BBP lideri Mustafa Destici, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Destici, genel merkez binasında yeniledikleri basın toplantı salonuna partilerinin kurucusu Muhsin Yazıcıoğlu'nun adını verdiklerini bildirdi. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) bütçe görüşmelerinin devam ettiğini kaydeden Destici, bütçesinin önemli bir kısmının faize ayrıldığını ifade etti. Destici, '2020 bütçesinde de 140 milyara yakın bir tutar ki, bu bütçenin yüzde 13'üne ve toplanan vergilerinde yaklaşık yüzde 18'ine tekabül ediyor. Böyle yüksek bir rakam faize gidiyor. Bütçe gelirlerimizin yüzde 80 üzerindeki kısmı vergilerden ve vergi gelirlerinden oluşuyor. Bu da vatandaşın ağır bir vergi yüküyle karşı karşıya kaldığını gösteriyor' dedi.
ASGARİ ÜCRET TEKLİFİNİ AÇIKLADI
Destici, gelir dağılımda adaletin tam olarak sağlanamadığını, bir önceki yıla göre bütçe rakamlarının 22,5 arttığını belirterek, şöyle konuştu: 'Yani bütçe büyümüş. 'Her kesim bu büyümeden payını aynı oranda alabiliyor mu' diye baktığımızda, bununda aynı oranda olmadığını görüyoruz. Asgari Ücret Tespit Komisyonu, ayın sonuna doğru 4'üncü toplantıyı gerçekleştirecekler ve asgari ücret belirlenecek. Büyük Birlik Partisi olarak asgari ücretin 2 bin 475 TL olmasını teklif ediyoruz. Bize göre adaletli olan en az budur. Bunun üzerinde verilirse daha iyi olur ama minimum bu rakam verilmelidir' dedi.
'AB'NİN YAPTIĞI AÇIKLAMA BİZİ BAĞLAMAZ'
Destici, Libya ile yapılan anlaşmayı desteklediklerini vurgulayarak, şunları söyledi:
'Meclise sunulmuş olan Libya ile güvenlik ve askeri iş birliği anlaşmasını da onayladığımızı ve TBMM'de buna 'evet' oyu kullanacağımızı da bir kere daha buradan ilan ediyorum. Avrupa Birliği diyor ki; Libya ile Türkiye arasındaki anlaşmalar 3'üncü ülkeleri bağlamaz. Libya'da bizim anlaşma yaptığımız Birleşmiş Milletler'in tanıdığı hükümet. Dolayısıyla 'bal' gibi bağlar. Tam tersine Avrupa Birliği'nin yaptığı açıklama bizi hiç bağlamaz.'
'İDAM CEZASINI BİZİM GERİ GETİRMEMİZ LAZIM'
Kadına yönelik ve aile içi şiddetin bir türlü önlenemediğini, bugüne kadar pek çok kadının ve küçük yaşta çocuğun şiddete maruz kalarak hayatını kaybettiğini hatırlatan Destici, şöyle konuştu:
'Elbette ki öncelik önleyici tedbirler, eğitim, maneviyat ve ahlaktır. Bunları ne kadar güçlendirirsek, bu hadiseleri de azaltabiliriz. Bu tedbirlere rağmen birisi sapıkça bu suçları işliyorsa, sonu cinayete kadar gidiyorsa, burada da cezaların ağırlaştırılması gerekmektedir. Ağırlaştırılmış cezaların başında da idam gelmektedir. Ceren Özdemir hadisesinde gördük. Diğer vakalarda da görüyoruz. İdam denildiğinde, 'efendim yanlış bir karar verilirse, bunun geri dönüşü olmaz.' Burada bir yanlışlık yok. Kesin faili belli olan bu tür suçlarla ilgili idam cezasını bizim geri getirmemiz lazım.'