DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN RİZESPOR

Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı, her yıl 19 Mayıs tarihinde kutlanan resmî bayramıdır. 19 Mayıs 1919'da Mustafa Kemal Atatürk Bandırma Vapuru ile Samsun'a çıkmıştır ve bugün İtilaf Devletleri'nin işgaline karşı Kurtuluş Savaşı'nın başladığı gün kabul edilir. Bugünün Rizeliler için ayrı bir önemi vardır. İlimizin güzide spor kulübü Rizespor, kurucusu Muharrem Kürkçü'nün önerisiyle bu anlamlı günün 34. Yıldönümünde 19 Mayıs 1953 tarihinde kurulmuştur. Unutulan kutlanmayan bu anlamlı kuruluşu hatırlatır gayesiyle kuruluştan ve bugüne değin Rizespor'un yaşadığı zorlukları hatırlatmak istedim.

HALDOZ'DAN GELEN BİR LİMON FİDANININ HİKAYESİ VE KURULUŞ

Rizespor'un kuruluşu çok özverili çabalar sonucu gerçekleşmişti. 1953 yılının Rize'sinde, şehrin önde gelen tüccar ve eski futbolcularından Atıf Taviloğlu ve Muharrem Kürkçü, yakın çevresi ile bir araya gelip Rize vilayetinin adını taşıyacak yeni bir kulüp kurmak üzere; Belediye-Taksi durağı meydanında bulunan binadaki lokalde toplanmışlardı. Rize'de yaşam koşulları malumdu. Para yoktu. Hatta eskilerin deyimiyle 'Kıtlık' vardı. Kuruluş masrafları nasıl karşılanacak, Kulüp nasıl yaşatılacaktı. Herkesin kafasından bu sorular geçiyordu. Atıf Taviloğlu bir ara toplantı salonundan ayrıldı. Bir süre sonra elinde Gülbahar (Haldoz) mahallesindeki bahçesinden söküp getirdiği bir limon fidanı ile girdi salona ve geliri kuruluş için kulübe bırakılmak üzere limon fidanının sembolik olarak açık artırmaya çıkarılmasını önerdi. Öneri oy birliği ile kabul gördü ve o zamanki para ile 30 Lira toplandı.

RİZESPOR ATATÜRK'UN SAMSUNA ÇIKTIĞI GÜN KURULDU

Kulübün öncelikli gayesi, Rize'de gençliğin beden ve kültürel yeteneklerini artırmak ve bu sahada sunulacak öğretilerle gelişimlerine katkıda bulunmak şeklinde belirleniyordu. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün yurdu kurtarmak için Samsun'a ayak bastığı anlamlı günün 34. yıldönümü olan 19 Mayıs 1953 tarihi Rizespor'un kuruluş günü olarak kararlaştırılıyordu. Bu teklif kurucu Muharrem Kürkçü'den geliyordu. 27 Nisan ile 30 Nisan tarihleri arasında Rize Gazetesi'nde yayınlanan Rizespor ve Gençlik Kulübü Nizamnamesi'nde; Manifaturacı Yakup Temizel 1, Manifatutacı Atıf Taviloğlu 2, Manifaturacı İsmet Bilsel 3, Defterdar Yaşar Dömlekçioğlu 4 ve Muharrem Kürkçü 5'nolu kurucu olarak yer alıyordu.

İLK RENKLER YEŞİL SARI

Uzun yıllar Rize futbolunun sancaktarlığını yürüten Kulübün renklerinin sarı yeşil olarak benimsenmesi de oldukça anlamlı idi. Sarı, portakal ve limon narenciyesini, yeşil de çayı simgeliyordu. Bu ürünler doğanın zümrüt Rize'ye bahşettiği en kıymetli mahsullerdi. Amacı; Rize'de gençliğin beden ve kültürel yeteneklerini artırmak ve bu sahada sunulacak öğretilerle gelişimlerine katkıda bulunmak olarak belirlenen Kulübe ilk harcı koyan Atıf Taviloğlu, Muharrem Kürkçü, eski defterdarlardan Yaşar Dömbekçioğlu ve arkadaşları, kulüp çatısı altında yer alan oyuncuların dışarıdaki hal ve hareketlerini yakından takip ediyordu. Bu anlayış, sonraki yönetimlerce de titizlikle sürdürüldü. Kulüpte tam bir kolej havası hakimdi. Bir defasında takımın as futbolcularından biri arkadaşlarıyla iyi geçinemediği ve spor terbiyesinin dışında hareketlere yeltendiği için kulüp yönetimi tarafından tam bir yıl süreyle takımdan uzaklaştırılmıştı.

