Savcı, sanık Kaftancıoğlu hakkında 'Cumhurbaşkanına hakaret', 'Kamu görevlisine hakaret', 'Türkiye Cumhuriyeti devletini, devletin askeriye veya emniyet teşkilatını aşağılama', 'Halkı kin ve düşmanlığı alenen tahrik etmek' ve 'Silahlı terör örgütü propagandası yapmak' suçundan zincirleme olarak 4 yıl 10 aydan 17 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep etti.
İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi'nde ikinci celsesi görülen duruşmaya, tutuksuz yargılanan Canan Kaftancıoğlu ve 50'yi aşkın avukatı katıldı. Cumhurbaşkanlığı avukatları ise şikayetçi sıfatıyla duruşmada hazır bulundu. Canan Kaftancıoğlu'na destek için gelen çok sayıda milletvekili ve vatandaş da duruşmayı izlemek için salonu doldurdu.
Mahkeme Başkanı, geçen celse yapılan reddi hakim talebinin İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nce reddedildiğini, bunun üzerine sanık avukatlarınca bu karara itiraz edildiğini belirtti. Daha sonra 15 Temmuz Gazi ve Şehit Yakını 10 kişi ile MHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) üyesi Ahmet Yiğit Yıldırım adına dilekçe sunan avukatlar katılma talebinde bulundu. Kaftancıoğlu'nun avukatları, suçtan doğrudan zarar görmedikleri gerekçesiyle katılma taleplerinin reddini talep etti. Mahkeme heyeti, katılma talebinde bulunanların 'Halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme' suçu yönünden zarar görme ihtimalleri bulunduğu gerekçesiyle taleplerini kabul etti.
'BU DAVA CEZALANDIRMA DAVASIDIR'
Duruşmada savunmasını yazılı olarak okuyan Canan Kaftancıoğlu 2018 Ocak ayından beri CHP İstanbul İl Başkanı olduğunu belirterek, 'İl başkanı seçildiğim ilk günden itibaren yalan ve iftiralarla beslenen, ailemi de içine alan korkunç hatta kolay katlanılmayacak, bir karalama kampanyasına maruz kaldım.' dedi. 7 yıl önce attığı tweetlerin bugün suç olarak değerlendirilmesinin ve il başkanı seçildikten sonra saldırıların başlamasının manidar olduğunu belirten Kaftancıoğlu, 'İşte bu nedenlerle bu dava bir cezalandırma davasıdır. İstanbul'u yeniden halka vermek üzere yola çıkmış bir il başkanını cezalandırma davası. Neymiş suç aygıtım? Top, tüfek, silah değil. 7 yıl önce attığım tweetler yani sosyal medya paylaşımları. Tüm vatandaşların yurttaş gazeteciliğini yaptığı bir dönemde, bir insan hakları savunucusu, bir siyasetçi, bir vatandaş olarak benim de toplumsal olaylar karşısında düşüncelerimi ifade etmem en temel hakkım ve görevimdir. Ayrıca o anın acı gerçekliği nedeniyle söylenilen yüzlerce binlerce söz içinden ta 7 yıl geriye giderek cımbızla seçilen sözler üzerinden yapılan suçlamalar, bir başarının cezalandırılmasından başka bir şey değildir.' diye konuştu. Kaftancıoğlu, siyasi hiciv ve eleştiri hakkını ve düşünce ve ifade özgürlüğünü kullandığını hakaret etmediğini de ifade etti. Kaftancıoğlu, 'Paylaşımlarım, devleti aşağılamak değil, tam tersine devlet adına görev yapanların devleti küçük düşürmemesi için bir uyarıdır, bir tepkidir. Şiddete ve şiddetin tüm unsurlarına siyaset yaparken terör örgütü propagandası yaptığımın iddia edilmesi gerçek dışı ve komik. Benim iki örgüt üyeliğim var. Biri üyesi olmaktan onur duyduğum meslek örgütüm diğeri ise yöneticisi ve İstanbul'da başı olmaktan gurur duyduğum Cumhuriyet Halk Partisi örgütüdür.' dedi. Kaftancıoğlu'nun savunmasının tamamlamasının ardından mahkeme başkanı, 'Kabul etmediğiniz tweetler var mı?' diye sordu. Kaftancıoğlu da Ermeniler ile ilgili yapılan paylaşımın kendisine ait olmadığını, bir tane de hatırlayamadığı tweet olduğunu söyledi.
SAVCI MÜTALAASINI BİLDİRDİ
Daha sonra duruşma savcısı, esas hakkındaki görüşünü açıkladı. Savcı, Canan Kaftancıoğlu'nun yaptığı Twitter paylaşımlarını tek tek okuyarak zincirleme şekilde olmak üzere 'Cumhurbaşkanına hakaret', 'Kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret', 'Türkiye Cumhuriyeti devletini, devletin askeriye veya emniyet teşkilatını aşağılama', 'Halkı kin ve düşmanlığı alenen tahrik etmek' ve 'Silahlı terör örgütü propagandası yapmak' suçundan zincirleme olarak 4 yıl 10 aydan 17 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep etti.
DURUŞMA 6 EYLÜL'E ERTELENDİ
Mahkeme heyeti, sanık ve avukatlarına esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmalarını bildirmeleri için süre vererek duruşmayı 6 Eylül tarihine erteledi.