Konu ile ilgili Handüzü Yaylası Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Derneği Yönetim Kurulu adına bir açıklama yapan Ceyhun Kalender, bu kararın olumlu değerlendirilebileceğini belirterek şunları söyledi:
'Daha önce İdlib saldırısında askerlerimizin şehit olması ve ülkemizi etkisi altına alan koronavirüs salgını dolayısıyla burada yaşananlarla gündemi meşgul etmek istemedik. Ancak bunu fırsat bilen ve yedi ay boyunca hukuksuz çalışan şirket, bu süreçte tutumunda hiçbir değişiklik yapmadan çalışmalarını hızlandırarak devam ettirdi. Zaten baştan beri sürekli bir kandırmaca içindeydiler. Bu hukuksuzlukları en üst düzeyde şirkete bildirildi ve yaptıkları çalışmalar durdurularak para cezası kesildi. Ancak ne hikmetse bütün hukuki engellemeler şirketin hızını kesemedi veya kesmedi. Sonuç olarak Rize İdare Mahkemesi'nin bilirkişi incelemesi kararını olumlu buluyoruz. Çünkü vicdan sahibi hiçbir bilim adamı buradaki talanı, hukuksuzluğu, doğa katliamını görmezden gelemez. Bu konuda bilir kişi heyetinin tutacağı rapor, mahkemenin ÇED raporunu iptal etmesi için yeterli olacağına eminiz.'
Kalender, koronavirüs salgını nedeniyle resmî ve özel kurumlarda işlere ara verildiğini belirterek, 'Yarı zamanlı çalışma programına geçildi veya evden iş takibi yapılmaya başlandı. Birçok kurum iş yerini buna göre düzenledi, kendine göre tedbirler aldı. Aynı zamanda yasalara uyarak vatandaşlık görevini yerine getirdi. Ancak 'ne yazık ki' diyorum, bu tedbirler malesef şirketi hiç etkilememiş görünüyor. Çalışmaların yapıldığı mahallelerdeki vatandaşların bildirdiğine göre ne çalışma alanında ne de şantiyede bu kurallara riayet edilmemektedir. Çalışma alanında ikamet eden vatandaşlar, bu sorumsuz davranışlardan şikayetçi olmaktadırlar. Bir taraftan bütün ülkeye 'Evde Kal' denilirken, şirketin bu yönde tedbir almaması, özellikle şantiyede çok farklı şehirlerden gelen insanların birlikte kalması, birlikte yemek yemesi vatandaşları bir o kadar daha tedirgin etmektedir.' diye konuştu.
''UZAKTAN EĞİTİM' SÜRECİNDE ÇALIŞMALARIN DURDURULMASINI TALEP EDİYORUZ'
Koronavirüs salgını nedeniyle öğrencilerin evlerinde eğitime devam ettiğini hatırlatan Kalender, 'Çocukların en temel haklarından biri de 'eğitim hakkı'dır. Malumunuz, ülkemizde koronavirüs salgını nedeniyle MEB uzaktan eğitime geçti ve milyonlarca öğrenci Eba üzerinden evinde eğitimlerine devam etmeye başladı. Bu süreçte taşımalı kapsamındaki Gürgen Köyünde ikamet eden öğrenciler de eģitimlerine evlerinde devam etmektedir. Ancak sabahın erken saatlerinde başlayan taş kırma çalışmaları inanilmaz bir gürültü kirliliğine sebep oluyor ve öğrencilerin ders çalışma ortamları bundan olumsuz bir şekilde etkileniyor. Hatta çocugu evde ders dinleyemediği için birçok vatandaş araçlara müdahale etmek zorunda kalıyor.
Bunun üzerine vatandaşlar Güneysu kaymakamlığı ve Güneysu Jandarma Karakoluna şikayette bulunarak, çalışmaların Eba ders saatlerinde durdurulmasını talep etmişlerdir. Maalesef bu kadar hassas bir konuda bile sonuç alınamamıştır.
Bu kadar emek verilerek öğrencilerin eğitimine sunulan bir program kimsenin keyfi tutumu yüzünden heba edilemez. Köydeki çocukların da herkes gibi eğitim hakkı vardır ve engellenemez. Özellikle bu hasas dönemde, bu hassas konuda, ilgili kurumları göreve davet ediyoruz ve 'Uzaktan Eğitim' sürecinde çalışmaların durdurulmasını talep ediyoruz. Bu aynı zamanda eğitim hakkının engellenmesiyle ilgili bir suç duyurusudur. Zaten vatandaşlar da bu konuda imza toplayıp suç duyurusunda bulunacaklar' dedi.
KAZMAZ: HEM HUKUKA HEM DE İŞ AHLAKINA AYKIRI
Hukuki süreçle ilgili değerlendirme yapan avukat Remzi Kazmaz da, doğru olanın yürütmeyi durdurma kararından sonra bilirkişi incelemesinin yapılması olduğunu belirterek şunları söyledi:
'Bu karar da bizim açımızdan olumlu bir karardır. Güneysu Gürgen Deresi üzerinde kurulmaya çalışılan HES'lerle ilgili bütün Türkiye'de kamuoyu bilgi sahibidir. Bu konuyu takip eden herkes yüce mahkemeden olumlu bir karar beklemekteydi. Aynı zamanda bir hukukçu olarak da böyle bir kararın verilmesini beklemekteydik. İYUK ( İdari Yargılama Usulu Kanunu) 27. Maddeye göre Danıştay veya İdari Mahkemeler, idari işlemlerin uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararların doğması, idari işlerin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte oluşması durumunda, davalı idarenin savunması alındıktan sonar yürütmenin durdurulmasına karar verebilir. Durum çok açık ve net! Durum aynen İYUK 27. Maddenin şartlarını taşıyor.
Gürgen deresi üzerinde bu şekilde HES çalışmaların devam etmesi durumunda, telafisi imkansız çok büyük zararlar ortaya çıkacaktır. Ayrıca yapılan işler hem hukuka hem de iş ahlakına aykırı. Yol yapıyoruz dediler, halka yalan söyleyerek başladıkları HES çalışmalarında kendi ÇED Raporlarına bile uymayarak hukuku tamamen katlettiler. Burada takdiri kamuoyuna bırakıyorum.
Neticede Bilir Kişi İncelemesi sonucunda hazırlanacak raporun, baştan beri hukuksuz ve kaçak bir şekilde devam eden bu HES'e ait ÇED Raporunun iptali için yeterli olduğunu düşünüyoruz.'