KİMLER GELDİ KİMLER GEÇTİ…

1953'den 1968'e Profesyonel Milli Lig sahnesine sıçrayıncaya kadarki dönemde, çay bahçeleri arasında topu zıplatarak rüştünü ispat eden pek çok gencin rüyasını işte bu yeşil-sarılı kulüpte top koşturmak süsledi. Rizespor tarihinin 15 yıllık profesyonellik öncesi demlenme kesitinde, Ahmet Durmuş, Ali Durmuş (Milli Ali) ,Abdullah Fındık (Kamyon), Fuat Kondakçı, Recep Tecimer, Kenan Tiryaki, Mustafa Erol, İrfan Akaslan, Mahmut Salim Yavuz, Sadık Kazancı, Ahmet Kemal Yavuz, Hamit Kazancı, Mustafa Veziroğlu, Yaşar Kaptan,Yılmaz Özkan, Mümtaz Balta, Ahmet Fenci, Akif Fenci, Oktay Arayıcı (Edebiyatçı), Çetin, Abdullah Kıtır, Abdullah Şeker, Muzaffer Kazdal, Sedat Bakırcı ve Ömer Çakır gibi yerel kramponlar Rizespor'da forma giyme onurunu yaşadılar, haydi bir adım daha öne çıkalım; fiyakasını attılar.

BİR AVUÇ RİZELİ FUTBOL İDEALİSTİ

Varını yoğunu Yeşil-Sarılı kulübe vakfeden bir avuç futbol idealisti, Rizespor kulübünün profesyonellik öncesi döneminde temel taşları oldular. Öyle ki, içlerinden bazıları koskoca bir ömrü Rizespor'a hizmet aşkıyla harcadılar. Atıf Taviloğlu, Muharrem Kürkçü, Mehmet Nafiz Can, Turgut Tuzcu, Ali Bekiroğlu (Bakoğlu), İsmet Bilsel, Mustafa Karakaş, Murat Köseoğlu, Yaşar Dömlekçioğlu, Yakup Temizel, Ali Rıza Zorluoğlu, Kemal Opak ve Bahattin Coşkun gibi Rizespor'a yürekten hizmet eden yöneticileri telaffuz ederken, kayda geçiremediğimiz diğerleri için de yönetimlerin meçhul kahramanları olarak şükranlarımızı sunuyoruz.

HEM AMATÖR HEM PROFOSYONEL TAKIMDA OYNADI

Geçmişi yad etmek için kapısını çaldığımız Rize sporunun emektar ismi Hamit Kazancı, söze çekilen sıkıntılarla başlıyor: 'O zamanları anlamak için yaşamış olmak lazım. Stad sorun, forma sorun, her şey sorun. 1972 yılında futbolu bıraktım. Hem amatör hem profesyonel Rizespor'da oynama şansı elde ettim' diyordu.

ADETA KAFAMIZDA BİR BOKSORUN YUMRUĞUNU HİSSEDERDİK

Rizespor Amatör Futbol Takımında başarı ile top koşturmuş, Buhti'nin Düzü'nün tozunu yutmuş Ömer Çakır'ı ziyaret ediyoruz. Ondan Rizespor'un ilk yıllarını anlatmasını istiyoruz: 'Rize'de o yıllarda parmakla sayılacak kadar az takım vardı. Futbol oynamaya fuzuli iş olarak bakılırdı. Maç günleri yaklaşınca Allah'ım yağmur yağmasın diye dua ederdik. Giydiğimiz formalar bugünkü gibi ipek değildi. Formalar su aldı mı otuz kilo yükle bir buçuk saat koşardık sahada. Konçların içine konulan tekmelikler bugün plastik ve çok hafif. Biz ise tahtadan yapılmış tekmeliklerle maça çıkardık. Futbol topu ise bir alemdi. Su alınca topa kafa atan, bir boksörün yumruğunu hissederdi kafasında. Kramponlara maça çıkmadan önce kuyruk yağı sürerdik. Alttaki çivilere aldırmazdık. Maç sonrası ayaklarımız kan-revan içinde eve giderdik. 1950'li yıllarda Rize'de futbolcuya büyük değer verilirdi. Futbolcu da şımarmaz, bu değere layık olmaya çalışırdı.'

