Ünlü oyuncu Oktay Kaynarca, Rize Belediyesi'nin Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın desteğiyle düzenlediği '1001 Gözle Rize Kısa Film Festivali' kapsamında gerçekleştirilen online söyleşi programına katıldı.
Oynadığı karakterlerin izleyiciler tarafından çok sevilmesi hakkında yöneltilen soruya Kaynarca, 'Galiba seçtiğimiz projeler konusunda çok titizleniyoruz, öyle olması da gerekiyor. Seçtiğimiz projelerde çalışan insanlar ve altyapıları çok önemli. Mümkün olduğunca bunlara dikkat etmeye çalışıyoruz. Bizde kendi üzerimize düşeni yapınca, Allah'a şükürler olsun güzel sonuçlar aldık. Böyle devam edeceğini düşünüyorum.' ifadeleriyle cevap verdi.
'Oyuncu Mümkün Olduğunca En Büyük Yelpaze İçerisinde Hareket Edebilmelidir'
Kaynarca, ilk televizyon dizisi olan 'Gençler' ve devamındaki rol seçimleri hakkında şu ifadeleri kullandı:
''Gençler' TRT'nin ilk gençlik dizisiydi. 1987 yılında çekildi ve türünün ilk örneğiydi. Ben o zamanlar konservatuvardaydım. Oradaki arkadaşlarımın oluşturduğu kadroyla yaptığımız bir işti. Ardından komedi de yaptım, aşk filmleri de çektim. Oyuncu tek çerçeve içerisinde kalmadan, mümkün olduğunca en büyük yelpaze içerisinde hareket edebilmelidir. Bizde elimizden geldiğince bunu yapmaya çalışıyoruz. Tutulan bir dizi olunca 5 hatta 10 yıl devam edebiliyor. O zaman rolünüz bir aktör olarak üzerinize yapışabiliyor. Bir aktörün tek tip rollerden uzak durması ve mümkün olduğunca çeşitli işler yapması gerektiğine inanıyorum.'
'Mustafa Kemal Atatürk'ü Oynamayı Çok İsterim'
İlerleyen yıllarda Mustafa Kemal Atatürk'ü oymayı çok istediğini belirten Kaynarca, 'Gerçekten benim içimde yatan aslan odur. Aktörlüğümün zirvesinin o olacağını düşünüyorum. Ben öyle yada böyle muhakkak böyle bir iş yapacağım. Hayalim o.' diye konuştu.
'Tesadüfen Olacak İşler Değil'
Kaynarca, uzun süredir ekranlarda yer alan 'Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz' dizisinin başarısı hakkında şunları söyledi:
'Bir projenin insanlar tarafından rağbet görmesi ve sevilmesi için çok şey gerekiyor. Bunları bir araya getirmek çok kolay bir iş değildir. Tesadüfen olacak işler değil. Bu dizi içerisinde yazılmış olan karakterlerin tamamı çok sahici ve samimi. Herkesin elinden geldiğince büyük gayretlerle iyi de çekilip, organize ediliyor. Anlatılan konu itibariyle insanların dikkatini de çeken bir iş. Ben bu başarı önce senaryoya ardından cast, reji ve prodüksiyona bağlıyorum. Bütün bunları masanın dört ayağı gibi düşünebiliriz. Dört ayağı yere sağlam basarsa, istediğiniz şeyleri üzerine koyabiliyorsunuz.'
'Lise Diplomam Artvin Hopa'dan'
Başaralı oyuncu daha önceden Rize ve Karadeniz'i ziyaret ettiğini söyleyerek, 'Rize'ye geldim ama kimse görmedi. Ortalıkta gezersem başıma gelecekleri biliyorum. Karadeniz insanının bana olan özel sevgisini çok iyi biliyorum. Benim yolum ilginç bir şekilde oralara geldi. Mesela lise diplomam Artvin Hopa'dan. Trabzon'a da geldim. Kemalpaşa'da çok gezdim. Aslında ben Karadeniz'i kimseye söylemeden geziyorum. İnsanları rahatsız etmemek ve bununla ilgili telaşa düşmemeleri için bunu yapıyorum. Bir gün herkesi görebilmek ve beni görmeleri için Rize, Trabzon, Artvin, Hopa'ya yeniden gelmek, sindire sindire gezmek istiyorum. Tüm Karadeniz'in sevgisini, beni evlerinden biri olarak görmelerini çok iyi biliyorum. Neredeyse bu sorumlulukla yaşıyorum.' dedi.
'Açıkçası Ben Biraz Sokaklardan Gelen Bir Adamım'
Kaynarca, 'Kurtlar Vadisi'nde canlandırdığı 'Süleyman Çakır' ve Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz' dizisinde hayat verdiği 'Hızır Çakırbeyli' karakterlerinin hayatın içerisinden geldiğini belirterek, 'Bir aktör hiç bilmediği bir şeyi ancak çalışarak oynayabilir. Süleyman Çakır ve Hızır Çakırbeyli karakterleri bu nedenle beni pek zorlamadı. Açıkçası ben biraz sokaklardan gelen bir adamım. Etrafımda da bu iki karaktere ait çok insan var. Dostum ve ailelemden insanlar var. Bir araştırma ya da gözlem yapma durumum olmadı. Kendiliğinden çıktı diyebilirim. Mümkün olduğunca samimi olmaya çalışarak bu sonucu aldık.' ifadelerini kullandı.
'Oyunculuğun 'Er Meydanı' Tiyatrodur'
Ünlü oyuncu tiyatro, sinema ve dizi sektörünü birbirinden ayırmadığını ifade ederek, 'Hepsi kendi çerçevesinde önemli mecralar. Biz bu mecralar içerisinde en iyi şekilde işimizi yapmak zorundayız. Hiçbirini birbirinden ayrı tutmuyorum ama bunlardan en zorlusu tiyatrodur. Tiyatroya ciddi bir mesai ayırmak zorundasınız. Canlı bir iş yapıyorsunuz, seyirci karşısına çıkıyorsunuz. Oyunculuğun 'er meydanı' tiyatrodur. Sinemada ve dizilerde kamera karşısında birçok hile ile bazı şeyleri çözebilirsiniz ama bir aktör olarak insanların karşısına her şeyinizle çıktığınız yer tiyatrodur.' diye konuştu.
'Önce İnsanınızı Tanımalısınız'
Son olarak sektörde çalışmak isteyen gençlere tavsiyelerde bulunan Kaynarca, 'Kamera önü ya da arkasında olmak isteyen tüm genç arkadaşlarıma vereceğim tavsiyelerden ilki; önce insanınızı tanımalısınız. Kendi hikayemizi belirlemek adına çevremizi, mahallemizi, semtimizi, şehrimizi daha sonra ülkemizi iyi tanıyıp, tahlil etmelisiniz. Ulusallıktan evrenselliği, biz kendi içimizde hikayeler üretemezsek evrenselleşemeyiz. Bunun yanında samimiyet ve sahicilik çok önemli. Bu iki şeyin elinizden kaçmamasına dikkat edin.' dedi.
Haber: Erhan Alpaydın