İstanbul Ticaret Üniversitesi Psikoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Rüstem Aşkın, 'Kovid-19 vakası artışları devam ederse öncelikle ruhsal bir türbülans başlayabilir. Artış devam edecek gibi de görünüyor. Ekonomik sıkıntı bu türbülansı daha da artırabilir. İnsanlar dışarda bir şeyler yiyip içmeyi, alış verişi kesiyorlar.' dedi.
Aşkın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, özellikle kamuoyunca tanınmış insanların da hastalandıkları haberlerinin insanlarda tedirginliği arttırdığını söyledi.
Vaka sayıları arttıkça eve kapanma ve endişenin da arttığını anlatan Aşkın, 'Sağlık Bakanımız öteden beri sürekli uyarıyordu ama rakamlar düşük çıkıyor diye uyarılar ciddiye alınmadı. Biraz da onun bedelini ödüyoruz.' dedi.
Vaka artışının insanların ruhsal durumunu da olumsuz etkilediğini kaydeden Aşkın, şunları kaydetti:
'Kovid-19 vakası artışları devam ederse öncelikle ruhsal türbülanslar başlayabilir. Artış devam edecek gibi de görünüyor. Ekonomik sıkıntı bu türbülansı daha da artırabilir. İnsanlar dışarda bir şeyler yiyip içmeyi, alış verişi kesiyorlar. Önemli bir sağlık sorunu da insanlar hasta bile olsa hastanelere gitmekten kaçınıyorlar. Yoğunluk nedeniyle kamu hastaneleri yerine özel kuruluşları tercih eden hastalar için kimi hastanelerin bu korkuyu fırsata dönüştürdüğünü, endişeli insanlara onbinlerce liralık fatura çıkardığını belirtmek zorundayım.'
Aşkın, bu tür durumlarla karşılaşmamak ve tedaviden de mahrum kalmamak için sağlık sorunları olan vatandaşlara öncelikle aile hekimlerine danışmalarını ve tedavisiz kalmamalarını önerdi.
Artan vakaların insanlarda gerginliğe yol açtığına vurgu yapan Aşkın, 'Bu yaşanan ortamı da gerginleştiriyor. Sevdiklerimizle korkumuzu paylaşmak hem yatıştırıcı hem de yakınlaştırıcı olacaktır. Ne var ki sürekli bir arada bulunmanın erken dönemde sürtünme katsayısını da artıracağını kestirebiliriz. Ancak gitgide her olgun insan üzerine düşenleri daha iyi icra edecek, sabrı, tahammülü, dayanışmayı öğrenecektir.' ifadelerini kullandı.
'Sürekli salgın haberlerine odaklanmamalı'
Bütün bu olumsuzluklara rağmen insanların ruh sağlıklarını koruması gerektiğini anlatan Aşkın, şu tavsiyelerde bulundu:
'Stres, zorlanma karşısında normal insan reaksiyonudur, uzaması, yoğunlaşması sağlığımızı olumsuz etkileyebilir. Bu dönemde aşırı olmadıkça korku, kaygı ve gerginlik, her zamankinden daha çabuk yorulma doğal tepkilerdir. Sürekli salgın haberlerine odaklanmamalı. Hem medya/sosyal medya hem de arkadaşlarınız içinde kötü haber taşıyıcılarıyla fazla temas kurmamalı. Yeterli ve doğru bilgi sahibi olunmalı. Sevdiklerinizle iletişim halinde olun, ilişkilerinizi sıcak tutun, onlara destek olun, korkularınızı, kaygılarınızı paylaşın, dertleşin. Uykunuza ve sağlıklı beslenmeye özen gösterin, alkol ve madde kullanımından uzak durun. Bedensel egzersizi ihmal etmeyin. İşyeri ya da evdeki çalışma sürenize ve yoğunluğuna dikkat edin. Size iyi gelen uğraşlara, manevi yönden destek olacak etkinliklere zaman ayırın. Ssevdiğiniz bir şeyler dinlemek, sevdiklerinizle zaman geçirmek, kitap okumak, dışarıda, doğada yürüyüş yapmak, çiçeklerle ilgilenmek, hobilere zaman ayırmak, koşmak, dua/ ibadet etmek, meditasyon yapmak gibi. Korku ve endişenin etkisiyle, üzerinde yeterince düşünülmemiş ani kararlar, hayatınızı etkileyebilecek önemli kararlar verirken dikkatli olun. Uzun vadeli düşünün. Arkadaşlarınıza, eşinize, ailenize danışın.'
Aşkın, teknolojinin de sosyalleşmeye önemli katkılarının olduğunu anımsatarak, görüntülü görüşme veya toplu görüntülü sohbetlerinin önceden garipsendiği ama artık toplumun gitgide buna alıştığını ve evin rahat oturma düzeninde olması dolayısıyla bu buluşmaların daha da keyifli olabileceğini kaydetti.
'Ruh sağlığı sorunları online görüşmelerle büyük ölçüde çözülebilir' diyen Aşkın, teknolojik imkanlar kullanarak vatandaşların ruh sağlığı üzerine çalışan uzmanlara rahatlıkla ulaşabileceğine dikkati çekti.
Aşkın, düğün, nişan, akraba ziyaretlerinin insanların sosyalleşmesi için önemli etkinlikler olduğunu ancak bu süreçte sağlığın bu tür etkinlere katılmaktan daha önemli olduğunu sözlerine ekledi.