Haliç Üniversitesi, 1. Uluslararası Katılımlı Lenfödem Kongresi'ne ev sahipliği yapıyor. Alanında uzman Türk ve yabancı birçok hekimin bir araya geldiği kongrede lenfödem tedavisinde güncel yaklaşımlar, hastalığın erken tanısı, lenfödeme yol açan durumlar gibi farklı başlıklar konuşuldu. Kongrenin açılış konuşmasını Anadolu Lenfödem Derneği Başkanı Prof. Dr. Pınar Borman, Anadolu Lenfödem Derneği 2. Başkanı Prof. Dr. Figen Ayhan ve Haliç Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Melek Güneş Yavuzer yaptı.

Prof. Dr. Yavuzer, 'Haliç Üniversitesi olarak Türkiye'de ve dünyada farkındalığı artırmak adına üzerimize düşeni yapmaya çalışıyoruz. Kongrenin hem bilimsel açıdan verimli geçmesini hem de güzel ilişkiler adına fırsat olmasını diliyorum' dedi.

YÜKSEK RİSK GRUBUNDA KANSER TEDAVİSİ GÖRMÜŞ İNSANLAR VAR

Fil hastalığı olarak bilinen lenfödemin erken tanı ile başarılı sonuçlara ulaşacağına dikkat çeken Prof. Dr. Pınar Borman, yüksek risk grubu içerisinde kanser tedavisi görmüş insanların olduğunu söyledi.

Hastaların eskiden hangi doktora başvuracağını bilmediğini belirten Borman, 'Lenfödem yani fil hastalığı hem doğumsal hem de en fazla gördüğümüz kanser ameliyatları, kanser cerrahileri ve sonrasındaki radyoterapiler sonrasında karşımıza çıkıyor. Poliklinikteki hastalarımızın çoğunluğunu meme kanseri, yumurtalık kanseri, rahim kanseri gibi hastalar oluşturuyor. Meme kanser cerrahisi geçiren, radyoterapi alan hastaların yüzde 30'a yakınında görülüyor. Rahim ve rahim ağzı kanseri geçirenlerde ise yüzde 70'e varan oranlarda bu görülebiliyor. Türkiye'de bu konu özelinde henüz yapılmış bir çalışma yok. Anadolu Lenfödem Derneği ve Hacettepe Üniversitesi olarak bu çalışmalara başladık ama uzun soluklu bir çalışma olacak' diye konuştu.

BU BELİRTİLERE DİKKAT!

Dernek olarak toplumda farkındalığı artırmaya çalıştıklarına vurgu yapan Prof. Dr. Borman, 'Kolu bacağı şiş, cinsel organında şişlik olan, gövdesinde şişlik olan hastaların en erken dönemde fizik tedavi ve rehabilitasyon polikliniklerine başvurmaları gerekiyor. Lenfödem sinsi bir hastalıktır. Şişlik birden bire olmaz, aylar içerisinde de şişlikler gelişebilir. Kolunda ağırlık hissi olduğunda, ayakkabı sıktığında, takıları sıktığında giysilerinin tek tarafı sıktığında mutlaka hastaların fizik tedavi bölümlerine başvurmalarını öneriyoruz. Erken tanı ile çok büyük bir başarı oranımız var' dedi.

ÇOCUKLARDA PSİKOLOJİK SORUNLARA YOL AÇABİLİYOR

'Çocuklarda özellikle az da olsa doğumda ayağın üzerinde şişlikler veya ilerleyen dönemlerde bacağın, kolların, yüzün, cinsel organların şişmesi, çocuklarda çok büyük sıkıntılar yaratmaktadır' diyen Borman, şöyle konuştu:

'Bunlara erken tanı konursa lenfödem tedavisi olan bir hastalıktır. Çocuk hastalarda nadir rastlanan bir hastalık olarak geçiyor. Çok sık görülmüyor ama çocuklarda çok büyük yıkımlarla sonuçlanıyor. Bazıları doğumda, bazıları ergenlik döneminde oluyor. Çocuklar ayakkabı ve kıyafet bulamıyorlar. Akranlarının dalga geçmelerine maruz kalıyorlar. Ergenlik dönemindeki cinsel organlarında yaşanan değişiklikler özellikle çocukları olumsuz etkiliyor. Diğer yaşıtları gibi koşup oynayamıyorlar. Bu da depresyon, sosyal izolasyon ve çocuklarda psikolojik sorunlara yol açabiliyor. Her ödem de lenfödem değildir. Her şişliği lenfödemle karıştırmamak gerekir. Bu yüzden lenfödem uzmanlarının bu konuda ayırıcı tanılarla ilgili tanı ve tedavi yöntemlerini kullanarak hastaları yönetmesi gerekiyor. Hastalığın tedavisini bu konuda tecrübesi olanların yapması gerekiyor. Özel bir masaj şekli, bandajlaması, egzersizleri, cilt bakımı var. En önemli kısım hastanın öz bakımını öğrenmesidir. Bu konuda eğitimlerin verilmesi de çok büyük önem arz ediyor.'

'ENGELLİ HASTALIK' AŞAMASINI ÖNLEMEYİ AMAÇLIYORUZ

Anadolu Lenfödem Derneği'ni 2014 yılında Türkiye'deki lenfödemli hastalara kaliteli hizmet sunmak amacıyla kurduklarını söyleyen Figen Ayhan ise'Amacımız ülkemizde farkındalığın artmasıydı. 81 ilde de bu hastalığın erken tanısını koyacak, tedavisini yapacak merkezleri geliştirmekti. Bu amaçla 3 sempozyum, 10 kurs, 4 de hasta toplantısı düzenledik. Bizim amacımız fil hastalığının ilerlememesi, yürüyemeyen, ellerini ve kollarını kullanamayan engelli hastalık aşamasına ilerlemesini önlemek. Bu yüzden bu derneğimizi kurduk' dedi.

Editör: Haber Merkezi