Gezi Parkı odaklı olaylara ilişkin davada tahliyesine ve beraatine karar verilmesinin ardından Silivri Cezaevi'ndeki tahliyesinin ardından gözaltına alınan Anadolu Kültür AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala'nın İstanbul Emniyet Müdürlüğündeki işlemleri tamamlandı.
Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'na getirilen Kavala, tutuklanma talebiyle Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği'ne sevk edildi.
Soruşturma savcılığının, hakimliğe gönderdiği sevk yazısında, hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 'Türkiye Cumhuriyeti devletinin anayasal düzenini değiştirmeye teşebbüs' suçundan soruşturma yürütülüp yakalama kararı ile aranmakta olan şüpheli Hanrey Barkey'in, FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütünün Amerika'daki onursal başkanlığını FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in yaptığı, Rumi Forum Vakfının organizasyon komitesinde görev yaptığı, örgüt elebaşının çalışmalarını tanıtmak için lobi faaliyeti yürüttüğü, 15 Temmuz darbe girişiminin sabahında yurt dışından İstanbul'a geldiği ve doğrudan Büyükada Splendit otele yerleştiği belirtildi.
Barkey'in 18 Temmuz 2016 tarihinde Türkiye'den ayrıldığı, ayrılmadan önce aynı gün içinde şüpheli Osman Kavala ile Karaköy'de bir restoranda buluştukları bilgisine yer verilen sevk yazısında, 'Bunun yanında yapılan iletişim analizlerinden de anlaşılacağı üzere darbe girişimi öncesi ve sonrasında yoğun irtibatlarının bulunduğu, yine iletişim analizine göre şüpheli Osman Kavala'nın diğer şüpheli Hanrey Barkey ile darbe girişimi öncesi 27 Haziran 2016'da Şişli ilçesinde şüpheli Osman Kavala'ya ait Menka Anonim Şirketi adlı iş yerinde, devamında da 30 Haziran 2016 tarihinde Diyarbakır ilinde bir araya gelerek PKK Terör Örgütü irtibatlı kişilerle buluştukları tespit edildi.' denildi.
Darbe girişimi sürecinde, şüpheli Hanrey Barkey ile şüpheli Osman Kavala'nın suç tarihlerindeki irtibatları, şüpheli Barkey'in FETÖ ile olan irtibatları dikkate alındığında Kavala'nın darbe teşebbüsünün karar sürecine katıldığına dair bulgulara ulaşıldığı belirtilen sevk yazısında, '26 Temmuz 2016 tarihinde başlatılan bu soruşturma kapsamında, başka suçtan tahliyesine müteakip kaçma şüphesi göz önünde bulundurularak 18 Şubat 2020 tarihinde gözaltı kararı verildi.' ifadelerine yer verildi.
Yazıda, şüpheli Kavala'nın, mevcut delil durumu, kaçma ihtimalinin bulunması ve adli kontrol tedbirlerinin yetersiz olduğu dikkate alınarak, 'Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini cebir, şiddet kullanarak değiştirmeye teşebbüs' suçunda tutuklanmasına karar verilmesi talep edildi.
Soruşturma savcılığınca tutuklanma talebiyle hakimliğe sevk edilen şüpheli Osman Kavala, Nöbetçi 8. Sulh Ceza Hakimliği tarafından sorgulandı.
İfadesinde 2 yıl 4 aydır hukuksuz bir şekilde tutuklu olduğunu belirten Kavala, 'Dün 30. Ağır Ceza Mahkemesi'nin beraat kararının tescil etmiş olduğu gibi ve daha önce Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının açıkça belirttiği gibi maruz kaldığım sıra dışı vahimlikteki bir hak ihlalinin dünkü gözaltı kararı ve bu akşam gördüğümüz savcının sevk yazısı bu hak ihlalinin devam ettirilmekte olduğunu göstermektedir. Daha önceki ifademde belirtmiş olduğum gibi 15 Temmuz darbe girişimine destek olmak ile ilgili tüm iddialar asılsızdır.' diye konuştu.
Nöbetçi Hakimlik, kamuoyunda Gezi Parkı davası olarak bilinen dosyadan verilen tahliye kararı nedeniyle atılı suçun ağırlığı ve önemi dikkate alındığında şüphelinin kaçma şüphesinin bulunduğu ve adli kontrol hükümlerinin yetersiz kalacağı gerekçeleriyle şüphelinin 'Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme' suçundan tutuklanmasına karar verildi.
Beraat ve tahliye kararı verilmişti
İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi, Gezi Parkı odaklı olaylara ilişkin 16 sanığın yargılandığı davayı karara bağlamış, aralarında Osman Kavala'nın da bulunduğu 9 sanığın, 'cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs', 'mala zarar verme', 'nitelik yağma', 'tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirilmesi', 'kasten yaralama', 'ağırlaştırılmış yaralama' ve 'Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'na muhalefet' suçlarından beraatlerine karar vermişti.
Sanıkların üzerlerine yüklenen suçların işlendiğine dair mahkumiyete yeter derecede hukuka uygun somut ve kesin delil bulunmadığı gerekçesiyle beraat kararı veren mahkeme heyeti, dosyanın tutuklu sanığı Osman Kavala'nın da tahliyesine hükmetmişti.
Başsavcılık açıklama yapmıştı
İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesinin kararın ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yazılı açıklama yapılmış, kamuoyunda 'Gezi Olayları' olarak bilinen ve Türkiye Cumhuriyeti hükümetini hedef alan kalkışma girişiminin soruşturulması kapsamında, eylemleri planlayan, yöneten ve yönlendiren bir kısım şüpheliler hakkında Başsavcılıkça 19 Şubat 2019 tarihinde iddianameyle kamu davası açıldığı hatırlatılmıştı.
İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesinin 18 Şubat tarihli kararıyla, hakkında kamu davası açılan sanıkların beraatine ve tutuklu sanık Osman Kavala'nın tahliyesine karar verildiği anımsatılan açıklamada, şunlar kaydedilmişti:
'Anılan kararın bozulması talebiyle ilgili mahkemeye süre tutum dilekçesi verilmiş olup, kararın gerekçesinin yazılmasını müteakip, Cumhuriyet Başsavcılığımızca istinaf kanun yoluna başvurulacaktır. Yargılama sonucunda tahliyesine karar verilen sanık Kavala hakkında, 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin Başsavcılığımızca yürütülen bir başka soruşturma kapsamında, TCK'nın 309. maddesi uyarınca Anayasal Düzeni Bozmaya Teşebbüs suçundan ayrıca gözaltı kararı verilmiştir.'