Rusların 'İlyahof Müfrezesi' ve Sahil Donanmaları ile kıyı sınırından saldırıya geçmiş, Sevr Antlaşması ile de Of limanından başlayarak Rize'mizi de içine alan doğuda bir Ermeni devleti kuruluyordu. Düşman kuvvetleri İstanbul'dan Batum'a kadar limanlarımızı, 24 Şubat 1916 tarihinde de Rize'mizi işgal ettiler.
Rize, bundan 91 yıl önce 2 Mart 1918'de düş¬man işgalinden kurtularak ana vatana kavuş¬muştur. İki yıl ve dokuz gün esaret hayatı, vatan ve bayrak aşkının daha da alevlenmesine sebep olmuştur. O acı günler, bu topraklarda yaşayan insanları, bir fikir etrafında toplamış ve bir heyecanın nurlu ışığına kavuşmak için ruhlarında yaşattıkları istiklal ve hürriyet aş¬kını körüklemiştir. Kurtuluşa güç veren Cesur Yürekli Rizeliler milli Müdafaada en on sırada yer almışlardır.
Direnişe güç kattılar
Milli mücadele sırasında kurulan ilk direniş örgütlerinden biri, Trabzon Muhafaza-i Hukuk-i Milliye örgütü oldu. Kısa zamanda güç toplayan örgütün Rize'de bir şubesi kuruldu. Rize şubesinin kurucuları şunlardı : Mataracızade Mehmet, Tuzcuoğlu Süleyman, Tevfik Bey, Lazzade Mustafa, Mataracızade Hakkı, Güvelioğlu Ahmet ve Hacıömerzade Ahmet
Motor ve takalarla kurtuluşa kürek çektiler
İstanbul'da ticaretle uğraşan ve sonra Milis Yüzbaşılığına kadar yükselen İlyas Sami Kalkavanoğlu 'Milli Mücadele Hatıralarım' adlı yapıtında motor ve takalarla kurtuluşa kürek çeken Rizeli kaptan ve tayfaları şöyle sıralıyor : Rumeli Feneri'nde oturan Rizeli Giritlioğlu Hacı Şakir Kaptan, Rizeli Hacıoğlu Hafız Mehmet, Ragıp Efendi, sonradan Milis Binbaşı rütbesiyle ödüllendirilen ve Sarıyer'de otu¬ran Rizeli Osman Saruhan Reis, kardeşi Mustafa Saruhan Reis, Rizeli Giritlioğlu Mesut Reis, Galata Çeşme meydanında oturan Rizeli Şahinoğlu Ali Osman Kahya, Unkapanı'nda oturan Pazarlı Altundiş Mustafa Kaptan, Hemşinli Mehmet, Rizeli Hacı Lahanaoğlu Kerim Reis, Rizeli Ruşen Kalkavan Reis, Rizeli Şükrü Kalkavan Reis, Rizeli Morioğlu Rıza Reis, Rizeli Ali Uzunoğlu Reis, Rizeli Osman Varlı Reis, Rizeli Yahya Varlı Reis, Rizeli Çekmişoğulları Hasan, Ömer, Yusuf Reis, Rizeli Altınkonakoğulları Mehmet İsmail, İlyas Reisler, Rizeli İbrahim Yavaş Reis, Rizeli Karamahmutoğulları Kara Ali ve Şükrü Reis, Rizeli Hafız Muhittin Kotil Reis, Rizeli Kopuz Şakir Reis, Rizeli Mehmet Kopuz Reis, Rizeli Hacı Memişoğlu Tahsin Reis, Rizeli Gencalioğlu Mehmet Reis, Rizeli Kavranoğlu Mustafa Reis, Rizeli Sakoğlu İshak Reis, Rizeli Hordoloşoğlu Mustafa Reis, Rizeli Taful Hamdi Reis, Rizeli Mete İsmail Reis, Rizeli Salihoğlu Recep Reis, Rizeli Oflu namı ile anılan Kasım Reis, Sürmeneli Alikoğlu Mustafa ve Milis Yüzbaşı İlyas Sami Kalkavanoğlu
Mataracı Mehmet Efendi : 'Emrundeyiz paşam'
İstanbul'da savaş yılları. Birinci dünya savaşında galip gelen İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunanlılar İstanbul'u işgal etmiştir. Türk'ün ateşle imtihan edildiği bu zor dönemde ekmek karneyle dağıtılmaktadır. Ancak İstanbul'da biri vardır ki, milli mücadelecilere karnesiz ekmek sağlamaktadır. Bu kişi cesaretiyle Atatürk'ün dikkatini çekmeyi başaran Rizeli Mataracı Mehmet Efendi'dir. Atatürk, bir gün bu yürekli Laz uşağını yanına çağırır. Bir süre muhabbet ettikten sonra can alıcı soruyu sorar: 'Yarın cepheye gitsek, kaç kişiyle gelirsin?' Mataracı Mehmet Efendi, Rizeli'ye has keskin zekasını ve şivesini konuşturarak 'Bi tufeğum, bi da ben senun emrundeyiz paşam' der.
