Epileptik nöbetlerle kendini gösteren epilepsinin, Türkiye'de de dünyada olduğu gibi yüzde 0,5-1 arasındaki bir sıklıkla görüldüğünü söyleyen Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Berrin Aktekin, 'Epilepsi nöbeti, beyindeki nöronların, anormal, ani, gelip geçici elektrik deşarjları sonucu görülen belirti ve bulgulara neden olan bir durum. Epileptik nöbet gerçekleştiğinde hastada gelip geçici bilinç kaybı veya farklı özelliklerde belirtiler görülmekle birlikte, kişinin tek bir nöbet geçirmesinin de epilepsi hastası olduğu anlamına gelmeyebilir' diye konuştu.

'ÇOCUKLUK VE YAŞLILIKTA DAHA SIK GÖRÜLÜYOR'

Epilepsinin herhangi bir yaş ve zamanda ortaya çıkabilmekte birlikte ilk 16 yaşa kadar ve 65 yaşından sonra görülme sıklığının arttığını belirten Prof. Dr. Aktekin, 'Çocuklarda 16 yaşa yaşına kadar en sık görülen nörolojik hastalık, epilepsidir. Çocukluk çağında beyin matürasyonu ile de ilgili olarak ergenlik döneminde sonlanabilen epilepsi tipleri de vardır. Bununla birlikte erişkinlerde 65 yaşından sonra görülebilen nörodejeneratif; demans, parkinson ve beyin damar hastalıklarının görülme sıklığının artmasıyla birlikte yaşla birlikte giderek artan bir sıklıkta olmak üzere çocukluk çağından daha sık görülür' ifadelerini kullandı.

'ÖNCELİKLE TANININ KONMASI GEREKİYOR'

Tüm epilepsi vakalarının yaklaşık yarısını oluşturan fokal epilepsili hastalarla ilgili gerçekleştirilen ve erken tanıya dikkat çekilen bir çalışmayla ilgili bilgi veren Prof. Aktekin, 'Amerikan tıp dergisi Neurology'nin Haziran 2023 sayısında yer alan bir çalışmada, fokal epilepsili hastaların yaklaşık yüzde 5'inin tanı konmadan önce araç kullanırken kaza yaptıkları gösterildi. Doğru tanının önemine işaret çalışmada, 447 fokal epilepsi hastası üzerinden gerçekleştirdi. Bu hastaların 23'ünün yani yüzde 5'inin tanı almadan önce bir ya da daha fazla nöbet geçirdikleri ve bu 23 hastanın da yüzde 30'unun araç kullanırken geçirdikleri nöbetle ilk tanıyı aldıkları belirlendi. Araba kullanırken yaşanan bu nöbetlerin sonucunda gerçekleşen 19 araç kazasının 11'i hastaneye yatış gerektirecek önemde. Çalışmanın ortaya çıkardığı bir başka sonuç da çalışan kişilerin çalışmayanlara oranla tanı öncesi sürüş sırasında nöbet geçirme riski 4 kat daha fazla. Bununla birlikte kasılma gibi belirtiler olmadan sadece bilinç ve/veya farkındalık kaybı -dialeptik nöbet-, non-motor nöbeti olanlarda -yani kas kasılması olamayan anlık dalmalar-, motor nöbeti -kasılmalar- olanlara göre sürüş sırasında nöbet geçirme riski daha yüksek tespit edilmiş. Bu durumun hem hastaların kendileri hem de trafikteki kişiler açısından risk oluşturabiliyor. Ancak, tedavi altındaki kişilerin güvenli bir şekilde araç kullanmaları çoğu durumda mümkün olabiliyor. Bunun için öncelikle tanının konması gerekiyor' diye konuştu.

Editör: Haber Merkezi