Aynı zamanda Akciğer Sağlığı ve Yoğun Bakım Derneği (ASYOD) Başkanı da olan Prof. Dr. Çetinkaya, AA muhabirine yaptığı açıklamada, KOAH'ın nefes darlığına, kronik balgam çıkarmaya ve öksürüğe neden olan, önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu belirtti.
Çetinkaya, tütün ürünleri kullanımı, solunan havada bulunan zararlı toz ve gazlara maruz kalma, odun, kömür, tezek ve benzeri biyoyakıtlardan kaynaklanan iç ve dış ortam hava kirliliği, tozlu, dumanlı iş yerlerinde çalışma gibi durumların KOAH oluşumu için risk faktörleri arasında yer aldığını dile getirdi.
Bunların yanı sıra akciğer gelişiminde yetersizlik ile ilişkili düşük doğum ağırlığı, çocuklukta sık geçirilen solunum yolu enfeksiyonlarıyla pasif sigara dumanına maruz kalma gibi hasta faktörleri ve sağlıkta eşitsizliğin de KOAH gelişiminden sorumlu olduğunu vurgulayan Çetinkaya, şu bilgileri verdi:
'Günümüzde dünyada 300 milyon KOAH hastası vardır ve KOAH ölüm nedenleri arasında 3. sırada gelmektedir. Ülkemizde yapılan araştırmalarda her 5 erişkinden birinde KOAH olabileceği bildirilmektedir. Ne yazık ki bu hastaların sadece onda biri uygun tanı almış olup, tedavi edilmektedir. Türkiye'de ölüm nedenleri arasında solunum sistemi hastalıkları üçüncü sıradadır ve bunun da yüzde 45,6 kadarı KOAH nedeniyle olmaktadır. KOAH'ın tanısı, belirtileri uygun olan hastalarda yapılacak kolay ve ağrısız bir 'nefes ölçüm testi' ile konabilmektedir. KOAH'ın erken dönemde tespit edilmesi, hastalığa bağlı gelişecek aktif yaşam kısıtlılığı ve ölüm oranlarını azaltır.'
'Alevlenmeleri önlemek için zatürre ve yıllık grip aşılarının yaptırılması gerekiyor'
Prof. Dr. Erdoğan Çetinkaya, KOAH'ın yükünü azaltmaya yönelik girişimlerin, sigara bıraktırma programlarının, hem iç hem de dış hava kirliliğiyle mücadele ve çocuklukta akciğer gelişimini olumsuz etkileyen faktörlerin önlenmesini içerdiğini vurgulayarak, şu bilgileri verdi:
'Tütün ürünlerinin aktif kullanımından veya dumanına pasif maruziyetten kaçınmak hem KOAH gelişimini engeller hem de KOAH'ı olanlarda hastalığın ilerlemesini engelleyerek hastaların aktif yaşamını devam ettirmeyi sağlar. İş yerlerinde güvenli ortam havası sağlanmalı ve biyolojik yakıtların dumanından korunulmalıdır. KOAH tanısı konulan kişilerin öncelikle tütün kullanımını bırakmaları, zararlı duman ve gazlardan, hava kirliliğinden uzak durmaları gereklidir. KOAH tedavisinde kullanılan ilaçlarla tıkalı hava yollarını genişleterek, hastanın solunumu rahatlatılabilmektedir. Solunum yetmezliği gelişen KOAH'lı hastalarda evde oksijen veya solunum destekleyici cihaz gibi tedavilere ihtiyaç olabilmektedir. Hastalığın seyrini olumsuz olarak etkileyen alevlenmeleri önlemek için zatürre ve yıllık grip aşılarının yaptırılması ve nefes yoluyla alınan ilaç tedavilerinin usulüne uygun ve düzenli olarak kullanılması gerekmektedir. Bu tedavilere ek olarak fiziksel aktivitenin devam ettirilmesi ve akciğer rehabilitasyonu hastaların günlük yaşamlarının daha kaliteli hale gelmesini sağlar.'
Kovid-19, KOAH hastalarında ağır hastalık geçirme riskini artıyor
2020 yılında hayatı olumsuz etkileyen yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) KOAH hastalarında daha sık görülmediğinin ancak Kovid-19'a yakalanan KOAH hastalarında ağır hastalık geçirme riskinin yaklaşık 5 kat arttığının bildirildiğini aktaran Çetinkaya, sözlerini şöyle tamamladı:
'Bu nedenle KOAH hastalarının Kovid-19'a karşı, toplumun tüm bireyleri gibi koruyucu önlemlere dikkat etmesi gereklidir. KOAH hastalığı olanlara diğer tüm bireyler için önerilen standart kişisel koruyucu önlemlerden farklı bir önlem önerilmemektedir. Kovid-19 salgını süresince KOAH hastalarının salgın öncesinde kullanılan KOAH ilaçlarını aynı şekilde kullanma ya devam etmesi sağlanarak, hastalığın alevlenmesi önlenmelidir. KOAH hastalığında sık görülen nefes darlığı, öksürük ve balgam çıkarmanın Kovid-19 enfeksiyonunda da görülebilmesi nedeniyle, Kovid-19 hastalığı ile ayırımı zordur. Bu nedenle bu şikayetleri artan KOAH hastaları, özellikle Kovid-19 hastalığıyla yakın temas, ateş, kas ağrısı ve ishal de eşlik ediyorsa gecikmeden bir sağlık kuruluşuna başvurmalıdır.'