Eğitimine devam etmek için İstanbul'a giden Rizeli gençlerin kurmuş olduğu gençlik hareketi, ülkemizin içinde bulunduğu bu zor günlerde doğu-batı arasında ki kardeşliğin sözden ibaret olmadığını göstermek ve oradaki insanların yüzünde ki tebessüme vesile olabilmek için Şırnak'ta 280 kişilik bir köy okuluna yardım için gittiler. Kusva Gençlik Hareketi hakkında bilgi veren Rizeli gençler; ' Kusva kelime anlamı olarak varılacak hedef, son nokta anlamına gelmektedir. Aynı zamanda Peygamber Efendimiz (s.a.v), Mekke-i mükerremeden Medîne-i münevvereye hicreti sırasında onu sırtında taşıyan devesinin ismidir. Alemlerin efendisi, İslam nurunu sırtında taşımakla şereflenen Kusva, Medine'ye vardıklarında peygamberimiz (s.a.v)'in müsadesiyle misafir kalacağı evi de tayin etmiştir. Bugün İstanbul'da medfun olan Ebu Eyyûb El-Ensarî hazretlerinin hanesine Allah'ın Resulünü ulaştırmıştır. Meşakkatli bu kutlu yolculukta doğru hedefe ulaşan Kusva gibi bizde fikri ve ilmi yönleriyle davayı anlatmak ve en doğru hedefe ulaştırmak için Kusva Gençlik Hareketi'ni kurduk' dediler. Sosyal sorumluluk projeni gerçekleştirmek için Şırnak ve Mardin'e gittiklerini belirten sosyal sorumluluk sahibi gençler şunları ifade ettiler 'Yolculuğa çıkmadan önce pek çok ikazla karşılaştık, kesinlikle gitmememiz gerektiğini, her gün şehit haberleri aldığımız bu günlerde o bölgelerin çok tehlikeli olduğunu, her an başımıza bir sorun gelebileceğine dair olumsuz söylemler söyleniyordu. Bu yorumlara cevabımız yoktu. Fakat ziyaretimizden sonra en güzel cevabımızı vereceğimizi ve çok utanacaklarını söylüyorduk. Rabbime şükürler olsun ki şimdi utandırma sırası... Güneydoğu Anadolu bölgesini seçme nedenimiz, ülkemiz de lafa gelince doğusuyla batısıyla hep birlikte kardeş olduğumuzun her zaman vurgulanıyor olması fakat iş faaliyete, projeye geldiği zaman içi doldurulamayan boş sloganlardan öteye gitmiyor. Biz biliyoruz ki bu bölgeye gelmeden. Bölge insanının dertlerini bizzatı görmeden, sofralarında oturmadan, ekmeğini bölüşüp sohbet etmeden. Bir birimize gönüllerimizi tam anlamıyla açmış olamayız. Yıllardır ülkemiz de yaşanan doğu-batı uyuşmamazlığının asıl sebebi bizlerin slogandan öteye gitmeyip ülkenin doğusunu gerçekten tanıma arzusuna girmeyişimizdendir. Bu 3 günlük ziyaret sürecinde 7 den 70 e herkesle sohbet edebilme fırsatı bulduk ve bu bize çok farklı bir bakış açısıyla bakabilmeyi öğretti. Gittiğimiz ilk günden son ana kadar hep sevgiyle, hoşgörüyle karşılandık. Hemen hemen tanıştığımız herkes ilk dakikada evinin kapısını bizlere açabileceğini, ekmeğini paylaşabileceğini söyledi. Hele bir de okulda ki o çocukları görseniz. Ellerinde ki her türlü imkansızlık ve olumsuzluğa rağmen bizleri gördüklerinde gözlerinin içinde ki o parıltıyı görseniz. Bizlere nasıl sarıldıklarını ve gün boyu yanımızdan hiç ayrılmadıklarını bilseniz. Bir de Furkan'ın biz okuldan ayrılmadan önce söylediklerini bir duysanız; 'abi yine gelin olur mu ? Birşey istemiyoruz siz gelin bize yeter. Sizi gerçekten çok sevdik, ilk defa bizimle uzaktan birisi böyle ilgilendi. Geleceksin dimi abi ?' Söz verdik tekrar geleceğiz ve sizlere de İstanbul'u gezdireceğiz.

Bu ülkenin binlerce umut ışığı eğer biz ellerinden tutmazsak kandırılacaklar iyiyi asla bilmeyecekler ve sönüp gidecekler. Eğer biz bu kardeşlerimizin ellerinden tutmazsak gönüllerine dokunmazsak yarın yaptıkları her hata da bizim de bir payımız olduğunu unutmamalıyız. Gerçekten ülkemiz için yapabileceğimiz çok şey var. Ülkemiz için dertleniyorsak hepimizin o bölgelere gidip orayı anlamaya çalışması, oradan bir arkadaş edinip elinden tutması gerekiyor. İmkanımız varken yapmadığımız her birşeyden sorumluyuz bunu unutmayalım. Gitmediğimiz görmediğimiz yerin derdiyle dertlenemeyiz. Bence sizler de korkularınızı bir kenara koyup, slogan atmayı bırakıp benzeri programları yapabilirsiniz, pişman olmayacaksınız. Sizde gitmelisiniz... Yalnız olmadıklarını kardeşlerimize göstermeliyiz.

Editör: Haber Merkezi