İpsiz Recep Reis : 'Tilkinin pazarda işi yoktur'
Kurtuluş savaşı yıllarında çetesiyle birlikte destanlaşan bir diğer isim de İpsiz Recep Reis'dir. Kuvayi Milliye'ye asker ve silah taşımasıyla kahramanlaşan Recep Reis, Atatürk tarafından vatana olan hizmetlerinden dolayı ödüllendirilmek istenmiş, ancak vatan aşkı ağır bastığından parayı kabul etmemiştir. Grubuyla birlikte mücadelesini Sakarya dolaylarında sürdüren Rizeli Recep Reis, siyasete girmesini isteyenlere 'Biz işimizi tamamladık efendiler. Savaşta dik duran başımızı siyasette eğmeyiz. Tilkinin pazarda işi yoktur' şeklinde cevap verir.
Mustafa Kemal Atatürk'ten Rizelilere övgü
Rizeliler'in hemşehrisi Mustafa Kemal Atatürk, Rize ile olan ilişkisini daha sonraki yıllarda da sürdürerek milli günler ve önemli hadiselerde kutlama mesajları gönderir. Çeşitli dönemlerde telgrafla haberleştiği isimler arasında Mektupçu Behçet Tuzcu, Halkevi Başkanı Oğuz Bey, Mataracı Mehmet Efendi ve Rize Muhafaza-i Hukuk Cemiyeti yöneticilerinden Lazzade Mustafa Efendi yer alır. Atatürk'ün kendi el yazısıyla Ankara'dan Rize Müdafa-ı Hukuk Cemiyeti'ne gönderdiği ve 'Öteden beri herkesin yakından bildiği kahramanlıklarıyla kendilerini tanıtmış olan Rize ahalinin ülkenin kurtuluşu için azim ve üstün gayretlerini takdir ederiz' şeklinde bir cümle sarf ettiği telgrafı Rizeliler için övgü dolu sözler içeriyordu.
Şark Cephesi Kumandanı Vahit Paşa : 'Rizeliler! He¬pinizi muhabbetle kucaklar, gözlerinizden öpe¬rim'
Şark Cephesi Kumandanı Vahit Paşa, Kalamozlu Mühendis Osman Bey'ın mutasarrıflığında Rize yöneticilerini atıyor ve bu durumu aşağıdaki telgrafla bildiriyordu: 'Uzun yıllar esaretin acısını çektiniz. O kara günlere artık geçmiş olsun. Her gün zaferden zafere koşan Türk orduları, düşmanı her cep¬hede ezmiştir. Rize'ye doğru hareket etmiş olan birlikleri¬miz, pek yakında sizleri sıcak bağrına basacak¬tır. Biz gelinceye kadar Rize'nin kurtuluşunda emeği geçen vatansever Şarkı Müdafai İslam Cemiyeti'nin Rize mümesilleri sizi idare ede¬cektir. Mühendis Osman Bey'in Mutasarrıflığı altın¬da, Tuzcuoğlu Zeki Bey, Rakıcıoğlu Arif Bey, Çakır Ağa; Durmuşoğlu İsmail Efendi ve 22 arkadaşını muvakkat hükümet olarak tanıyoruz. Bu muvakkat hükümetin emirlerine itaat etmenizi bekliyorum. Herkes rahatça, gönül ferahlığıyla vazifesi¬nin başına dönsün. Pek yakında biz de geliyoruz. Rizeliler! He¬pinizi muhabbetle kucaklar, gözlerinizden öpe-rim'
Not : Milli Mücadele'de en önde yer alan Rizelileri yarınlara taşımak hiç değilse ilimizin kurtuluş günlerinde sizlerle paylaşmak için yola çıktım. Bir kitap ve sergi ile bu çalışma bir gün hayata geçecek