Rize'de karakovan bal yetiştiriciliği geleneği yaşatılıyor. İçleri oyulup bir arının girebileceği boşluk bırakılan kütükler, ormanda ağaç dallarına yerleştiriliyor. Yaklaşık 6 ay kadar müdahale edilmeyen kovanlar, ağustos ayında açılarak, balları sağılıyor.
Hiçbir katkı maddesi konulmadan arının tamamen doğal ortamda yaptığı karakovan bal, üretimi zahmetli olduğu için yeni nesil arıcılar tarafından tercih edilmiyor.
Fenni arıcılığın gelişmesi ve yayılması ile birlikte yöre kültürünün bir parçası olan karakovan bal üretimi geleneği de yok olmaya başladı.
'KARAKOVANSIZ ASLA YAPAMAM'
Fındıklılı karakovan bal üreticisi Hamdi Uzunhasanoğlu arılara çocukluğundan sevgi ile bağlandığını belirterek, 'Dedelerimiz de karakovan yapmış, karakovan arıcılığını bu yüzden tüm incelikleri ile biliyorum. Ben karakovansız asla yapamam bunun zevki hiçbir şeye benzemiyor. Eskiden çok kara kovanım vardı. Ormana çıkarmak, yer yapmak, ağaca yerleştirmek, çok emek istiyor ve bunun üstesinden artık gelemiyorum. Şu an ancak 15 tane kovan yerleştirdim ormana. Yeni nesil fenni arıcılığa yöneldi, karakovan sayısı giderek azalıyor. Köyümde yerleştirdiğim kovanlarda arılar oğul verince kimin bahçesine giderse onun olur, asla geri almam. Bu köyde ne kadar arı varsa benim kovanlarımdan giden oğullardır. Yeter ki insanlar arıcıkla uğraşsın, arı oğulları onlara hediyem olsun' diye konuştu.
Bölgedeki karakovan bal üreticilerinden Mustafa Memoğlu da karakovan bal üreticiliğini yaşatmaya çalışıyor. Ağaçlara yerleştirdiği karakovanlarda bal üretimi yapan Memoğlu, 'Boş kütüğü yani karakovanı ağacın doruğuna koyarız, arı orada en doğal hali ile balını yapar. Ben karakovan balcılığı kültürünü devam ettirmek istiyorum. Yeni nesillere bu doğal bal yöntemini öğreterek ülkemizde kaybolmasının önüne geçmek istiyorum' dedi.