DAR ZAMAN DOSTLARI

YARDIMCI: ALY YAPI ATAĞI ŞART

İyi günde ve siyasete giden yolun basamağı olduğunda yönetimde yer almak kolaydır. Rizespor tarihi kurulduğu günden günümüze kadar darlık ve mücadelelerle doludur. Bu bağlamda Bahattin Çoşkun, Bu bağlamda çilenin daha çok olduğu süreçte elini yüreğini taşın altına koyan Muharrem Kürkçü, Bahattin Coşkun, Reşat Uçak, Mustafa Zeki Rakıcıoğlu, Köksal Mataracı, Nuri Akbulut, Paşa Ali Alaman, Nuri Akbulut, Ali Rıza Feyiz, Hasan Kemal Yardımcı, Fehmi Ekşi dönemleri yokluktan varlık ve başarı üretme zamanlarıdır. Bu güzel insanlar Rizesporiçin ortaya yüreklerini koymuşlardır. Bu bağlamda Anzerli Kemal (Özkan), Hamit Oral ve Muharrem Kürkçü anlayışında yöneticilik ruhundan sık sık bahseden Rizespor Onursal Başkanı Hasan Kemal Yardımcı Alt yapı hamlesi şampiyonluktan ligde kalmaktan önemlidir diyor…

AZ KALSIN RİZESPOR TARİH OLUYORDU

19 Mayıs 1953 tarihinde Yakup Temizel, Atıf Taviloğlu, İsmet Bilsel, Yaşar Dömlekçioğlu, Muharrem Kürkçü tarafından kurulan ve 1968 yılında Rize'de faaliyet gösteren spor kulüpleri Fener Gençlik – Güneşspor'un kendilerini fes ederek bünyesine katılması ile profesyonelliği seçen Rizespor Kulübü kuruluşundan bu yana birçok olumsuzlukla karşı karşıya kaldı. 1974 yılında gazetelerde 'Rizespor Kulübü tarihe karışıyor' başlığı atıldı. Bütün bu zorluklar Yönetim, taraftar, birlikteliği sağlanarak el ele vererek aşıldı.

TÜRK FUTBOL TARİHİNDE İLK: İKİ PUANIMIZ SİLİNDİ

* 1968/69 sezonu Birçok Karadeniz takımı maçlarına 2. Lig'de başlarken, Rizespor 3. Lige dahil ediliyordu. Elazığspor maçında kavga çıkıyor, Rizespor hükmen yenik sayılırken, Türkiye Ligleri'nde ilk kez iki puanı silinen takım oluyor. Üstelik o maçtan dolayı, Rizespor'un 9 futbolcusu boykot alıyordu

ERZİNCAN'DA ZOR ANLAR

*1969-70 sezonunda zorlu Erzincan deplasmanına 33 otobüs ve değişik araçlarla giden 1.500 Rizeli taraftar Erzincan'da zor anlar yaşıyor, 3 Rizeli taraftar hafif, 1 Rizeli taraftar ağır şekilde yaralanıyor ve beş otobüsümüzün atılan taşlarla camları kırılıyordu.

ESNAFTAN BORÇ PARA TOPLANDI

*1971-72 sezonunda Rizespor ekonomik sıkıntılar çekiyordu. Yönetim takımı en yakın deplasmana götürecek parayı bulamıyordu. Rizespor yönetimi, futbolcuların taksitlerini, primlerini ödeyemiyor, ekonomik sıkıntı çekiyordu. Deplasmana gidebilmek ve Erzincan maçının primlerini ödemek için esnaftan borç para toplama kararı alınıyordu. Oluşturulan altı kişilik heyet, beş günde 80.000 Lira toplamıştı. Bu para daha sonra yönetimce alınan kişileri geri iade edilmiştir.

