Karadeniz'in önemli geçim kaynağı olan fındığın hasadı için üreticiler, bugün resmi olarak bahçeye girdi. Fındığın olgunlaşmasıyla sahil kesimlerinde bazı üreticiler, hasada başladı. TZOB tarafından Ordu'nun Altınordu ilçesinde fındık hasadı için tören düzenlendi. Eskipazar Mahallesi'ndeki törene TZOB Yönetim Kurulu Üyesi Arslan Soydan ve ilçe ziraat odaları başkanları katıldı. İşçiler dallardaki fındıkları koparıp sepetlerinde koydu, ardından çuvallara doldurdu. Çuvallanan fındıklar, omuzlara yüklenip harmana taşındı. Çuvallardan dökülen fındıklar da harmanda güneşin altında kurumaya bırakıldı. Hasadın orta kesimde 17 Ağustos'ta, yüksek kesimde ise 25 Ağustos'ta başlayacağı belirtildi.
'HASAT TARİHİNE RİAYET EDEN ÜRETİCİLERİMİZ ARTMAYA BAŞLADI'
TZOB Yönetim Kurulu Üyesi Arslan Soydan, bugün itibarıyla Ordu'da resmi fındık hasadının başladığını açıkladı. Üreticilere fındık hasadının bereketli olmasını temenni eden Soydan, fındıkta hasat tarihinin önemine dikkat çekti. Erken hasadın fındıkta verim kaybına neden olduğunu belirten Soydan, 'Hasat tarihinde girilen bahçede fındıkta randıman, kalite, damak tadı farklı olacaktır. Ama erken toplanan bahçelerde muhakkak verim kaybı, rekolte kaybı, randıman kaybı olacaktır. Bu da bize hem ekonomik olarak olumsuz yansıyacaktır, hem de ülke ekonomisinde randımansız bir fındık oluşacaktır. Biz bunları teknik olarak elimizden geldiği kadar söylemeye çalışıyoruz. Hasat tarihine riayet eden üreticilerimiz artık son zamanlarda artmaya başladı. Neden? Çünkü fındıkta maliyetlerimiz yüksek. Bir kuruş dahi fazla kazanmak için elimizden gelen her şeyi yapmamız lazım. Maliyetlerimizi düşürebilmek için fındığın olgunlaşmasını beklemek, hatta yere dökülerek yerden toplanmasını sağlamak lazım. Amacımız zaten bu' diye konuştu.
'FINDIK, HEM MANEVİ ÜRÜNÜMÜZ, HEM YEŞİL ALTINIMIZ'
Her yıl ağustos ayının başı itibarıyla fındığa başlanıldığını ifade eden Soydan, 'Fındık ülkemiz için, bölgemiz için, ilimiz için ekonomik yönden herkesi ilgilendiren bir ürün. Yani aslında bir sanayi ürünü, ihraç ürünü. Yani bakıldığında ülkemizde 2 ile 2,5 milyar dolar gibi bir döviz girdisi de sağlıyor. Tabi bu fındığın ekonomik boyutunda düşünürken aslında burada üreticilerimiz, bölge insanımız ve Karadeniz açısından manevi boyutu çok önemli. Biz her yıl ağustos ayının 1'i geldikten sonraki süreçlerde fındığa başlıyoruz. Fındık öyle bir ürün ki, dünyanın veya Türkiye'nin neresinde olursanız olun, makamınız, mevkiniz, ekonomik durumunuz ne olursa olsun, ister 300 kilo, ister 500 kilo, ister 5 ton, 10 ton fındık da üretin bu topraklar, o tarihte herkesi buraya çekiyor. Yani fındık aslında herkesi anasıyla, babasıyla, hısmıyla, akrabasıyla, toprağıyla buluşturuyor. O açıdan fındık bizim hem manevi ürünümüz, hem ekonomik yönden yeşil altınımız olarak tabir ediyoruz. Milli bir ürünümüz. Onun için değer ve kıymet veriyoruz' dedi.