İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 'Mülkiye Teftiş Kurulunun kararı, tavsiyesi ve ortaya koymuş olduğu değerlendirmeler sonucu Sakarya'daki havai fişek fabrikasının çalışma izni için valiliğimiz ilk önce askıya, hemen ardından da iptal işlemlerini gerçekleştirecek.' dedi.
Adapazarı ilçesinde patlamanın meydana geldiği bölgede incelemelerde bulunduktan sonra Yenikent Devlet Hastanesindeki yaralıları ziyaret eden Soylu, daha sonra Sakarya Valiliğine geçti.
Soylu, buradaki toplantının ardından düzenlenen basın toplantısında, 3 Temmuz'da Hendek ilçesinde havai fişek fabrikasında patlama meydana geldiğini ve o gün de buraya gelerek incelemelerde bulunduklarını hatırlatarak, acı kayıplarının olduğunu söyledi.
Ölenlere Allah'tan rahmet, yaralılara şifalar dileyen Soylu, 'Hemen akabinde biz de buradayken adli ve idari soruşturmalar başladı. Olayın akabinde arkadaşlarımız geldiler, çalışmalarını burada gerçekleştirdiler. Tabii bu olayın akabinde hem orada var olan depolanmış, henüz halihazır durumda bulunan birtakım patlayıcılar var, onların oradan taşınması gerekirdi. Bu konuda Valimiz, Başsavcımız ve tüm yetkililer birkaç kez bir araya geldi. Her gün ortak koordinasyon yaptılar ve patlayıcıların oradan taşınması ve bir yerde imha edilmesi hususunu karara bağladılar. Ardından özellikle bu konularda ülkemizde çok yetkin olan jandarmamıza bağlı patlayıcı imha timlerimiz var. Onlar hem naklin hem imhanın hem taşımanın bütün bu sürecini savcılığımızın koordinatörlüğünde gerçekleştirmeye başladılar.' diye konuştu.
'Hastanelerde 6 yaralımız kaldı'
Bakan Soylu, ilk olarak 15 tonluk patlayıcının iki ayrı taş ocağına taşınmaya başlandığını belirterek şöyle devam etti:
'Ve orada imhasına başlandı. Niye iki ayrı taş ocağı? Birisinde özellikle havai fişeklerin patlamasında ormana yakınlık söz konusu olduğu için diğer taş ocağında ormana biraz daha uzaklık söz konusu olduğu için bu konuda daha emniyetli, güvenli olabileceği konusunda bir değerlendirme ortaya koydular. Maalesef bugün patlayıcıların bitmesine yakın, 1,5 tonluk patlayıcı varmış, onların taşınması peyderpey sürüyordu, bizi de memleketimizi de çok üzen bir olayla karşı karşıya kaldık. Orada 2'si PAMİD timine mensup, birisi de orada güvenliği almakla görevli olan 3 jandarma personelimiz şehit oldu. Onlara da Cenabı Allah'tan rahmet diliyorum.
Şimdi hastanelerde 6 yaralımız kaldı. Biri aracı süren Hendek Belediyesinde çalışan şoförümüz, 2 de jandarma personelimiz, onların da hafif ama toplam 6 kişi var. Onlar da kontrol hasebiyle hastanede tutuluyorlar. Onlara da geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Tabii Mülkiye Teftiş Kurulumuz da aynı zamanda Başsavcılığımız da kendi adli ve idari soruşturmalarını devam ettiriyorlar.'
