Bel, boyun ve eklem ağrıları, Türkiye'de milyonlarca kişinin hayatının bir döneminde mutlaka karşılaştığı en önemli ortopedi sorunlarından biri olarak öne çıkıyor. Özellikle mevsim geçişlerinde bu ağrılardan şikayetçi kişi sayısında hızlı bir artış görülüyor. Medical Park Fatih Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Emre Ünal, yavaş yavaş sonbaharın sıcak günlerinden soğuk günlerine doğru yol aldığımız bu günlerde hekime en sık başvuru sebeplerinden birinin bel ve boyun ağrıları olduğunu söyledi.
SOĞUK EKLEM VE KASLARIN YARALANMA RİSKİ FAZLA
Havalar soğumaya başladığında insanlardaki bel ve boyun ağrılarının da artışa geçmesinin birden çok nedeni olduğunu ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Ünal, bunları şöyle sıraladı:
'Ağrıların en sık rastlanan sebebi, soğuk ortamda kasların daha gergin olması sonucunda hareket kabiliyetinin daha kısıtlı olması. Bu da zaten bozulmuş omurgaya ek yük bindiriyor. Sporcular idman veya müsabaka öncesi sakatlanma riskini azaltmak için mutlaka ısınma hareketi yapar. Çünkü soğuk eklemler ve kasların yaralanma riski daha fazladır. Aynı durum spor yapmayan insanlar için de geçerlidir. Hava soğukken yapılan ani bel ve boyun hareketleri, omurga eklemlerine ve omurga çevresinde bulunan kasların zedelenmesine yol açarak ağrıya sebebiyet verebilir. Soğuk havada omurga ağrılarındaki artışın bir diğer sebebi ise omurga eklemleri arasında bulunan sıvıdaki akışkanlığının azalmasına bağlı olarak omurga eklemlerinin hareket kabiliyetinin kısıtlanmasıdır. Ayrıca soğuk havalarda insanların yürüme ve dış aktivite sürelerinin azaldığı, daha yağlı yemeklerle beslenme oranının arttığı da görülmektedir. Hareket azlığı ve kilo alma, doğal olarak ağrılarda da artışa yol açar.'
OMURGA SAĞLIĞI ARTIK GENÇ YAŞLARDA BOZULUYOR
Günümüzdeki yaşam şartlarının da ister istemez bel ve boyun ağrılarına davetiye çıkardığına dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Ünal, 'Çalışma ve yaşam şartları insanları egzersizden ve hareketten uzaklaştırdıkça omurga sağlığının bozulması daha erken yaşlarda görülmeye başladı. Bunun yanı sıra, manyetik rezonans (MR) tetkikinin daha ulaşılabilir olması, bu bozulmaların daha erken teşhis edilmesine olanak sağladı. Omurgada görülen bu bozulmalara bağlı olarak bel ve boyun ağrıları yüzünden polikliniklere gelen hasta sayısında son yıllarda önemli bir artış görülüyor. Havaların soğuması ile bu sayının katlandığını görüyoruz' diye konuştu.
İŞ YERİNDE SAATTE BİR KEZ GERİNME HAREKETİ YAPIN
Her hastalıkta olduğu gibi, doğru olanın hastalık başladıktan sonra çözüm aramak yerine hastalık başlamadan önlem almak olduğunu söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Ünal, dikkat edilmesi gerekenleri şöyle aktardı:
'Mevsim geçişleri bel ve boyun ağrılarının en sık yaşandığı zamanlardır çünkü genellikle insanlar bir önceki mevsime göre giyinmeye devam ederler. Vücutları da bu değişikliğe hemen adapte olamaz. Bu yüzden öncelikle takvime göre değil, hava durumuna göre giyinmek daha uygun olur. Geceleri pencere açık uyumamak, üzerimizi havaya uygun şekilde örtmek, sabah kalktığınızda ağrı ile uyanmanızı büyük ölçüde önleyecektir. Fazla kilolar ve hareket azlığının ağrıları artırdığını biliyoruz. Bu nedenle gün içerisinde yediğimiz yemeklere ve aktivitelerimize dikkat etmek ağrılardan kurtulmamıza yardımcı olacaktır. Masa başı iş yapanların saatte 1 kez mutlaka oturdukları yerden kalkarak germe hareketleri yapmaları, gün içerisinde en az 30 dakika tempolu yürüyüş yapmaları çok önemlidir. Bu aktiviteler hem zihinsel olarak hem bedensel olarak zinde kalmamızı sağlar.'