Geçtiğimiz günlerde yapılan çay hasadı değerlendirme toplantısı hakkında açıklamalar yapan Özyanık, 'Çay sezonu öncesinde alınan tedbir ve kararların değerlendirilmesi için Rize Ticaret Borsası'nda Valimiz Kemal Çeber başkanlığında siyasi parti il başkanları ve çay sektör temsilcilerinin de yer aldığı geniş çaplı bir toplantı gerçekleştirildi. İYİ Parti Rize İl Başkanı olarak biz de bu süreçte hiçbir vatandaşımızın mağdur edilmeyeceği, çay alımı sürecinde vatandaşlarımıza her türlü kolaylığın sağlanacağı, çay üreticilerimizin çaylarının dalında kalmayacağı bir süreç yönetilmesi gerektiğini toplantıda dile getirdik. Toplantıda görüşülen konular ve sunduğumuz önerilerin şeffaflık ilkesi gereğince vatandaşlarımızın da bilgisine sunmamız gerektiğine inanıyoruz' dedi.

Özyanık toplantıda sundukları öneriler hakkında şu bilgileri verdi:

'Bizim bu konuya bakış açımız bu kararı almak zorunda kalmadan, çay hasat sezonu öncesinde, bütün hazırlıkların eksiksiz yapılarak, bir eylem planının oluşturulması yönündeydi. Bu hazırlığın yeterince yapılmaması ve diğer illerde vaka artışlarının Büyükşehirlerden gelen insanlardan kaynaklandığı düşüncesiyle önceden alınan bazı kararların aksine böyle bir karar alınmasını gerektirmiştir. Oysaki bu sürecin başladığı ilk günden itibaren çay hasadı için şehir dışından gelecek müstahsillerimiz için gerekli çalışmaların ivedilikle yerine getirilmesi gerekmekteydi. Çay cüzdanı olan ailelerden en azından 1 kişinin günler öncesinden tespit edilerek, kademeleri olarak devlet kontrolü eşliğinde Rize'ye getirilmesi ve yine devletimizin kontrolünde izolasyonlarının sağlanması gerekirdi. Böylelikle önemli sayıda müstahsilimizin çay hasadı döneminde çayının başında durması sağlanabilirdi. Ailelerini bırakıp gelemeyecek kişilerin de çaylarının toplanma süreci daha kolay yürütülebilirdi. Çay hasadına çok az bir süre kaldığı bu günden itibaren bu tarz bir çalışmanın yapılıp yapılamayacağı ilgili kurumlar tarafından tekrar değerlendirilecektir. Bu yönde bir hazırlığın yapılmaması üzerine kontrolsüz bir şekilde Rize'ye girişlerinin yasaklanması kararının, bu aşamadan sonra İnsanımızın sağlığı açısından olumlu buluyoruz. Ancak devletimizin böyle bir karar alması, aynı zamanda bazı sorumlulukları da beraberinde getirmektedir. Bu sorumluluk çay müstahsili olan hiçbir hemşehrimizin çayının dalında kalmayacağı titizlikle yürütülecek bir süreç yönetimidir. '

Özyanık, bundan sonraki süreçte yapılması gerekenler hakkında ise şu tavsiyelerde bulundu:

'İYİ Parti Rize İl Başkanlığı olarak bundan sonraki süreçte alınması gereken bazı tedbir ve kararlara yönelik önerilerimizi tekrar ediyoruz. Şehir dışından gelemeyecek çay müstahsillerimizin çaylarının dalında kalmaması için köylerimizde ve mahallerimizde muhtarlarımızın başkanlığında ivedilikle bir kurul oluşturulmalıdır. Bölgelerinde bulunan çay müstahsilleri bu kurul vasıtasıyla tespit edilmelidir. İlimize gelemeyenlerin çaylarına yönelik eksik iş gücünün tespit edilmesi, öncelikli olarak o bölgeden iş gücünün sağlanması, bölgede işgücünün eksik kalması halinde İŞKUR vasıtasıyla iş arayanlar ve bu süreçte işsiz kalan vatandaşlarımızdan oluşturulacak çay işgücünün koordineli olarak o bölgelere transferi çay alım kampanyasından en az 1 hafta önce hazır hale getirilmelidir. Bu süreçte şehir dışında olan müstahsillerimizle de sürekli iletişim halinde olmak, son derece önem arz etmektedir. İŞKUR üzerinden oluşturulacak işgücüne talebin arttırılması için oluşturulacak iş gücüne katılan her bir vatandaşımızla Toplum Yararına Proje kapsamda en az 6 aylık sözleşme imzalanmalı, ayrıca topladıkları ton başına 700 TL prim verilmelidir. Ödenen 700 TL primin müstahsillerimize daha sonra ödenecek çay paralarından kesinti yapılarak yansıtılabilir. Daha önce kota uygulamasının kaldırılması gerektiğini vurgulamıştık. Kotanın kaldırılması ile özel sektördeki serbest piyasa koşulları içinde üreticimizin emeğinin tam karşılığını alması devlet eliyle sağlanmış olacaktır. Vatandaşlarımızın sağlıklarını tehlikeye düşürmeyecek ve çay alımlarını aksatmayacak bir eylem planıyla bu uygulamanın en azından salgın süreci içinde kaldırılması gerektiğini düşünüyoruz. Müstahsillerimizin çay alım kampanyası sürecinde sosyal mesafe ve izolasyon kurallarına uyması için en üst seviyede tedbirlerin alınması gerekmektedir. Bunun için hafta tatili uygulaması kalkmalı alım yerlerinin 7 gün açık kalması sağlanmalıdır. Randevu sistemi yeniden getirilmelidir. Randevu sistemiyle haftada bir gün değil gerekirse müstahsillerimize 2 ya da 3 gün içinde çay satma imkanı sağlanmalıdır. Böylelikle müstahsillerimizin her gün çay alım yerlerine gelmesinin önüne geçmiş olacağız. Yaş çayda taban fiyat sezon başlamadan önce açıklanmalı ve zaten ekonomik olarak zorda olan vatandaşımızın yanında olmak için olabilecek en yüksek taban fiyat olarak belirlenmelidir. Koronavirüs salgını nedeniyle insanımızın yaşadığı ekonomik tahribatın biraz olsun gidermek adına hem Çaykur'da hem de özel sektörde taban fiyat uygulamasının olması gerekliliğini ve bunun da en az 4 TL olması gerektiğini de daha önce de vurgulamıştık. Bizler bu süreçte vatandaşlarımızın bize ulaştırdığı sorunları değerlendirerek, çözüm yolu olduğunu düşündüğümüz önerilerimizi sunuyoruz. Hiç bir müstahsilimizin çayının dalında kalmayacağı yönünde devlet garantisi verilerek vatandaşlarımızın endişeleri giderilmelidir. 'Devletim benim çayımı dalında bıraktı' dedirtmeyeceğimiz. Türk devletinin her koşulda vatandaşının yanında olduğunu gösterebildiği bir süreç yönetimi diliyorum.'

Editör: Haber Merkezi