'Tabiatın kalbi' olarak adlandırılan, Ankara ve İstanbul gibi iki metropol kent arasında bulunan Bolu'da yer alan, her mevsim ayrı güzelliğe bürünen Gölcük ve Abant tabiat parkları, Yedigöller Milli Parkı ile Osmanlı kasabalarından Mudurnu ve 2017'de 'cittaslow (sakin şehir)' ilan edilen Göynük, farklı bir tatil geçirmek isteyenlere alternatif sunuyor.
Koronavirüs tedbirleri kapsamında yaklaşık 2,5 aylık aranın ardından tabiat parkları ve tarihi ilçeleri eski günlerine dönmeye başlayan Bolu'da iç ve dış turizmin hareketlenmesi için çalışmalar sürüyor.
Her dönem şehrin gürültüsünden uzaklaşarak doğanın keyfini sürmek isteyenler tarafından tercih edilen ve geçen yıl 1 milyon 783 bin kişiyi ağırlayarak rekor kıran Bolu'nun bu yıl salgın süreci de göz önünde bulundurularak yıl sonuna kadar 1 milyon 250 bin ziyaretçiyi ağırlaması bekleniyor.
'Eski günlere kısa sürede döneceğimizi düşünüyorum'
Batı Karadeniz Otelciler Derneği (BAKTOD) Başkanı Halit Ergül, AA muhabirine, kent genelinde bulunan tabiat parkları ile konaklama tesislerinin sıkı tedbirlerle hizmet vermeye başladığını söyledi.
Turistlerin Gölcük ve Abant tabiat parkları ile Yedigöller Milli Parkı'nı, tarihi ilçeler Mudurnu ve Göynük'ü gönül rahatlığıyla gelebileceğini dile getiren Ergül, 'Bolu'da hemen hemen otellerin tamamı açıldı. Otellerimizi maske, sosyal mesafe ve hijyen kurallarını sonuna kadar uygulayarak açtık. Yavaş yavaş hareket başladı. 65 yaş üzeri vatandaşlarımızın da 10.00-20.00 saatlerinde sokağa çıkmasının serbestleşmesiyle turizmin biraz daha da hareketleneceğini düşünüyorum. Eski günlere kısa sürede döneceğimizi düşünüyorum.' diye konuştu.
Ergül, insanların doğa turizmine ilgisinin artığına işaret ederek, şöyle devam etti:
'Doğada, insanlar birbirlerinden rahat bir şekilde uzak durarak sosyal mesafeyi koruyabiliyor. Denizde şemsiye, şezlong derken biraz daha zor olabilir. Ama bizde o zorlama olmayacak. Bütün otelci arkadaşlarımız ve herkes tedbirlerini aldı. Misafirlerimiz gönül rahatlığıyla gelebilir. Bu sene 3 ayımız gitti. Hareketlenme biraz daha zaman alsa da turist sayısında 1 milyon 250 bin kişiye ulaşmayı bekliyoruz.'
Bolu'da doğa turizmine alternatif olarak termal turizmin de sektörde yerini almaya başladığını anlatan Ergül, 'İlimizdeki termal tesislerin sayısı her yıl artıyor. Koronavirüs sonrasında termal turizminin daha erken hareketleneceğini düşünüyorum. Termal turizm tesisleri daha çok yerli misafir ağırlıklı olduğu için en hızlı toparlanacak sektör olacaktır. İyi olacağını düşünüyorum.' değerlendirmesinde bulundu.
'Kayak turizmi koronavirüsten hiç etkilenmedi'
Ergül, vatandaşların tatilde daha çok doğayla iç içe olmak istediğini aktararak, 'Bu nedenle her tesis ve ilde macera parkları yapılmaya başlandı. Buralarda insanlar doyasıya eğlenerek vakit geçirebiliyor. Macera parklarında sosyal mesafe mecburen korunuyor. Önceden de buralardaki etkinlikler aralıklarla yapılıyordu. Gelen misafirlerimiz hangi otelde kalırsa kalsın kullanabileceği macera parkları mevcut.' ifadelerini kullandı.
Bolu'nun doğa ve termal turizmin yanı sıra kış turizminde de ön planda olduğunu belirten Ergül, Kartalkaya bölgesindeki otellerin her yıl yüz binlerce misafir ağırladığını anımsattı.
Koronavirüs salgınının Türkiye'ye kış turizm sezonunun sonunda geldiği için sektörün etkilenmediğini ifade eden Ergül, 'Kartalkaya ve kayak turizmi koronavirüsten hiç etkilenmedi. Her sene ilgi daha çok artıyor. Türkiye'nin en bakımlı pistleri Kartalkaya'da olduğu için hizmet kalitesi oldukça yüksek. O yüzden kayak turizmindeki en iyi doluluk bizde. Kayak ve kış turizmi koronavirüsten hiç etkilenmedi. Tedbirlerin alınmasıyla gelecek kış mevsiminde de etkilenmeyeceğini düşünüyorum.' diye konuştu.