Prof. Dr. Kelebekli, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Karadeniz'e kıyısı olan Romanya, Bulgaristan, Rusya, Ukrayna, Gürcistan ve Türkiye'nin 1992 yılında Karadeniz'in Kirliliğe Karşı Korunması Sözleşmesi'ni imzaladığını hatırlattı.
Bu ülkelerin, imzalanan protokol kapsamında Karadeniz'deki ekolojik dengeyi korumayı, denizin temiz olmasını sağlamayı, petrol akıntılarından veya belli çöp ve benzerini temizlemeyi amaçladığını anlatan Kelebekli, 31 Ekim'in de her yıl Uluslararası Karadeniz Günü olarak kutlandığını dile getirdi.
Kelebekli, denizlerdeki kirliliğin havadan, denizden ve karadan kaynaklı olduğunu belirterek, 'Sanayi bölgeleri, kentlerin baca gazları havaya ulaşıp atmosferde asit yağmurlarına neden olmakta daha sonra yeryüzüne düşmektedir. Bu, özellikle ormanlarımızı tahrip ederken aynı zamanda denizleri de etkilemektedir.' diye konuştu.
Denizi karadan kirletmenin ise daha fazla olduğuna işaret eden Kelebekli, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Denizi kirletme yolu doğrudan veya dolaylı olarak karşımıza çıkıyor. İnsan olarak hepimiz çevremizi temiz tutmak için elimizden gelen gayreti yapmak zorundayız. Ancak çevreye attığımız çöpler, özelikle böcek öldürücü ilaçlar ve bunun dışında da plastikler ön sırayı almaktadır. Bunların yüzde 70'ini oluşturan plastiklerdir. Bir vatandaş olarak sorumluluk taşırsak plastikleri çevreye atmayız. Çevreye attığımız zaman denize de ulaşıyor. Örneğin yolda giderken veya ormanda piknik yaparken bir plastik attığımızda bu, yağmurlar veya seller vasıtasıyla denize akmaktadır. Denizin üzerinde büyük bir çöp yığını olmaktadır ve bu ayrıca balıkların da ölmesine neden olmaktadır.'
'Atıklar deniz yüzeyinde güneş ışığını etkilemektedir'
Kelebekli, Karadeniz coğrafyasının balık açısından oldukça zengin olduğunu vurgulayarak balıkların ölmesine neden olan etkenlerin, özellikle petrolden ve akarsulardan kaynaklanan kirlilikler olduğunu kaydetti.
Karadan kirliliklerin özellikle akarsular yoluyla geldiğine işaret eden Kelebekli, 'Şimdi en çok Karadeniz'i kirleten Tuna Nehri'dir, Dinyester Nehri'dir. Bunlar batıdan gelen nehirlerdir. Çünkü baktığımız zaman Tuna Nehri, Almanya'dan başlayıp Karadeniz'e dökülmektedir. Bu açıdan son yıllarda eskisine göre kirlilik bu nehirlerde biraz azaltılmıştır. Ancak yine de kirlenmeye müsait görünmektedir.' dedi.
Kelebekli, akarsular da düşünüldüğünde Karadeniz'i kirleten 13 ülke olduğunu aktararak şöyle devam etti:
'Akarsulardan gelen çöp, zirai ilaçlar balıkları oldukça olumsuz etkilemektedir. Balığın ölümüne neden olmaktadır. Aslında deniz altındaki canlıların hepsini etkiliyor. Ancak biz en çok balıktan söz ediyoruz. Çünkü kıyılarda en çok balık bulunmaktadır. Gelen çöp veya bu atıklar deniz yüzeyinde belli bir tabaka oluşturmaktadır ve bu, güneş ışığını etkilemektedir. Balığın ihtiyacı olan oksijeni etkilemektedir, balığın ölümüne sebep olmaktadır.'
Akarsuların denizlere taşıdığı kadmiyum, kurşun, cıva gibi ağır metallerin de balıklara zarar verdiğine değinen Kelebekli, balığın yemesi sonucu etine karışan çöpün, plastik ve diğer atıkların insanlarda ölüme kadar birçok rahatsızlığa yol açtığını belirtti.
'Geleceğe daha iyi bir doğa bırakmak için denizi temiz tutmak gerekir'
Denizin kirlenmesinde özellikle petrol taşımacılığının da etkili olduğunu anlatan Kelebekli şunları kaydetti:
'Özellikle gemilerin petrol dolum boşaltım sisteminde akan petrol, denize oldukça zarar vermektedir. Bunun dışında gemilerde balast suyu özellikle bu dengeyi sağlamak için kullanılan suyun belli bir bölgenin dışında, yani açık denizin ortasında boşaltılması gerekebilir. Gemiyle ilgili taşımacılık sadece petrol değildir. Bunun dışında gübre ve buna benzer birçok malzeme gemiyle taşınmaktadır. Bunun boşaltım sistemi kontrol altına alınarak devletler arasında bu yönde kirliliği engellemek lazım.'
Geleceğe daha iyi bir doğa bırakmak için denizi temiz tutmak gerektiğini vurgulayan Kelebekli, 'Deniz aslında bir döngü sağlamaktadır. Bakıldığında dünyanın en büyük kısmını denizler oluşturmaktadır ve denizlerin buharlaşıp havaya gitmesi ve buradan tekrar yağmur olarak dönmesi bir döngüyü gerektiriyor. Bu yüzden denizlerimizi temiz tutmak gerekir.' dedi.