Tarihi ahşap evleri, kemer köprüleri ve zengin bitki örtüsüne sahip Fındıklı ilçesi Çağlayan Vadisi, Trabzon Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'nca 2008 yılında 1'inci derecede doğal sit alanı ilan edilerek koruma altına alındı. Vadide yapılmak istenen HES projeleri de verilen hukuk ve çevre mücadeleleri ile iptal edildi. Vadide yeni bir HES projesi için ÇED süreci başlatıldı. 14 bin metrekarelik ormanlık alan içerisine yapılması planlanan proje için halkın görüşünü başvurulacak. Bugüne kadar verdikleri çevre ve hukuk mücadelesi ile vadilerini koruduklarını belirten çevreciler ve yöre halkı, HES yapımına karşı olduklarını belirtti.
'BU DERELERE İYİ BAKALIM'
Bölgede 'Derelerin anası' olarak tanınan doğa aşığı Melahat Alişan ise gününü vadide ve dere kenarında nöbet tutarak geçiriyor. Alişan, vadiden yaz-kış bir an olsun ayrılmıyor. Annesinin sancılandığı dönemde eve yetişemeyince kendisini dere kenarında doğurduğunu anlatan Melahat Alişan, doğduğu gün kendisini derede yıkadıklarını belirtti. Derelere sevdalı olduğunu ifade eden Alişan, 'Bu derelere aşırı bir sevdam var. 18 yaşında evlendim. Yukarıdaki mahalleye gelin gittim. Evlendiğimde bu dere ile yattım bu dere ile kalktım. Gençliğim bu derelerde geçti. Ben deremizi bu kadar çok seviyorum. Bu dereleri korumak için mücadele edeceğim. Bu derelere Almanya'dan, İstanbul'dan, Ankara'dan yazın insanlar gelerek doluşuyorlar, parasız yüzüyorlar. Bu derelere iyi bakalım, yazıktır. Ben bugün varım yarın bekli de toprak olacağım. Bana kar olmaz' dedi.
'SUYUMUZA DOKUNMASINLAR'
Fındıklı Derelerini Koruma Platformu Sözcüsü Hüseyin Acar da, yöre halkının 13 yıldır derelerini HES'lere karşı koruduğunu belirterek, 'HES projeleri dereleri kurutarak doğal yaşama zarar veriyor. Burası Türkiye'nin en ücra köşesindeki en küçük bir ilçesi ama mücadelesiyle, yaşamıyla, horonuyla, kültürüyle, gelenekleriyle, tarımıyla, kemer köprüleriyle, taş evleriyle zengin bir kültüre sahip. Atalarımız buraların değerini bilmiş, bize emanet etmişler. Biz de ihanet etmemek, yaşam alanlarımızı korumak için HES, maden, ıslah, duvar hiçbir şeyin bozulmasını istemiyoruz' dedi.
'YAŞAM KAYNAĞIMIZ'
İlçede 13 yılda yapılmak istenen 24 ayrı HES projesine karşı mücadele yürüttüklerini anlatan Acar, 'Bu su bizim yaşam kaynağımızdır. Bu sudan tarım, hayvancılık, herkes yararlanıyor. Çay üretenler bu suyu kullanıyor, insanlar derede yüzüyor. Suyumuzu bizden almasınlar. Biz kimseden bir şey istemiyoruz, kimsenin malında, servetinde gözümüz yok. Canlılar, doğa, insanlar burada. Doğayı talan edince olan felaketleri görüyoruz. Doğa, iklim, su, hayat bozuldu' diye konuştu.
Seniye Özkaya da, 'Doğamın bozulmaması için HES istemiyorum. Biz bu doğada yaşıyoruz, tarım ve hayvancılıkla uğraşıyoruz. Benim her şeyden önce nefes alabilmem için bu doğaya, suya ihtiyacım var' ifadelerini kullandı.