Kentte, 173 bin metrekarelik dolgu alanında korozyon nedeniyle riskli duruma gelen 4 bin 174 bağımsız yapıda kentsel dönüşüm projesi için harekete geçildi.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Rize Belediyesi'nce yürütülen çalışma ile daha az katlı, kentin kültürüne ve mimarisine uygun yapılar inşa edilecek. Projede ilk etapta yıkılacak belediye bloklarının bulunduğu 23 hektarlık alandaki 118 dükkan, 174 ofis ve 60 konut tahliye edildi.
Yıkım için binalara giren ekipler karşılaştıkları görüntü karşısında büyük şok yaşadı. Binaların taşıyıcı kolonların yerlerinin değiştirildiği, içerlerinden boruların geçirildiğini ve kesildiğini ortaya çıktı. Demirlerin paslandığı ve açığa çıktığı kolonların da çatladıkları tespit edildi.
'Kendi Kendine Çökecek Hale Gelmişler'
Rize İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Murat Yazıcı, binalar boşaltıldıkça yaptıkları incelemelerde kolonlara müdahale edildiğini tespit ettiklerini söyledi.
Yazıcı, 'Bazı kolonlar kesilmiş. Bazı iş yerlerinde ara katlar yapılmış. Bazı yerlerde kolonlar var, üst katlarında kolonlar yok. İnsani müdahalelerinde olduğunu burada gördük. Bu binalar 1960'lı yıllarda dolgudan sonra inşa edilmiş. O tarihte herhangi bir mühendislik hesabıyla bu binaların yapılmadığıyla ilgili fazla da bir bilgimiz yok. Herhangi bir mühendislik müdahalesinin olmadığını da şuradan anlıyoruz, herhangi bir dere malzemesini kullanmış ise burada herhangi bir mühendislik hesabının olmadığı kanaati oluşuyor bizde' dedi.
O yıllarda bu binalara izolasyon tedbirlerinin yapılmadığını ifade eden Yazıcı, 'Tuzlu suyun deniz tarafından alınarak en üst kata kadar demirlerin paslandığı ortaya çıktı. Bu paslanmalarda demirlerin şişmesine kolonların şişmesine yol açtı. Kolon şişmesi sonucu kolonlarda oluşan çatlaklar gün yüzüne çıktı. Mühendislik hesabı yapılmadığı için deniz suyuyla birlikte kolonlarda karbonatlaşmaya yol açıldı. Bu binalarda özellikle insani müdahaleler var. Ayrı zamanda yapım hatları da var. Malzeme eksiklikleri de var. Binalar zaten kendi kendine çökecek hale gelmişti. Binaların bir an önce yıkılması gerekiyordu' diye konuştu.
Devletin güçlü olduğunu kaydeden Yazıcı, 'Bu durumu ciddiye alarak bu yapılara müdahale etmeye başladı. Yani yapılacak binalarda eski hataların göz önüne alınması gerekiyor. Bu zeminde bu kadar hata olmasıyla birlikte insani müdahalelerle birlikte burayı bu şekle getirdik. Yeni yapılan binalarda ise su miktarı hesaplanmalı. Sahilde dolgu alanına yapılmış yüzlerce binamız var. Bu dolgu alanlarında yapılmış diğer binalarında bir an önce incelemelerin yapılması gerekmekte. Devletin ekonomik durumu ortada. Hep beraber bir pandemi süreci yaşıyoruz. İnsanların hayatında da ekonomik bir zorluluk var ama en büyük sermaye insan hayatı. Devletimiz o kadar büyük bir devlet ki; bu zor süreçte burayı inşa edecek kudreti kendinde gösteriyorsa diğer mahalleleri de yenileyebilecek güç kendisinde vardır' ifadelerini kullandı.
'Bu Binalar Ömrünü Tamamlamıştı'
Kentsel dönüşüm projesini yürüten Mustafa Ekşi İnşaat Proje Müdürü İnşaat Mühendisi Hakan Bayraktar da denize çok yakın bir mesafede çalışmanın yürütüldüğünü belirterek 'Aramızdan sadece bir karayolu geçiyor. Zeminde yer yer büyük tahkimatlar ile karşılaşıyoruz. 18-19 metre derinlikte sert zemine ulaştık. Şu an herhangi bir problem yaşamıyoruz. Fore kazık çakma işlemlerimiz sürüyor. Su seviyesinin altında yapılacak imalatlar olduğu için, bu suyun tutulabilmesi için uygun teknikler üzerinde çalışma yapılıyor. Çalıştığınız zemini susuz bir hale getirmek ve bodrum perdelerimizi korumayı amaçlıyoruz. Teknolojinin gelişmesi ile beraber izolasyonda yeni sistemler ortaya çıktı. Bu binalar çok eski artık kullanım ömürlerini de tamamladı. Bizim burada uygulamaya çalıştığımız imalat bütün veriler göz önüne alınarak yapılıyor. Planlarımızı işimizi en hızlı yapacak şekilde düzenliyoruz. Buradaki imalat sadece bir bina yapmak değil. Bu alanı tamamen iyi hale getirip bina yapmak gerekiyor' dedi.