Kendisinin de bir çay müstahsili olduğunu vurgulayan Rize Ziraat Odası Başkanı Nevzat Paliç, sözlerine 'Ben de 'Hayde Çayluğa' diyorum, Yusuf Beyi destekliyorum' ifadeleri ile başladı.

Paliç konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi:

'Çayın memleketimize getirildiği zaman devlet, bu bölgedeki insanların buralarda geçim kaynağı olmadığı için hep gurbete gittiklerinden dolayı burada bir geçim kaynağı olsun diye uğraştı. O zaman ki çaylar farklı bir lezzete sahipti. 100 gramlık paketler vardı. Buradan şimdi hediye olarak anzer balı götürüyorlar, o zamanlar 100 gramlık turist çaylarını götürürlerdi. Çayımız o kadar değerliydi. Şimdiki anzer balı kadar değerliydi. Bununla birlikte 100 gramlık paketten 5 demlik çay yapılırdı. Eskiden çayların kaliteli olmasının nedeni toprakların bu kadar kimyasalla buluşmamış olmasıydı. Gübre verilirdi ama miktarı bu kadar fazla değildi. O zaman herkes çayını kendi toplardı. Elle toplama olurdu. Şimdi çay toplama Gürcülere kilo işi olarak veriliyor. Ben kilo işi verilmesine karşıyım. Tamiyi (bitkiyi) yarısından kesiyor, torbasını dökerken de hiç bakmıyor, olduğu gibi getiriyor. Ne tarlanın otunu temizliyor, ne dikeni temizliyor, ne üzerine dökülen yaprakları temizliyor olduğu gibi getiriyor. Bunlar hep yanlış. Ben çayımızın değerli olmasından yanayım. Kaliteli olmasından yanayım. Çayın mevcut durumundan şikayetçiyiz, fakat yine de çayı terketmememiz lazım. Çayı kaybedersek, şu memlekette çay olmazsa, ne daire ne arazi ne başka birşeyin değeri olur. Mevcut nüfus yarı yarıya düşer. Bu yüzden müstahsilin çayımıza sahip çıkması gerekiyor. Çaya gitmek, çayın bakımını yapmak, çayın toplanması bunlar çok güzel şeyler. Bu nedenlerle ben de 'Hayde Çaya Bakalım' hep birlikte diyorum.'

Editör: Haber Merkezi