Sütlüoğlu, Cumhuriyet Çay Fabrikası'nda düzenlendiği basın toplantısında, yağmurlu havalarda alınan yaş çayda yıllardır uygulanan yüzde 10'luk sabit su kesintisinden vazgeçilerek çayı kurutarak tartma sistemini uygulamalı anlattı.
Yeni başlattıkları uygulamayı fiilen göstermek istediklerini ifade eden Sütlüoğlu, uygulamanın yeni olduğu için yanlış anlaşılmaların olduğunu söyledi.
Sütlüoğlu, yapmak istediklerinin, su miktarını tespit ederek düşürmek olduğunu dile getirerek, 'Çaydaki su derken harici suyu kastediyoruz. Çayın yağmurla ıslanması sonucu içine toplanan suyun tespit edilerek düşürülmesi. Bu çay değil. Bunun çaya dönüşmesi mümkün değil. Aksine biz bunu taşırken para ödüyoruz. Fabrikalarımızda bunu kurutmak için çok ciddi enerji ve para harcıyoruz. Bu, fabrikalarımızın kapasitesini de çok olumsuz etkiliyor.' diye konuştu.
Kendilerinden önce alınmış ve uygulanan bir karar olduğunu aktaran Sütlüoğlu, şöyle devam etti:
'Çay ıslak geldiyse az veya çok ıslak da olsa yüzde 10 kesiliyor ve bu şekilde alım yapılıyordu. Bu adil ve doğru bir uygulama değil. Bu yüzde 10'un altında da olabiliyor. Yüzde 5, 7, 8 ve 4 de olabiliyor. Bunlardan da yüzde 10 kesiliyordu. Çok aşırı yağmurda çay toplanmışsa çay tamamen su içinde ise yüzde 10'unun üzerinde de olabiliyor. O zaman da kuruma bir haksızlık yapılmış oluyor ya da güneşli bir havada çay toplayana bir haksızlık yapılmış oluyor. Çünkü onun çayında su yok. Sadece çay tartılıyor ve onun parası alınıyor. Diğerinin ise çayının içinde bol su var. Tartıldığı zaman çayın dışında yüzde 15-20 su olabiliyor. Burada bir haksızlık var. Biz bir kamu kurumuyuz. 80 milyonun hakkı bizim üzerimizde. Biz bu paraları kullanıyoruz. Adil olmak bizim görevimiz. Kimsenin hakkını kimseye geçirmemek yine bizim görevimiz.'
Sütlüoğlu, bugüne kadar bunu ölçecek bir sistemin ÇAYKUR'da kurulamadığını belirterek, 'Böyle teknolojik sistem kurulamadığı için işin kolayına kaçılmış. Yüzde 10 diye bir rakam belirlenmiş. Biz ise yaptığımız çalışmalarla bunun nasıl olabileceğini tespit ettik. Çok ıslak olan çayın suyunu harici ile çıkarabiliyoruz. Daha sonra peçetelerle kurutuyoruz. Yüzde yüz yine kurumuyor. Çayın üzerinde yapışık su kalabiliyor. Yine müstahsilin lehine olan bir durum ortaya çıkıyor.' ifadelerini kullandı.
Her ekibe hassas terazi aldıklarını anlatan Sütlüoğlu, 'Bu hassas terazilerde ilk önce 100 gramın altında olmamak üzere ıslak olan çayı tartıyoruz. Yüzde kaç su olduğunu bu cihaz otomatik olarak belirliyor. Bu çok uzun zaman almıyor. Beş dakikalık süre içerisinde bu işlemi yapabiliyoruz. Burada doğru olan bir uygulamayı getirdik. Gayri adil bir uygulamanın yerine adil olan bir uygulamayı getirdik. Bu konuda herkesin anlayış göstermesini istiyoruz.' değerlendirmesini yaptı.
- 'Biz çayın geleceğini kurtarmaya çalışıyoruz'
Çayda randıman düşüklüğüne değinen Sütlüoğlu, 'Aldığımız çayın yarısından çay, yarısından çöp oluyorsa o çaydan yüksek randıman çıkmaz. Yabancı madde çok olursa aldığınız yaş çaydan daha az kuru çay elde edebiliyorsunuz. Dolasıyla randıman düşük, maliyet yüksek oluyor. Aynı zamanda çayınız kalitesiz oluyor. Attığımız çöpler ve lifler ciddi manada çayın demini emiyor. Birinci unsur çaydaki evsaftır. Buna herkesin dikkat etmesi gerekiyor.' diye konuştu.
Sütlüoğlu, randımanı etkileyen ikinci unsurun yüksek orandaki su olduğuna dikkati çekerek, sözlerini şöyle bitirdi: 'Biz çay alıyoruz ve para veriyoruz. Vatandaşın ürününe garanti veriyoruz. Biz çayın geleceğini kurtarmaya çalışıyoruz. Çaya mutlaka kalite getirmemiz lazım. Çayı gelecek nesillere taşımak için yanlış uygulamalara son vermemiz gerekiyor. Kaliteyi getirmemiz gerekiyor. Kalite getirmezsek çayımızı geleceğe taşıyamayız.'