Koltuk değnekleriyle yürüyebilen Coşkun, sadece bir kez gördüğü yapıları hafızasında işleyerek minyatürlerini üretiyor. 2011 yılında trafik kazası geçirdikten sonra maket bıçağı eline alarak bu tutkuya başladı.
Coşkun, kendi ifadesiyle, 'Bu evi sorarsanız benim baba ocağım, halimi sorarsanız kaza geçirdim, sakat kaldı bacağım, malzememi aletlerimi sorarsanız bu biçki ve bıçağım.' şeklinde konuştu.
Kazadan sonra minyatür yapma işine başlayarak sürekli deneyimlerle yeteneğini geliştiren Coşkun'un görsel hafızası oldukça güçlü ve gördüğü her türlü yapının minyatürünü yapabiliyor.
Bu minyatürler, yöresel mimariye sahip evlerden camilere kadar farklı yapıları içerebiliyor. Sanat eserlerini Coşkun, bahçesinde bulunan çardakta sergiliyor.