Olay, 17 Kasım'da 20'nci yüzyılın en önemli sopranolarından Leyla Gencer'in baba ocağı, 117 tescilli eserin bulunduğu Yörük köyünde meydana geldi. Köyün muhtarı İbrahim Sarı, Muratoğlu Konağı'nın kapılarını konağın fotoğrafını çekmek isteyen üniversite öğrencileri için açtı. İbrahim Sarı, konağa hırsız girdiğini görünce jandarmaya haber verdi. 3 konak ile hayatını kaybeden emekli Tümamiral Turgut Özkan'ın evine girildiği tespit edildi. Konaklardan ve evden musluklar, kilimler, saat ve eşyaların çalındığı belirlendi.
Jandarma hırsızlık şüphelileri B.Ö.(38) ve Ş.T.Y.'yi (26) yakalayarak gözaltına aldı. Adliyeye sevk edilen şüphelilerden B.Ö. ifadesinde, ''Kilimleri Ankara'da birine 2 bin 500 TL'ye, muslukları ve bakır eşyaları hurdacıya bin TL'ye sattım. Çok pişmanım. Benim psikolojik rahatsızlığım var. Her şeyimi kaybettiğim için böyle bir işe giriştim. Beni aracıyla taşıyan Ş.T.Y.'nin olaylardan haberi yoktu. Maksadım sadece hurdaları toplamaktı. Yeni işe girdim. Bu hafta işe başlayacağım. Şu an durumum yok ancak bana süre verilirse mağdurlarla konuşup zararlarını gidereceğim'' dedi. Şüpheliler adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Muhtar İbrahim Sarı, ''Üniversite öğrencileri konağın resmini çekmeye geldiler. Öğrencilerle birlikte konağa girdiğimizde, ikinci katta yastıklar, kilimler dağınık vaziyetteydi. Odalardaki banyo bataryalarını, lavabo musluklarını tamamen sökmüşler. Jandarmaya haber verdim. Jandarma devamlı kontrol altında tuttu köyü. 3-4 gün sonra 'hırsızları yakaladık' dediler. Daha önce gelip keşif yaparak binaların boş olduklarını tespit etmiş. Arka taraftaki bahçeden camları kırarak içeriye girmişler. Musluk, batarya, 45 tane tarihi el dokuması kilim, duvar saati, elbise, işlemeli tavan göbeği çalmış'' dedi.
'NE GERİ ÖDEDİ NE DE ÇALDIĞI EŞYALARDAN BİR ŞEY GETİRDİ'
Mahkemede şüpheli B.Ö.'nün mağdurların zararlarını gireceğini söylediğine dikkat çeken Sarı, ''Şu ana kadar ne geri ödedi ne de çaldığı eşyalardan bir şey getirdi. Şu anda bir şey yok. Bu hırsızlık bize bir ders oldu. Caydırıcı olarak da olsa köyümüzün belirli yerlerine 9 tane kablosuz güvenlik kamerası taktıracağız. Firmayla anlaştık'' diye konuştu.
TARİHİ EŞYALARIN ÇALINMASINA ÜZÜLDÜLER
Hırsızlık yaşanan konak sahiplerinden Mustafa Atakan da şunları söyledi:
''Geldiğimde halılar toplanmış, şaşırdım kaldım. Arka taraftan kara kapak dediğimiz pencereyi kırarak girmiş. Kristal avizeyi aşağıya indirmiş ama almamış. Değerli bir Isparta halısının, bakır kazanın olmadığını gördüm. Yukarıya çıktım. Her zaman gözüm gibi baktığım 100-150 yıllık saatin olmadığını gördüm. Adam alacağını almış vereceğini vermiş. Üzüldük, korktuk, canımız sıkıldı. Para bulunur ama tarihi değerleri nereden bulacaksın. Parayla alınacak şeyler değildi. Vatandaşın dışarıda olduğunu söylediler. Buradan ayrılmıyoruz. Tedirginiz. Yine gelir. Bu işi yapan profesyonel. Savcılıkta vermiş olduğu ifadelere baktım, profesyonel hırsız.''