldürücülük oranının yüksek olduğu ve bu ürünlerde ruhsatlandırma ve ticarileştirme aşamasına gelindiği de aktarıldı.