YARDIM KAMPANYASI

*1976-77 sezonunda yaklaşan transfer öncesi bir kaynak ya da kulübe maddi gelir sağlayacak bir proje arayışına geçildi. Çözüm de bulundu: Yardım Kampanyası. Biraz klasikti ama Rize insanı birbirine tutkun olduğu, kulüplerinin yaşaması, büyük hedeflere koşması için, gücünü azami düzeyde zorlayarak her fedakarlığı gösterdiği için bu rutin proje iş yapardı. Öyle de oldu. Rize'de yerel basının öncülüğünde başlatılan yardım kampanyasına, 7'den 70'e tüm Rizeli ilgisini esirgemiyor ve daha ilk iki gün içinde tam 166 bin lira teberru yardım toplanıyordu.

RİZESPOR BORÇ KISKACINDA

*1984-85 sezonu zorluklar yumağıyla başlıyordu. Çok kısa bir süre önce çeşitli vergi borçları ve cezaları için Rize Yeşil Çay Vergi Dairesi, kulübe 293 milyon liralık bir borç çıkarıp, Spor-Toto gelirleri için haciz yoluna gidiyordu. İlk operasyonda, Yeşil-Mavili kulübün Toto'dan alacağı 30 milyon liraya el konuldu. SSK primleri için Rize SSK Bölge Müdürlüğü, kulübe 5 milyon liralık bir borç çıkararak haciz kararı aldırıyordu On iki maçta elde edilecek hasılatların 300'er bin lira gibi arslan payı SSK'nın kasasına aktarılarak, borcun sıfırlanması şeklinde bir uzlaşma sağlanabilmişti. SSK'da, zor-zahmet bir ödeme planı ile kurtuluş reçetesi işlerliğe konuluyordu da, vergi borçları için ne yapılacaktı? Ödenmesi istenen 293 milyon lira çılgın bir para idi.. Ancak, beklenen, istenen, hatta hırçınlık düzeyinde dayatılan vergi affı ya da yumuşatılmış bir ödeme takvimi için ne Yeşil Çay Vergi Dairesi, ne de Maliye'den bırakınız yeşil, sarı ışık bile yakılmıyordu!..

TRANSFER İÇİN PARA YOK

*1985-86 Sezonunda Rizespor birinci Milli Ligdeki kadrosunu kurmak için yoğun bir çalışma ortamına giriyordu. Bu maksatla Rize Belediye Başkanı Bülent Koç, Yönetim Kurulu üyesi Mehmet Mataracı, Başkan Fehmi Ekşi İstanbul'a gitmiş, Sipahi Ocağı Kulübünde hemşehrilerimiz toplantıya davet edilmişlerdi. Kotil toplantıda yaptığı konuşmada: Rizespor için bir araya geldik. Ocak ayında da yine beraber olmuş Rizespor'un birinci lige çıkması için var gücümüzle görevimizi yapmaya çalışmıştık. Hepimizin kalbindeki his Rizespor'un kümede kalması için İstanbul'dan maddi manevi her türlü desteği görmesidir. Rizespor birinci ligden düşerse bu bizim ve çocuklarımız için dahi bir yüz karasıdır demiş İstanbul'daki işadamlarını göreve çağırmıştı.

KONGRE YAPILIYOR KULÜP BAŞKAN BULAMIYORDU

*1988-89 sezonunda spor yazarlarından Adnan Sungur da, Rizespor'daki sıkıntılara işaret ediyor ve, 'Rizespor bu şartlarda lige başladı ve ilk hafta kendi sahasında Fenerbahçe'ye 5-0 gibi açık bir farkla yenildi. Her yönüyle yıkılmaya müsait taraftarın takıma güveni azaldı. Kazanılan her maç, birkaç futbolcunun bireysel çabaları sonucuydu. Takım oyunu, kollektif anlayışı Rizespor'da görmek mümkün olmadı' düşüncelerini yansıtıyordu. Rize'de, Endüstri Meslek Lisesi Konferans Salonu'nda yapılması gereken kongre, görevi emaneten sürdürmekte olup devredecek başkan Şadan Tuzcu'nun ve görev alması gereken yönetimin Rize'de bulunmaması nedeniyle ertelenmişti. Tüzük gereği, yeniden yapılan kongrede, divan başkanlığına Belediye Başkanı Bülent Koç getirilirken, zaman zaman büyük tartışmalar da yaşanıyordu. Divan Başkanı'ndan söz isteyen kulüp üyesi Aydın Mahmutoğlu, 'Kongre yapılıyor. Kulüp başkanı yok, başkan adayı yok.. Rizespor dışarda alay konusu oldu.. Böyle bir yönetim görülmemiştir!' diye isyan ediyordu...

