İlçeye bağlı Gürgen deresi üzerinde yapılan Alicik HES projesinin iptal davası duruşmasında mahkeme karar verdi.
2010'da proje, mahkemede iptal edilmesine karşın bu kez onay çıktı.
Konuyla ilgili bir açıklama yapan Handüzü Yaylası Kültür ve Tabiat Varlılarını Koruma Derneği başkanı Ceyhun Kalender, 'Gözü aydın olsun. Kimin? Önce küresel sermayenin, sonra şirketin, ortaklarının, destek veren siyasilerin, muhtarların ve yandaşlarının gözü aydın olsun! Kazandılar ama şimdilik… Bize de geçmiş olsun. Bütün doğaseverlere, vatanseverlere, destek veren dostlarımıza… Mahkemeden şimdilik olumsuz bir karar çıkmış olsa da süreç henüz bitmedi, mücadele gücümüz artarak devam ediyor. Bu konuda başından beri yaşadığımız olumsuzluklar, hukuksuzluklar bizim haklılığımızı ortaya koymuştur. Artık konu çok farklı bir boyutta tartışılacaktır. Her zaman olduğu gibi meşru zemindeyiz, ancak mağduruz. Ekolojik mücadele zor ve dolambaçlıdır. Bu patika yolda bazen biz bize de kalabiliriz. Ancak biz hukukun ve haklının sonunda mutlaka kazanacağına inanıyoruz.' dedi.
'Aradan Geçen 10 Yıl Zarfında Ne Değişti?'
2010'da Alicik HEP Projesine karşın dava açtıklarını belirten Kalender, 'O tarihte yapılan bili kişi raporuna göre Rize İdare Mahkemesi projeyi iptal etmişti. Peki aradan geçen 10 yıl zarfında ne değişti? Aynı HES, aynı köy, hatta değiştirilen ÇED raporuna göre çok daha olumsuzluklar içeren bir proje hayata geçirilmek isteniyordu. Şirket 2010'da iptal edilen ÇED raporunu sözde revize ederek, kopyala yapıştır yöntemiyle yeniden düzenledi ve vatandaşlardan gizleyerek, bilgilendirme toplantısı yapmadan hayata geçirmek istedi.' diye konuştu.
'Bu HES Değil Bir Yıkım Projesidir'
Kalender, bölgedeki yaşamın bu proje ile tamamen tehlike altına girdiğini ifade ederek, 'Bu HES değil bir yıkım projesidir. Şirket sadece derenin suyunu almakla kalmadı bütün vadiyi tahrip ederek bir proje yürüttü. Metrelerce yükseklikteki beton duvar insan ve hayvan geçişlerini engelledi. Derede binlerce pullu alabalık katledildi. Tarım ve hayvancılığın geleceği karartıldı. Arıcılık bitirildi. Kısaca geri dönüşü imkansız zararlar verildi. Çevre mücadelesi zordur, özellikle de Güneysu gibi yapılanları yanlış yorumlama, manipule etme gayreti içinde olanların olduğu bir çevrede. Aslında bu şirketin son derece kurnazca yürüttüğü bir yöntemdi. Çünkü buradaki insanların dünya görüşü büyük oranda milliyetçi, muhafazakar bir çizgide olmasına rağmen insanlar tahrik edilerek farklı çizgiye çekilmek istendi. Buna rağmen vatandaşlar bu tahriklere hiçbir zaman kapılmadı ve adeta demokrasi dersi verildi.' açıklamasında bulundu.
'Vatan Sevgisi Kapındaki Ağaçtan, Köyündeki Dereden Başlar'
Oluşan bu birliktelik ve çevre konusundaki duyarlılığın gelecek nesillere de örnek teşkil edeceğini belirten Kalender, 'Bu bizim için çok büyük bir kazanım olmuştur. Vatan sevgisi kapındaki ağaçtan, köyündeki dereden başlar. Anlayışımız doğrultusunda köyde yaşayan vatandaşların neredeyse tamamı köyüne, toprağına, yaşam alanlarına sahip çıkma gayreti içinde olmuştur. Doğa için, insanlık için mücadele edenler kaybedebilir ama asla yenilmezler. Zaman insanlığı, doğayı hiçe sayarak menfaat peşinde koşanları kaybettirirken hakkı tutup kaldıranları kazandıracaktır.' dedi.
Kazmaz: Bu İş Burada Bitmez
Davanın avukatlarından Remzi Kazmaz da, yıllardan beri beklenen kararın olumsuz çıktığını belirterek, 'Yetersiz su debisine rağmen hangi bilimsel kararla, hangi vicdanla bu derenin üzerine HES kurulabileceğine karar verildi? diye sordu.
Kazmaz, 'Bu iş burada bitmez. Mücadelemiz devam ediyor. Mahkeme kararını Danıştay'a taşıyarak hakkımızın peşinden sonuna kadar koşacağız' dedi.
Karar Gürgen köyü sakinleri arasında da üzüntü ve şaşkınlık yarattı. Alicik HES'e karşı dava açan vatandaşlar, HES köyü terk edene kadar mücadele edecekleri yönünde karar aldılar.