'Cumhurbaşkanımız değerlendirmelerin gereğinin yerine getirilmesini ifade etti'
Burada yaptıkları değerlendirme sonucunda, özellikle can ve mal güvenliği açısından bu tip işletmelerin kurulumuna cevaz veren tüzük açısından neler yapılabileceğini ortaya koyduklarını dile getiren Soylu, değerlendirmeye ilişkin şu bilgileri paylaştı:
'Birincisi 1987 yılında patlayıcı, yanıcı, özellikle depolama, üretim gibi oluşturulan bir tüzüğün çerçevesi içinde burada faaliyet gösteren bir havai fişek fabrikasından bahsediyoruz. Bu çerçevede Mülkiye Teftiş Kurulumuzun birtakım değerlendirmeleri var. Bunun çalışma izninin ilk önce askıya alınması, ardından da iptal edilmesi hususunu teklif ediyorlar. İkincisi ise patlayıcı ve yanıcı üretim tesisi olarak imarda bulunan uygunluğunun ortadan kalkması hususu da değerlendirildi. Onu da Sayın Çevre ve Şehircilik Bakanımız Murat Kurum ile değerlendirdik, karşılıklı istişare ettik. Hem Teftiş Kurulunun teklif ettiği valiliğin uhdesinde olan bu patlayıcı ve yanıcı, depolayıcı üretim izninin olduğu çalışma iznini hemen askıya, ardından da iptalini gerçekleştirebilecek adımın atılması... Diğeri de imar planının o alan için resen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından değiştirilmesi hususu... Bu değerlendirmeleri yaptıktan sonra Sayın Cumhurbaşkanımıza bu değerlendirmeleri arz ettik. O da talimatıyla ortaya çıkan değerlendirmelerin gereğinin yerine getirilmesini ifade ettiler. Bunun üzerine arkadaşlarımız gerekli çalışmayı yaptılar.
Birincisi hemen Teftiş Kurulunun kararı, tavsiyesi ve ortaya koymuş olduğu değerlendirmeler sonucu buradaki fabrikanın çalışma izni için valiliğimiz ilk önce askıya, hemen ardından da iptal işlemlerini gerçekleştirecek. İkincisi de yine Çevre ve Şehircilik Bakanımız da hemen talimat verdi ve resen buranın bu konudaki imar izninin iptalini gerçekleştirmiş olacaklar. Böylece hakikaten son günlerde yaşadığımız hem Sakarya'yı üzen hem ülkemizi de insanlarımızı da derinden üzen bu meseleyle ilgili hem adli hem de idari soruşturmalar çerçevesinde çıkan sonuçlara yönelik nereye vardığımızı, nasıl bir adım attığımızı kamuoyuna arz etmeyi de kendimize bir görev olarak addediyoruz. Elbette ki bizim için temel olan, insanımızın can ve mal güvenliğidir. Bunun için her türlü adımı atmak temel sorumluluğumuz ve mükellefiyetimizdir.'
'En ufak bir ihmal söz konusuysa bunun gereği yerine getirilecektir'
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Sakarya'daki patlamaya ilişkin, 'Burada kimin en ufak bir ihmali söz konusuysa herkes bilmelidir ki bunun gereği yerine getirilecektir.' dedi.
Soylu, hadisenin can yaktığını belirterek, 'Bunun tekrar etmesi bizi bambaşka bir sorumluluğun altına iter ki bu insan olarak da yönetici olarak da bizim ve ülkemiz için zor bir durum. Onun için özellikle bu konuda ihmali olanlarla ilgili, tutuklama konusunda fabrika yöneticileri için gerekli kararı adalet mekanizmamız yerine getirmiştir. Diğer süreçler de aynı şekilde devam edecektir. Tekrar başımız sağ olsun, geçmiş olsun. Allah rahmet eylesin.' diye konuştu.
Bir gazetecinin, 'Özel bir şirkete ait patlayıcı maddeler neden jandarma tarafından taşınıyor? Bu konuda bazı eleştiriler var' sorusu üzerine Soylu, 'Bu bir çerçevede gerçekleştiriliyor. Buradaki temel mesele kamu güvenliğinin sağlanmasıdır. Gerek jandarma, gerek polisimiz kolluk kuvvetidir. Temel görevleri kamu düzeni ve güvenliğinin tesis edilmesidir. Bu olaya özellikli olarak başka bir bakış açısı var. O da buradan bunların (patlayıcı) muhafazasını, naklini, taşımasını ve imhasını yapmak üzere görevlendirilecek kişiler, ilkeler, kurallar, tüzükler ve kanunlar çerçevesinde uzman kişilerdir. Bu da kolluk kuvvetimizdedir. Bunun muadili başka bir şey söz konusu değil. Başsavcılığımız koordinasyonunda yürütülen ki başından beri böyle bu mesele de başsavcılığımızda, jandarma bölgesi olması hasebiyle jandarmaya bu yetkiyi verdi.' ifadelerini kullandı.