KAYYUM VE YAĞMUR ALTINDA BİLET SATAN BAŞKAN

2 Temmuz 1989 günü, 'disiplin' parolasıyla göreve Ahmet Akyıldız başkanlığındaki yönetim, çareyi kulübü Valiliğe teslim etmekte buluyordu. İşte böylesi bir yönetim boşluğu arasında yeni yıla girildi. 10 Ocak 1990 günü Divan Başkanı Rizespor Kurucusu zor zamanlarda elini taşın altına koymaktan çekinmeyen Muharrem Kürkçü Rizespor Başkanlığını üsteniyordu. Ya yaşayan tek kurucumuz Muharrem Kürkçü'yü anlamak Rizespor'u anlamaktır. Zor zamanlarda görev yaptı. Mağazasının önünde yağmur altında maç bileti sattığına tanıklık etmişimdir.

RİZESPOR ARTIK ÇAYKUR RİZESPOR

*1990-91 sezonunda maddi krizden bunalan Rizespor'a, elini uzatan Çay-Kur kurumu oluyordu. Başkan Basri Çillioğlu, Çay-Kur Genel Müdürü Nejat Ural'la bir araya geliyor ve yeni sezon için forma reklamı karşılığı güçlü bir destek için el sıkışılıyordu. Çay-Kur'un sağladığı 100 milyon liralık reklam karşılığı desteğin 20 milyonluk bölümü, Çaykur tarafından yemek masraflarına karşılık işleme konuyordu. Yönetim, paranın 30 milyon liralık dilimini de, eski yönetimin malzeme borcundan dolayı icraya teslim edecekti. Kent halkının da inancı, Yeşil-Mavili kulübün kuruluşunun maddi boyutları ile de yönetimin Çaykur'a devredilmesi ile mümkün olabilirdi. Bu olay için en ciddi gelişme 9 Şubat 1991 günü yaşandı. Bu tarihte yapılan bir tüzük değişikliği ile Rizespor resmen Çaykur'a bağlanarak, adı da 'Çaykur Rizespor' olarak değiştiriliyordu.

RİZESPOR 3. LİG DÜŞÜYORDU

*1992-93 sezonunda Yozgatspor'un, Çaykur Rizespor'un sarı kart cezalısı futbolcusu Turgut'u oynattığı gerekçesiyle Futbol Federasyonu'na yaptığı şikayetle bir anda ortalıkta buz havası esiyordu. Çaykur Rizespor'un küme düşmesi kararı çıkıverdi. Futbol Federasyonu'nun kararını doğru bularak, Rizespor'un tarihinde ilk kez üçüncü kümeye düştüğünü resmen onaylıyordu...

RİZESPOR 2. KAYYUMA KALIYORDU

*1995-96 sezonunda 10 Mart 1996 tarihinde yapılmakta olan kongrede divan başkanlığını Cemal Aydoğdu yürütüyordu. Divanda Cemal Aydoğdu, Memiş Sancaktutan, Zihni Ayşen de divanda görev yapıyorlardı. Kongrede yönetim seçilemedi. Rize Sulh Hukuk Mahkemesi Çaykur Rizepor'u bir ay süre ile yönetmek üzere kongrede divanı oluşturan Cemal Aydoğdu, Memiş Sancaktutan, Zihni Ayşen'ı 'kayyum' olarak atadı. Tuncer Ergüven'in başkanlıktan ayrılması da, anlayanlar için sert bir tavır, onurlu bir istifa imzası idi... Bu şok gelişmenin, bir hafta ertesinde mevcut yönetim yeniden şekilleniyor, istifa eden Başkan Tuncer Ergüven ve arkadaşlarının yerine yedek üyelerden üç yeni isim yeni yönetim kuruluna kaydırılıyordu. Yedek üye statüsündeki Şaban Soykan, Hasan Paylaş ve Atahan Birben, asil yönetim kurulu üyeliğine getirildikten sonra, Yeşil-Mavili kulübün yeni yönetiminde görev paylaşımına geçiliyordu. Tuncer Ergüven'den boşalan kulüp başkanlığına, mevcut yönetimde Amatör Şubelerden Sorumlu Başkan olarak görev yürüten Ruşen Kukul seçiliyordu.