Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi, Sağlık Bilimleri Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Levent Yamanel, normalleşme sürecinin insanlar tarafından yanlış anlaşıldığını belirterek, 'Bu süreç yeni bir normal aslında. Daha steril ve toplumdan mümkün olduğunca sosyal mesafeyi koruyarak geçirilecek bir süreç.' dedi.
Aynı zamanda Yoğun Bakım ve İç Hastalıkları uzmanı olan Prof. Dr. Yamanel, AA muhabirine, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) ile mücadele kapsamında 1 Haziran itibarıyla geçilen normalleşme sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de Kovid-19 pandemisinin devam ettiğine işaret eden Yamanel, 'Virüs ne dünyamızı ne de ülkemizi terk etmiş durumdadır. Hızlı yayılma ve ciddi hastalık yapma potansiyelini sürdürmektedir. Küresel bir bağışıklık oluşana kadar hepimizin yeni normal diye adlandırılan sürece uyum göstermemiz gerekmektedir. Küresel bağışıklığın kazanılabilmesi için ya toplumun büyük bir bölümü hastalığı geçirecek ya da çok etkin bir aşı bulunacaktır.' dedi.
Yamanel, normalleşme sürecinin yanlış anlaşıldığına dikkati çekerek, 'Bu süreç yeni bir normal aslında. Daha steril ve toplumdan mümkün olduğunca sosyal mesafeyi koruyarak geçirilecek bir süreç.' ifadelerini kullandı.
Çok etkin bir tedavinin bulunmasıyla da eski normale dönülebileceğini ifade eden Yamanel, şunları kaydetti:
'Yeni normalin sürdürülmesiyle hem kendimizi hem de tüm sevdiklerimizi, kolay yayılan ve özellikle risk grubundaki kişilerde ciddi hastalık oluşturan bu virüsten koruyabiliriz. Yeni normalin olmazsa olmaz bazı kuralları vardır. Bunlar mümkün olduğunca kalabalık olabilecek yerlerde bulunmamak, 1,5-2 metrelik sosyal mesafeyi korumak ve bununla birlikte uygun şekilde maske takmak, özellikle el hijyenimiz başta olmak üzere temizlik kurallarına uymak. Tabii ki bunların yanı sıra hem kişisel temizliğimize mümkün olduğunca özen göstermek hem de diğer çevresel temizliğe ve hijyen kurallarına da uymak gerekiyor. Kapalı alanlarda bulunmak riski arttırmakta olup, açık alanlar tercih edilmelidir.'
'Hiç hastane ve yoğun bakım eksikliği yaşanmadı'
Prof. Dr. Yamanel, Sağlık Bakanlığının bu dönem için bütün alanlara ve sektörlere yönelik çok ciddi rehberler oluşturduğunu ve bunların uygulanıp uygulanmadığının sıkı şekilde takip edildiğini dile getirerek, 'Tüm tedbirlerin hepimiz tarafından dikkatlice uygulanmasıyla Kovid-19 salgınının önüne geçmek mümkün olacaktır.' diye konuştu.
İstanbul'da hizmet vermeye başlayan acil durum hastanelerinin yoğun bakım ve yatak sayılarının sağlık sistemine sağladığı katkıları da değerlendiren Yamanel, konuşmasını şöyle sürdürdü:
'Kovid-19 salgınının bütün ülkelerde sağlık sistemlerinin kaldıramayacağı kadar ağır seyrettiğini gördük. Özellikle İtalya ve İspanya gibi gelişmiş Avrupa ülkelerinde yoğun bakıma ihtiyaç duyan hasta sayılarının yoğun bakım yatak sayılarını geçtiğini gözlemledik. Bununla birlikte hastaneye yatarak tedavi olması gereken hastalara hastaneler cevap verebilecek kapasitede değildi. Bu nedenle bu ülkelerde lokantalar dahil birçok yerde sağlık hizmeti verilmeye başlandı. Ülkemizde ise şehir hastanelerinin yüksek yatak ve yoğun bakım kapasitesi nedeniyle hiçbir zaman böyle bir durum ortaya çıkmadı.'
Yoğun bakım yatak sayısının yeterli olmasının yanı sıra kaliteli ve deneyimli yoğun bakım ekipleri sayesinde Türkiye'de ölüm oranının düşük olduğunu anlatan Yamanel, Avrupa'nın en büyük metropollerinden biri olan İstanbul'da hastane ve yoğun bakım eksikliği yaşanmadığına dikkati çekti.
Prof. Dr. Yamanel, İstanbul'da hizmete açılan hastanelere işaret ederek, 'İstanbul'da yeni yapılan şehir hastanelerinin yanı sıra salgın hastanelerinin hizmete girmesiyle Kovid-19'dan kat kat büyük salgın olasılıklarında bile hastane ve yoğun bakım eksiği olmayacağı açıktır. Ülkemiz sağlık sisteminin bu hastanelerin açılmasıyla en gelişmiş ülkelerin sağlık sistemlerinin çok ötesine geçtiğini rahatlıkla söylemek mümkündür.' değerlendirmesini yaptı.
