Yılmaz, 'Bizler; üyelerinin çoğu kadın olan Sağlık Sen Rize şubesi olarak; kadınlara ve kız çocuklarına yöneltilmiş şiddete Hayır demek ve toplumun her kesiminde oluşması gereken duyarlılığı ve dayanışmayı sergilemek için bugün buradayız' diye belirti.
Şiddet, dünyada olduğu gibi Türkiye'de de insanların yaşamlarını olumsuz etkileyen; temel hak ve özgürlüklerini ihlal eden ve bu haklara erişimi engelleyen en önemli etkenlerin olduğunu belirten Yılmaz, şunları kaydetti:'Bir insanlık suçudur. Toplumumuzdaki genel yargıya göre kadına yönelik şiddet, kadın cinayetleri ile eş tutulmaktadır. Halbuki kadına yönelik şiddet, kadınları fiziksel, cinsel, psikolojik ve ekonomik olarak zarar görmeleri veya zarar görecekleri korkusuyla baskı ve tehdit altında bırakan ve onları sınırlandıran her türlü tutum ve davranıştır. Bu durumda, esasen kadın cinayetleri fiziksel şiddetin son hali olarak karşımıza çıkmaktadır.'Yapılan istatistikler bize gösteriyor ki, dünyada ve ülkemizde kadınlara yönelik şiddet maalesef her geçen gün artarak devam etmektedir.
Günde ortalama 5 kadının öldürüldüğü, her 4 saatte bir kadının şiddet ve cinsel saldırıya maruz kaldığı bir ortamda kadınların dayanışması daha bir önem arz etmektedir. Üstelik istatistiklere yansımayan aile içi şiddetin zannedilenin çok daha üstünde olduğu tahmin edilmektedir.Son yıllarda ülkemizde yapılan reformlar çerçevesinde, kadına yönelik şiddetin önlenmesi amaçlı yasal düzenlemelere önem verilmiştir. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bu konuda ciddi çalışmalar yürütmekte ve kadına yönelik ülkemizde yaşanan baskı, şiddet ve hak ihlallerine karşı mücadelede mağdurların her zaman yanında olmaktadır. Bu bağlamda kadın inisiyatiflerinin, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile birlikte mevcut yasal düzenlemelerin daha da geliştirilmesi ve iyileştirilmesi için kapsamlı ortak çalışmalar yürütmesini arzu ediyoruz.
Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile içi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye ilişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi, bilinen adıyla İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddetle mücadele amacıyla 11 Mayıs 2011'de İstanbul'da imzaya açılmış ve Kasım 2015 itibarlıyla 40 devlet taraflından imzalanmıştır. Türkiye, 12 Mart 2012'de sözleşmeyi onaylayan ilk ülke olmuş ve sözleşme, 1 Ağustos 2014'te yürürlüğe girmiştir. Yine 2012 yılında yürürlüğe giren 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun ve İstanbul Sözleşmesi çerçevesinde alınan tedbirler, kadına yönelik şiddeti tamamen ortadan kaldırmaya yöneliktir. Ancak unutulmamalıdır ki toplumsal dönüşüm gerçekleşmedikçe en mükemmel yasal düzenlemeler ve izlenen politikalar bile sonuçsuz kalacaktır.
Bu nedenle, toplumun her kesiminin cinsiyetçi yaklaşımdan uzak durması, dayanışma içinde kadına yönelik şiddete karşı mücadele etmesi gerekmektedir. Aileler, evlatlarını yetiştirirken kız-erkek ayrımı yapmadan her çocuğa eşit sevgi, saygı ve ilgi göstermelidir. Toplumdaki her birey bu yönde eğitilmeli, çocuklara aileleri taraflından değer verilmeli ve saygı görmenin önemine dikkat çekilmelidir.
Toplumdaki her birey kadına yönelik şiddetin önlenmesi için mücadele etmeli, yöneticiler kadına yönelik şiddeti önlemeye yönelik politikalarında tutarlı ve kararlı olmalıdır.
25 Kasım 'Kadın Şiddetine Hayır Günü'nde, Sağlık Sen Kadınlar Komisyonu olarak 81 ilimizde düzenlenen eşzamanlı basın açıklamamız ve farkındalık etkinliğimizle, ülkemizde yaşanan kadın hakları ihlallerine karşı herkesi birlik, beraberlik ve dayanışma içinde olmaya davet ediyoruz. Mağdur olmuş kadınlarımız için de, sendikamız bünyesinde her türlü yardımı yapmaya ve destek vermeye hazırız. Bugünü simgeleştirmek adına, 'KADINA KARŞI ŞİDDETE DUR!' diyerek, el izlerimizi basmış olduğumuz balonları gökyüzüne bırakarak, kadınlarının örselenmediği bir toplumun var olmasını diliyoruz.
Kadına yönelik şiddetin son bulması için toplumun tüm kesimlerine çağrımızı yineleyerek, katılımlarınız için her birinize ayrı ayrı teşekkür eder, çalışmalarınızda başarılar dileriz.