Doğu Karadeniz'de, Rize, Trabzon, Artvin ve Giresun illerinde, 830 bin dekar alanda 1 milyon üretici aile tarafından yapılan yaş çay üretiminde hasat dönemi yaklaşıyor.
Çay tarımında geçen yıl olduğu gibi büyük kentlerden bölgeye 100 binin üzerinde üretici ve işçi gelecek. Büyük çoğunluğu İstanbul ve Ankara'dan bölgeye gelecek üreticilerin mayıs ayı başında yola çıkması bekleniyor.
Sağlık Bakanlığı'nın verilerine göre 'çok yüksek riskli iller' arasında yer alan Karadeniz illerine yapılacak çay göçü vaka artışlarına neden olabileceği endişesi oluşturdu.
Bu tarihe kadar vakaların azaltılmasının önemli olduğu uyarısında bulunan uzmanlar, hasat sezonu öncesi bölgeye geleceklere karantinaya alınarak, test uygulanmasını önerdi.
10 Gün İzole Olacaklar
Uzmanların çağrılarının ardından ilk adım Rize'de atıldı.
Çay göçü için büyük kentlerden geleceklere 10 günlük izolasyon şartı getirilecek. Bölgeye gelecek çay işçileri kendilerine tahsis edilen ikametgahlarında 10 gün kalacak, çay bahçesi ile evleri arasında kendilerini izole edecek.
Filyasyon ekiplerinin kayıt altına alacağı çay işçileri de kolluk kuvvetlerince denetlenecek. Bölge illerin valileri çay göçü öncesi bir dizi tedbirlerin alınacağı çalışma yürütüyor.
Vali Çeber: Vaka Sayılarını Tolere Edilebilir Seviyelere Getirmemiz Gerekiyor
Rize Valisi Kemal Çeber, yaş çayın yüzde 70'inin üretildiği Rize'de çay sezonunda yaklaşması ile beraber çok daha hassas olmaları gerektiğini açıkladı.
Vali Çeber, 'Tam olarak çay ile ilgili faaliyetler yoğun olarak başlamadan önce vaka sayılarını tolere edilebilir seviyelere getirmemiz gerekiyor. Geçen yıl bana 'gerekirse ben toplarım çayınızı' dedirten şey Rizelileri ve Rize'yi çok seviyor olmam ve yöre insanına güvenmemdi. Ben inanıyorum ki yine ihtiyaç hissetsek, hadi arkadaşlar desek biz yeni bu çayı toplarız. Geçen yıl bu zamanlarda tam bir bilinmeyenle uğraşıyorduk. Geçen yıl seyahat kısıtlamaları vardı, yol kontrol noktalarına özel uygulamalarımız vardı. Bu yıl bunlar yok. Artık vatandaşlarımız biliyorlar ki; usulüne uygun gelir, usulüne uygun toplarsak rahat bir sezonun geçiririz. Geçen yıl pandemi ile ilgili en rahat dönemi çayda ilk hasat sezonunda geçirdik. 11 bin civarında test yaptık. Yaklaşık 40 bin vatandaş geldi' dedi.
'Belli Kararlar Mutlaka Alacağız'
Bu yıl içinde değişik çalışmalar yapıldığını kaydeden Vali Çeber, 'Görüşmeler sürüyor. Hazırlanıyoruz, belli kararlar mutlaka alacağız. Gelen yarıcılarımızın, işçilerin kendilerine tahsis edilen ikametgahta mutlaka 10 gün kalmalarını, çay bahçesi ile evleri arasında kendilerini izole etmelerini isteyeceğiz. Gelen yarıcıların, işçilerin çoğu yine çok yüksek riskli iller grubunda olan Giresun, Ordu, Gümüşhane gibi illerden geliyor. Gelecek vatandaşların da yaş grubunu düşündüğümüzde aşılama yapılmayan yaş grubu olacağından özellikle izolasyon ve karantina konulara dikkat etmeleri gerekiyor. Burada görev onları getiren ailelere düşüyor, tabii biz de denetimlerini yapacağız' diye konuştu.
'Toplumsal Refleksler Çok Daha Öne Çıkıyor'
Herkesin polisinin kendi vicdanı olduğunu söyleyen Vali Çeber, 'Denetimler tüm kurumlarca yürütülecek. Özellikli restoran, kafeterya ve benzeri yerlerin açılacağı, genel kurulların yapılabileceği bu dönemde vatandaş hassasiyeti, toplumsal hassasiyet, toplumsal refleksler çok daha öne çıkıyor, artık bunu gördük. İlimizde de tüm Türkiye'de olduğu gibi bulaşların yüzde 80'lerin üzerinin kaynağı ev bulaşı. Yani ev ortamlarından bulaşıyor. Bizim somut olarak hastalığı kapan insanlardan elde ettiğiniz istatistiki olarak ortaya çıkan sonuç. İnsanları evlerinde rahatsız etmek gibi ilkel görüntüleri de meydan verecek halimiz yok ama tüm vatandaşlarımızdan hassasiyet rica ediyoruz. Özellikle Ramazan ayı yaklaştığı için bu hassasiyetin ev ziyaretleri konusunda daha da artması gerekiyor. Rize'deki vaka hareketliliği son üç dört haftadır yatay seyirde devam ediyor. Ancak son dört beş gündür yeniden bu bölgede olduğu gibi artış eğilimi görülüyor. İyice sıkılsak da bunalsak da çok dikkat edeceğiz. Hastanelerimizde sağlık kuruluşlarımızda bir sorun yaşamıyoruz. Hasta sayılarımız sağlık kuruluşlarında tolere edilebilecek durumlarda. Mutasyonlu virüsün oranı tüm Türkiye'de olduğu gibi günden güne artıyor. Bu bizi tedirgin ediyor ancak söylenen tedbirleri uyguladığımız zaman aşamayacağımız sorun kalmaz' ifadelerini kullandı.