Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası'nın (TCMB) faizleri 75 puan düşürmesi üzerine ekonomi dünyasından değerlendirmeler de gelmeye başladı. Altınbaş Üniversitesi'nden Ekonomist Prof. Dr. Emre Alkin, TCMB'nin faiz indirim kararından önceki açıklamalarına atıfta bulundu ve kararın beklentisi doğrultusunda gerçekleştiğini söyledi.
Prof. Dr. Alkin 'Hafta başından beri ifade ettiğim gibi, bir sürpriz ya da şok yaşamamayı ümit ediyordum. Sürekli olarak 'en fazla 100 baz puan olmalı' dedim. Öyle de oldu. Hiç indirim olmasın diyenler de vardı ama TCMB'nin siyaseti, finansal piyasaları ve algıyı aynı anda yönetme zorluğu sebebiyle biraz kredi tanımak gerekiyordu. Teknik olarak tek haneli enflasyon beklentisi oluşmadan tek haneli faiz denemesi intihar olurdu' dedi.
'PİYASALARIN YÖNETİME GÜVENİ ARTTI'
Merkez Bankası'nın bugüne kadar süreci dengeli yönettiğini ve piyasaların Başkan Uysal ve yönetimine güveninin arttığını ifade eden Prof. Dr. Alkin, 'Radikal bir adımla bu algının bozulması tüm kazanımların geri verilmesi sonucunu doğuracaktı. Ancak, hep söylediğim gibi TCMB yönetimi mantıklı olanı yaptı. Ancak işi çok zor. Çünkü kamu maliyesi sıkıntılı bir durumda' diye konuştu.Prof. Dr. Emre Alkin şöyle dedi: 'Çok ciddi bir bütçe açığı verdik. Tekrar faiz dışı açık vermeye başladık. Ancak kamunun genişlemesinin talep artırıcı, nihayetinde enflasyonu yükselten bir etkisi olduğunu düşünmüyorum. 1990'ların ekonomik yaklaşımlarında 'kamu eliyle büyüme' çok yaygındı. Fakat bugün, konsolide bütçenin önemli bir kısmı bakanlıkların haricindeki kurumlara gidiyor. Bu harcamalar da söz konusu kurumların faaliyet giderleri için.'
'TCMB, BUGÜNE KADAR ELİNDEN GELENİ YAPTI'
'Kamu diye tarif ettiğimiz büyüklüğün elindeki bina ve tesislerin idaresi, çalışan personelin ücret ve yan hakları ile diğer harcamalar göz önüne alındığında, devletin küçülmesinin şu aşamada imkansız olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim ' değerlendirmesinde bulunan Prof. Dr. Alkin, 'Bu sebeple vergi politikalarının büyümeye katkı vermesini beklemiyorum. Hatta kamunun borçlanma politikasının da pek yakında sermaye piyasaları üzerinde baskı kurabileceği ihtimali üzerinde duruyorum. Bu gelişmenin faizler ve büyüme üzerinde yan etkileri olacaktır elbette. Enflasyonun ise talep tarafından değil, maliyet tarafından kaynaklanacak bir sorunla yükselebileceğini göz ardı etmiyorum. Kamu verileri çeşitlendirip artırmaya devam ederse, maliyet enflasyonu kaçınılmaz olacaktır. Tüm bu detaylara bakınca Merkez Bankası'nın üzerindeki yükü daha iyi anlıyoruz' dedi.
Geçen yıl Merkez Bankası'nın bilançosunun da gözle görülür şekilde büyüdüğünü ve emisyonu da artırdığının anlaşıldığını söyleyen Prof. Dr. Alkin, 'Demek ki kamuya verdiği kar payı ve yedek akçenin bir kısmı emisyon ile karşılanmış. Özetle Merkez Bankası bugüne kadar elinden geleni yaptı diyebilirim. Bu kadar güzel bir idareden sonra, şok bir faiz kararıyla bu seyri bozmayacağını düşünüyordum, öyle de oldu' diye konuştu.