1837 yılında Hüseyin Efendi'nin yaptırdığı konak, 4 oğlundan biri olan Mehmet Ofluoğlu'nun torunları tarafından 21 yıl önce tapu kadastroya, dedeleri adına kaydettirildi.
Ancak Hüseyin Efendi'nin diğer oğlu Mustafa Ofluoğlu'nun torunu Güngör Oflu, konakta kendi haklarının da bulunduğu iddiasıyla tapu iptal davası açtı. Ardından da halen 120 varisi olan konağa yerleşip, demir kapı taktırdı. Diğer varislerin giremediği konakla ilgili son sözü, Yargıtay söyleyecek.
Çamlıhemşin ilçesi Yukarı Çamlıca Mahallesi'ndeki, kültür varlığı tescilli konak,1837 yılında Hüseyin Efendi tarafından yaptırıldı. Ölümüyle birlikte 4 oğluna kalan konak bir süre sonra 2 kardeşin haklarını devretmesiyle Mustafa ve Mehmet Ofluoğlu'na geçti. 2 kardeşin ölümüyle de konağın varisleri, torunlar oldu. 1999 yılında ise bölgede yapılan tapu kadastro çalışması sırasında, konağın tapusu, Mehmet Ofluoğlu'nun torunları tarafından dedeleri adına tescillendirildi.
2002 yılında, Mustafa Ofluoğlu'nun torunları Güngör Oflu ve kardeşi Süleyman Gürkan Oflu, konakta kendilerinin de hakkı bulunduğu gerekçesiyle tapu iptal davası açtı. Böylelikle de sayıları 120'yi bulan varisler arasında 'konak' kavgası başladı. Oflu kardeşlerin, yüzde 50 hissenin iadesini talep ettiği dava, 2014 yılında reddedildi. Güngör Oflu kararı, Yargıtay'a taşıdı.
KONAĞA YERLEŞTİ
Güngör Oflu, geçen yıl, tepkisini ortaya koymak için konak önüne kurduğu çadırda yaşadı. Konağın Osmanlı dönemindeki tapusunu da bularak, hissedar olduklarını belgeleyen Güngör Oflu, daha sonra da 17 varisten aldığı vekalet ile konağa girip, yerleşti.
Diğer varisler tarafından tehdit edildi iddiasıyla koruma kararı aldıran Oflu, konağa da güvenlik kameraları yerleştirdi. Kameralardan kapıların zorlandığını ve evine girildiğini gördüğünü öne süren Oflu, konağa demir kapı taktırdı.
'YASAL HAKLARIMI KULLANACAĞIM'
Baba ocağına kavuşmak için bütün yasal haklarını kullanacağını belirten Güngör Oflu, '1999 yılında buraya tapu kadastro geldiğinde Mehmet Ofluoğlu torunları 'konağı bizim dedemiz yaptı' diyerek üzerlerine geçirmişler. Bu konak Ofluoğlu sülalesine aittir. Onların iddia ettiği gibi dedeleri yaptırmadı, büyük dedemiz Hüseyin Efendi tarafından 1837 yılında yapıldı. Bu süreç içerisinde Osmanlı tapusunu da buldum, hissedar olduğumuzu da belgeledim. 2002 yılında yerel mahkemede tapu iptal davası açtık. Dava 2014 yılında reddedildi, davayı Yargıtay'a taşıdım. 17 kişiden aldığım onayla bu evde yaşıyorum, 2017 yılında da ikametimi bu eve aldım. Yargıtay'daki süreç bitmeden benim bilgim ve onayım olmadan hiçbiriyle aynı evde yaşayamayacağım. Çünkü can güvenliğim yok. Üç kere evin kapısını kırdılar. Suyumu, elektriğimi kesiyorlar. 6- 7 kere bu kişilerle ilgili tedbir kararı alındı. Mecbur kaldım eve demir kapı taktırdım. Bu konak Ofluoğulu sülalesini aittir. Bu konakta herkesin hakkı var' dedi.
'EVİME GİREMEDİM'
Konağın varisçilerinden Bayram Yüce Kuluhan ise, 'Bu konak dedeme kalmış. Tapular çıkınca Güngör Oflu bizi mahkemeye verdi, mahkemeyi kazandık. Yargıtay'a taşıdı. Ben bu konakta doğup büyüdüm, burada bir hafta düğünüm oldu. Bu kadınsa 50 yaşından sonra buraya geldi 'Burası benim malım mülkümdür' diyor. Ev bizim tapular da bizim. O'na 'Mahkeme bitene kadar, rahat rahat oturalım, kanunun kestiği parmak acımaz' dedik, evin anahtarını ona da verdik, neticede akrabamız. Biz Ankara'ya gidince bütün kilitleri değiştirdi. Benim için uzaklaştırma kararı aldırdı, evime giremedim. Çay toplamaya geldim, kapı kapı dolanıyorum' diye konuştu.
'EVDE GÖRDÜĞÜNÜZ HER ŞEYİ BEN YAPTIRDIM'
Halil Ofluoğlu da 'Yıllardır buraya geldikleri yoktu, biz onu hiç görmedik ancak emekli olduktan sonra gelmeye başladı, bizde misafir olarak kaldı. Evi koruduğunu söylüyor, evin nesini koruyor? Evde gördüğünüz her şeyi ben yaptırdım' ifadelerini kullandı.