Soylu, emniyette, jandarmada patlayıcı imhası konusunda Türkiye'de en önemli noktada olduklarını vurgulayarak, şöyle devam etti:
'Bunu bizden daha iyi yapabilecek kimse yok, kamu güvenliği ve işin sıhhati açısından. Gerek mayınların sınır ötesinde gerek kendi sınırlarımızda temizlenmesi gerekse tüm bomba ve patlama olayları olsun, bunların tedbirleri ve engellenmesi konusunda da hem emniyetimizin hem jandarmamızın kendine ait birimleri var. Bu konuda da yetkindirler. Böyle bir durumda elbette nerede olursa olsun, hangi meselede olursa olsun, hangi sektörde olursa olsun, birinci tedbiri alması gerekenler jandarma ve polisimizdir. Burası da jandarma bölgesi olduğu için jandarmamız tedbiri almaktadır.
Burada da kamu güvenliği söz konusu. Aynı şekilde jandarma ve polisin kendi yetkinliği içerisinde olan bir durum olarak değerlendirmek gerekir. Siyaseten bu tip tartışmalar yapılıyor. Ben de bugün gördüm, üzülerek takip ettim. İllaki birbirimize bir kabahat bulacaksak başka alanlarda bulabiliriz. Kendisini bu memleketin yetişmiş insanı olarak görenler tarafından bu dönemde olmaması gerekir. Hepimizin acısı var. Burada biz geldiğimizden itibaren bizzat kendim soruşturma memuru gibi herkesle teker teker konuşarak olayı aydınlatmaya ki ilgili arkadaşlarımız zaten bu konuda yetkinler, bunu sağlamaya çalışıyoruz.'
Bakan Soylu, 'İlk patlamanın gerçekleştiği anda fabrikada 110 ton patlatıcı olduğu belirtilmişti, bunun ne kadarı patladı? Şu an tehlike arz eden bir patlayıcı var mı?' sorusuna karşılık, iki türlü patlayıcının söz konusu olduğunu söyledi.
Bunlardan birincisinin depolarda bulunan patlayıcılar olduğunu aktaran Soylu, şunları kaydetti:
'Depolarda var olan ve soğutulan patlayıcılar henüz oradalar. Esas ortak noktada olan ve bizim tahmini 16,5 ton olarak söylediğimiz patlayıcının 15 tonu patlatılmıştı. Bugün, yarın en geç tamamlanacaktı böyle bir olayla karşı karşıya kaldık. Diğer patlayıcılar oradaki depolarda hala. Bu kadar büyük patlayıcıların ve depoların olduğu bir alanda neyi nasıl ve ne şekilde imha edeceksiniz? Elbette herkesin kendine ait mesleki tecrübesi olabilir, bilimsel yetkinliği olabilir.
Olayın yerini görmeden, olayın etkisini değerlendirmeden böyle birtakım dayanağı olmayan tespit, değerlendirme ve en kötüsü kamuoyunu yanıltıcı bilgilerde bulunmak son derece yanlış. Burada elbette eksiklik var. Eksiklik olduğu için birtakım tedbirler alınıyor. Oradaki eksiklik ve aksaklıkları da değerlendirecek ve belirtecek olan adli ve idari soruşturmadır. Orada da yapılan toplantı ve değerlendirmelerde başka bir yerde patlatılması hususu da ortak değerlendirme olarak, yerinde patlatılmasının getirebileceği sakıncalar düşünülerek tespit edilmiştir. Bu tespit üzerini de bir adım atılmıştır.'