İkizdere ilçesi Ilıca köyünde yer altından 72 derece sıcaklıkla çıkan ve içerdiği 4541 mineral oranı ile dünyanın en kalitelilerinden olduğu ifade edilen termal su kaynağı, şifa arayanların adresi oluyor.

Sağlık Bakanlığı'nca yaptırılan su analizlerinde, sodyum bikarbonatlı florürlü termomineralli suyun romatizmal hastalıklar başta olmak üzere kronik bel ağrıları, eklem rahatsızlıkları, beyin ve sinir cerrahisi sonrası hareketsiz kalanlar ile nörolojik ve stres rahatsızlıkları ile spor yaralanmalarında tamamlayıcı tedavi olarak kullanılabileceğine yer verildi.

Kaplıcada termal su ile birlikte fizik tedavi de pandemi dolayısıyla verilen aranın ardından alınan tedbirlerle yeniden uygulanmaya başlandı. Türkiye'nin dört bir yanından ziyaretçilerini ağırlayan kaplıcaya gelenler tesislerde hem tatil yapıyor, hem de suya girip, şifa arıyor. Hastalara doktor ve fizyoterapist eşliğinde fizik tedavi uygulanıyor.

'SALGINDA KAS VE EKLEM PROBLEMLERİ ORTAYA ÇIKTI'
Fizyoterapist Ercan Çimen, pandemi sürecinde zamanı evde geçirip günlük aktivitelerin azalması ile birçok kas, eklem problemlerinin ortaya çıktığını söyledi.

Çimen, 'Boyun ve bel ağrılarında artışlar yaşandı. Biz burada termal suyun iyileştirici gücü ile birlikte fizik tedavideki özel teknikleri kullanarak bu ağrılarda azalma amaçlıyoruz, bu ağrıların giderilmesi için bir çalışma yürütüyoruz . Manuel terapi, elektroterapi, kinezyo bantlama ve egzersizlerle bir çalışma yürütüyoruz. Tesisimiz doğa içerisinde bulunduğu için psiko-sosyal yönüyle de iyileşmeye katkısı oluyor. Fizik tedavi uygulamalarının yanı sıra termal suyun içerisinde bulundurduğu yüksek mineraller ve sıcak suyun etkisiyle kaslarda daha iyi bir gevşeme oluyor. Kan dolaşımındaki artış sebebiyle iyileşme süreci de bir o kadar hızlanmış oluyor. Buradaki fizyotermal kliniğini diğer fizik tedavi merkezlerinden ayıran bir diğer özellikte misafirlerin doğa içerisinde zaman geçirebilmelerinin terapilerine katkı sağlıyor olmasıdır. Termal sudan faydalanıp burada konaklama yapabiliyorlar. Bu özelliği ile fizik tedavi sürecini de konaklamalı olarak burada bizim takibimiz altında gerçekleştirmiş oluyorlar' dedi.

'KORUYUCU FİZİK TEDAVİ UYGULUYORUZ'
Koronavirüs sürecinde özellikle evde fazla vakit geçirilmesi ve sosyal hayatın azalmasından dolayı telefon tablet kullanımı özellikle gençlerle beraber yetişkin kişilerde de çok fazla arttığına dikkat çeken Çimen, 'Buna bağlı boyun ağrıları çok fazla oluyor çünkü bizim pozisyon itibarıyla telefona aşağı doğru bakıyor olmamız boyun eğikken başın yükünü artırıyor, dolayısıyla boyun sırt problemleri çok karşılaştık bu dönemde. Gençlerimiz daha çok harekete yönelerek, gün içerisindeki hareketleri çoğaltarak bu problemlerin önüne geçebilirler. Aynı şekilde bizim burada sadece hastalığa yönelik bir tedavi değil koruyucu fizik tedavi programımızla bir sorunun ortaya çıkmaması için sağlıklı yaşamın sürdürülebilmesi için de uygulamalarımız mevcut' diye konuştu.

Termal kaplıca merkezine gelen Samet Doğru, 'Almanya'dan geliyorum, arkadaşlarımın tavsiyesi üzerine burayı öğrendik. Doğa muhteşem, su harika. Hepsi bir arada muhteşem bir yere geldiğimizi düşünüyorum. Kronik bel rahatsızlığım var, tedavi amaçlı geldim, açık havuzu tercih ettim. Hem doğayı izliyorum hem de suyun şifalı özelliğinden faydalanıyorum' ifadelerini kullandı.

Termal Kaplıca Merkezi yöneticisi Amaç Ekşi, koronavirüs sürecinde evlerde dört duvar arasında kapalı kalındığını belirterek 'Bu süreç sonrasında kaplıcamızı tercih eden misafirlerimiz yürüyüş yaparak doğal ortamın keyfini çıkartıyor, akan derenin sesini dinleyerek psikolojilerine destek sağlıyor. Evde geçen süreçte oluşmuş fiziksel bozukluklar içinde termal suyumuz destekleyici bir unsur oluyor. Suyumuzun içindeki mineraller ile birçok kronik rahatsızlığa, bel ve fıtık ağrılarına destekleyici unsur taşıyor. Bünyemizdeki fizyoterapistimizle birlikte hem tedavilerini olurken aynı zamanda bölgemizdeki bu muhteşem doğal güzelliklerle de psikolojilerini destek sağlamış oluyorlar' dedi.

Editör: Haber Merkezi