Dünyanın yaşlanan nüfusu nedeniyle hastalıklar üzerinde yoğunlaşan bilim insanları, Parkinson ve Alzheimer hastalarının maruz kaldığı zihinsel ve bedensel fonksiyon kayıplarını minimuma indirmeyi amaçlayarak geliştirdikleri beyin imptlantlarının depresyon, bağımlılık, otizm, epilepsi ve konuşma bozuklukları gibi gündelik yaşamı kısıtlayan hastalıklara da çözüm olabileceğini keşfetti. Dahası gerçek sinir hücreleri gibi davranan yapay sinir hücreleri geliştirildi ve bu yeniliğin yakın bir gelecekte omurilik yaralanmaları ve Alzheimer için önemli ölçüde çözüm olacağı düşünülüyor.

Öte yandan bilim insanları beyne takılan implantlar aracılığıyla yollanan elektrik sinyallerinin, hafızanın yüzde 15 ila yüzde 20 oranında arttığını gösterdi. Hatta geçtiğimiz haftalarda Elon Musk'ın teknoloji şirketi Neuralink doğrudan beyne takılan bir implant ile sinir hücrelerine elektrik sinyalleri göndererek bozulan fonksiyonları iyileştirmeyi vaat etmişti. Tüm bu gelişmelerle insanların bilişsel yeteneklerinin arttırılması amaçlanıyor.

'SÜPER İNSAN'A ULAŞMAK İÇİN ADIM ADIM

Bu implant ve iskelet destek sistemlerinin yanı sıra süper insana ulaşmak için genetik bilimi de aynı hızla yol alıyor. İnsan Genomu Projesi genlere müdahale edilerek, daha dayanıklı, daha zeki ve daha yetenekli bebeklerin dünyaya getirilebileceğini paylaştı ve çalışmaların 15-20 yıl içerisinde net sonuçlara verebileceğini vaat etti. Ahlaki endişelerle karşı çıkılsa da bilim çevreleri kansere kesin çare bulunması ve hasar gören organların yeniden üretilmesi gibi hayati konular nedeniyle projeyi savunmaya devam ediyor.

YAKIN GELECEKTE GENETİĞE MÜDAHALE BEKLENMİYOR

Konuya ilişkin olarak, 'Teknolojinin gelişmesi ile biyolojik sistemlerimizin çalışma şeklini çok daha iyi anladık' diyen Disiplinler Arası Beyin Araştırmaları Derneği Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Korkut Ulucan şunları söyledi:

''Acıya ve yorgunluğa dayanıklı asker' ya da 'çok daha hızlı ve güzel çalım atan futbolcu yapılabilir mi?' konuları üzerine yıllardır düşünülüyor. Ütopya gibiydi fakat günümüzde teknolojinin de yardımıyla bunlar kısmen de olsa yapılabilir hale geldi. Asıl korku ise amaç dışı kullanım. Çünkü 'bunlar mümkün mü?' derken bugün olabileceğini görüyoruz. Genetik olarak da müdahale endişesi var fakat bunu çok yakın gelecekte mümkün görmüyorum. Bizim bir gene müdahalede bulunabilmemiz için o genin yapısını çok iyi biliyor olmamız lazım. Tek gen hastalıklarında bu mümkün ama süper zeki veya uzun boylu çocuklar gibi çoklu etki içeren sonuçlara kısa vadede ulaşılabileceğini düşünmüyorum.'

3. NÖROBİLİM KONGRESİ GERÇEKLEŞTİRİLECEK

Genetik ile ilgili konuların bilim çevreleri için hem endişe hem de umut konusu olduğunu kaydeden Doç. Dr. Korkut Ulucan, 'Bu tür konuların daha iyi anlaşılması için ülkemizde de en üst düzeyde konuşup tartışıyoruz.14-15 Aralık tarihlerinde Nişantaşı Üniversitesi'nde düzenleyeceğimiz 3. Nörobilim Kongresi'nde de geleceğin beyni, teknoloji ve beyin, genetik hastalıklar ve nörobilim gibi konuları 'Farklı Disiplinlerde Aynı Beyin' temasıyla 39 panel, 8 kurs ve 40 konferansta, 120 değerli akademisyenden dinleyeceğiz. Gelecek geldi, geç kalmamak adına bu çalışmaların artarak devam etmesi gerektiğini düşünüyorum' dedi.

Editör: Haber Merkezi