Türkiye, Bulgaristan, Gürcistan, Romanya, Rusya, ve Ukrayna'ya kıyısı bulunan 461 bin kilometrekarelik genişliğe sahip Karadeniz'in, Türkiye kıyılarında Doğu Karadeniz kesimindeki ekosistemde çeşitli değişiklikler tespit edildi. Karadeniz Teknik Üniversitesi Deniz Bilimleri Fakültesi'nden bilim adamlarının, üniversiteye ait araştırma gemisiyle Doğu Karadeniz'in çeşitli bölgelerinden aldığı örnekler üzerinde yaptıkları çalışmalar, besin zincirindeki değişikliklerin, başta hamsi olmak üzere çeşitli balıkların varlığını tehdit edeceğini ortaya koydu. Uzmanlar, aldıkları örnekler üzerinde yaptıkları araştırmalar sonucunda bakteriyel tek hücreli organizmaların sayısında artış yaşandığını ve balıkların besinleri arasına katılarak, besin zincirini bozduğunu saptadı.

HAMSİ ÜRETİMİNDE DÜŞÜŞ

1 Eylül'de bitecek av yasağına dikkat çeken uzmanlar, Karadeniz'de besin zincirindeki değişimin balık neslini tehlikeye atabileceğini iddia ederek, av sezonu öncesinde kota belirlenerek, balık üreme sahalarının tespit edilip, korumaya alınması uyarısında bulundu. KTÜ'lü uzmanlar, bölgede 9 yıl içerisinde hamsi üretiminde düşüş yaşandığına dikkat çekerek, ekosisteminde yaşanan değişim nedeniyle Karadeniz'deki balık varlığının tehlikede olduğunu savundu.

'EKOSİSTEM BOZULUYOR, BALIKLAR BESLENEMİYOR'

KTÜ Deniz Bilimleri Fakültesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ali Muzaffer Feyzioğlu, yaptıkları araştırmalar sonucunda, Doğu Karadeniz'de tek hücreli varlıklar olan 'Synechococcus' türü bakteri oluşumlu planktonların(mikroskop ortamında görülebilen deniz varlıkları) miktarında artış gözlendiğini belirtti. Karadeniz'deki mikroskobik canlılar üzerine araştırmalar yapan Feyzioğlu, bakteriyel tek hücreli canlıların artışının besin zincirinin bozarak balık stoklarının varlığını uzun vadede tehlikeye atacağını söyledi. Feyzioğlu, 'Yaptığımız araştırmalarda, Karadeniz'de tek hücreli varlıklar olan 'Synechococcus' türü bakteri oluşumlu planktonların miktarında önemli artış gözlemledik. Bu artışın en büyük sebebi, akarsuların engellenerek, denize ulaşamaması ve akarsuların içindeki silisyumun denizi besleyememesidir. Bunun yanında denizdeki azot ve fosfor miktarının da azalması, bu organizmaların sayısını daha çok artırıyor. Yine denizlerin kıyı bölgesindeki aşırı kirlilik, deniz ekosistemine zarar verdiği için canlıların beslenme kalitesini düşürüyor. Bu organizmaların artması, balıkların tüketeceği bitkisel planktonlardan önce bunları tüketmesi demektir. Besin, önceden bu balıklara 3 basamakta ulaşırken şimdi 4 hatta 5 basamakta ulaşıyor. Araya giren her bir basamak, yüzde 10'luk enerji kaybı ve balığın az beslenmesi demek' dedi.

'BALIKLARI KORUMAK İÇİN KOTA UYGULANMALI'

Karadeniz ekosistemindeki değişimin balık stoklarını azaltacağını ve balıkçılığı doğrudan etkileyeceğini vurgulayan Prof. Dr. Feyzioğlu, 'Besin zincirinin uzaması, hamsi, istavrit, palamut gibi balıkların kalitesi ve denizdeki stoğunu etkiliyor. Ayrıca denizlerin kirlenmesi ile aşırı avlanma da balıkların varlığını uzun vadede tehdit ediyor. Denizden aldığımız örnekler, Karadeniz kıyılarındaki aşırı kirliliği bir kez daha gösterdi. Bunun acilen önüne geçilmesi gerek. Bu kısa sürede düzelmez. Karadeniz'in eski bereketli günlerine dönebilmesi için balıkçılığa kota uygulanarak aşırı avlanmanın engellenmesi, bilimsel öneriler eşliğinde balık üreme sahalarının oluşturularak balık varlığının korunması gerekiyor' diye konuştu.

Editör: Haber Merkezi