Dünyada kadınlarda en sık görülen kanser türü olan meme kanseriyle ilgili hem toplumu bilinçlendirme hem de yeni tedavi yöntemlerine ilişkin bilgilendirici seminerler düzenleniyor. Meme kanseri farkındalık ayı dolayısıyla AÜ Hastanesi'nde düzenlenen etkinlikte meme kanserinde gelinen son aşamalar değerlendirildi. Kanserin gelişimi, tedavi yöntemleri ve kadınların meme kanserine bakış açısının görüşüldüğü toplantıda bilimsel veriler de ele alındı.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, her yıl 20 milyon kadına teşhis konulacağı öngörülen meme kanserine, 8 kadından birinin yakalanacağı tahmin ediliyor. Türkiye'de ise meme kanseri görülme yaşının dünya ortalamasından 10 yıl daha erken başladığının yer aldığı verilerde, meme kanserinde gen taramasının da hastalık öncesinde büyük avantaj sağladığı belirtiliyor.
TÜM DÜNYADA 2,3 MİLYON YENİ VAKA
AÜ Tıp Fakültesi öğretim üyesi iç hastalıkları ve tıbbi onkoloji uzmanı Doç. Dr. Mustafa Karaca, meme kanseriyle ilgili kadınlarda bilincin arttığına dikkati çekti. 2022 verilerine göre tüm dünyada 2,3 milyon yeni vaka tespit edildiğini kaydeden Doç. Dr. Karaca, 'Sevindirici kısmı şu ki yüzde 95'i erken evre dediğimiz 1, 2 ve 3'üncü evrede tespit edilmişler. Tarama programlarının yaygınlaşması ve kişilerin bilinçlenmesi nedeniyle kendi yaptıkları muayenelerde kitleyi fark edip en yakın sağlık kuruluşuna geliyor ve tespit yapılıyor' dedi.
'ESKİDEN SAĞ KALIM SÜRESİ 1-2 YILKEN BUGÜNLERDE 5 YILI AŞKIN UZADI'
Meme kanserinin 40 yaşından sonra görülen bir hastalık olduğunun bilindiğini belirten Doç. Dr. Karaca, genetik yatkınlık faktörlerin devreye girdiği durumlarda 40 yaş altında da kanserin görülebildiğini söyledi. Meme kanserinin tedavi yöntemlerinin arttığını kaydeden Doç. Dr. Karaca, meme kanserinde geç tanı sebeplerini de sıraladı. İlk sırada kadınların estetik kaygı nedeniyle memelerine tıbbi bir müdahale olmaması için kontrolleri aksattıklarını kaydeden Doç. Dr. Mustafa Karaca, şöyle konuştu:
'Eskiden sağ kalım süresi 1-2 yılken bugünlerde 5 yılı aşkın uzadı. Geç tanı konulan hastaların çoğunluğu ise tıbbi müdahale ve memesinin bozulmasını istemediği için doktora geç gelen hastalar. Kadına memesinin alınmasının gerektiğini söylemek çok zor bir durum. Memedeki kitleye dokundurmak istemiyor ya da 'Bu memedeki kitle basit bir şeydir, gelip geçer' diye düşünüyor. Emzirmeye bağlı olduğu düşünülerek geçiştiriliyor.'
Doç. Dr. Karaca, gen tarama yöntemi sayesinde erken evrede hastalık riskini ortaya çıkarması nedeniyle önlemlerin alınabildiğini ve AÜ Hastanesi'nde gen tarama yönteminin kullanıldığını sözlerine ekledi.