Çatalağzı beldesinde ikamet eden ve özel bir şirkette çalışan 2 çocuk babası 45 yaşındaki Sadıç, çocukluğundan beri merak saldığı okçulukla daha fazla ilgilenebilmek için 8 metrekarelik atölye kurdu.

'Bir okçu okunu iyi tanımalı.' düşüncesiyle oklarını kendi yapmaya karar veren Sadıç, burada temren, gövde, şaft, gez gibi okun her bir bölümü için binbir emek vererek üretime başladı.

Zamanla ok sayısını artıran Sadıç, başkanlığını yürüttüğü Zonguldak Geleneksel Okçuluk Spor Kulübü üyelerinin antrenmanlarda kullanabileceği okları da üreterek sporcuların müsabakalara hazırlanmasını sağlıyor.

'Okçuluğun yaygınlaşması için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz'
Osman Sadıç, AA muhabirine, çocukluktan bu yana okçuluğa ilgi duyduğunu söyledi.

Amatör olarak başladığı okçuluğu aktif hale getirdiğini ve kulüp çatısı altında müsabakalara hazırlandıklarını anlatan Sadıç, 'Üye sayımız çok değil ama okçuluğun yaygınlaşması için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Turnuvalara katılıyoruz, önümüzde Türkiye Şampiyonası var. Ankara'da düzenlenecek elemelere katılım sağlayacağız.' dedi.

Sadıç, atölyesinin kendisi için terapi merkezi gibi olduğunu ve burada huzur bulduğunu belirterek, şöyle devam etti:

'Ekipmanlar pahalı olduğu için kendimiz üretmeye çalıştık, epey bir araştırma yaptık. Benim de mobilya, marangoz geçmişim olduğundan ve ağaçları iyi tanıdığımdan bu işe başlamak kolay oldu. Yay yapmayı birkaç kez denedim, başardım ama aktif olarak yay yapamıyorum. Oklarımızı kendimiz yapıyoruz. Sadak, tirkeş, kolçak dediğimiz ürünleri de kulübümüz için yapıyoruz. Genelde ihtiyaçlarımızı karşılıyoruz ama karşılayamadıklarımızı da başka yerlerden temin ediyoruz.'

'Okla bütün olmak gerekiyor'
Okçuluğa yeni başlayanlar için başlangıçta okun bir çıta olarak görülebileceğini dile getiren Sadıç, uygun ağacı ve malzemeleri bir araya toplayıp işlem yapıldığında kaliteli okların ortaya çıkabileceğini dile getirdi.

Sadıç, elinden geldiğince en iyi oku üretmeye çalıştığını belirterek, 'Bir okçu okunu iyi tanırsa çok iyi sonuç alır. Okunuzu ne kadar iyi ve tanıyarak yaparsanız yarışmalarda da o kadar iyi dereceler elde edersiniz. Okla bütün olmak gerekiyor. Kendi yaptığım oklarla şampiyonalara katılmanın tadı da bir başka çünkü hem kendiniz yapıyorsunuz hem de derece alıyorsunuz. Bunu kelimelerle ifade etmek çok zor.' dedi.

Osman Sadıç, geçen yıl Fetih Kupası'na da kendi yaptığı oklarla katıldığını sözlerine ekledi.

Editör: Haber Merkezi