Aynı zamanda Sağlık Bilimleri Üniversitesi Öğretim Üyesi de olan Cander, AA muhabirine, acil servislerin yıllardır sağlık hizmetlerinin en önemli merkezlerinden biri olarak hizmet verdiğini söyledi.
Hastaların yüzde 30'unun acil servislerden hastanelere başvurduğunu, verilen sağlık hizmetinin üçte birinin acil servis üzerinden sağlandığına işaret eden Cander, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) sürecinde 24 saate yayılan hasta başvurularını yönetmek adına tüm mücadelenin merkezinin acil servisler olduğunu kaydetti.
Salgın döneminde acil servis hizmetlerinin hiç aksatılmadığını anlatan Cander, vatandaşın salgının başladığı ilk dönemlerde acil servisleri gereksiz meşgul etmediğini vurguladı.
Ancak bazı vakaların 'Kovid-19 bulaşır' kaygısıyla acil başvurularını geciktirmesinin iyi olmayan sonuçlar doğurduğuna değinen Cander, kişinin bu noktada gerektiğinde acillere başvurmaktan çekinmemesi gerektiğini bildirdi.
Cander, 7-8 aylık hasta ve yönetim tecrübesi kazanmış olan acil servisler ve çalışanlarının hasta yönetmekte zorlanmadığını vurguladı.
Hastalığı daha iyi tanıdıklarını ama uzun süren mücadelenin çok yorduğunu ve yıprattığı çalışanlar olduğuna işaret eden Cander, sürecin uzaması ve şiddet olaylarının moralleri bozduğunu söyledi.
'Beklentimiz gereksiz başvuruların acil servislere yapılmaması'
Cander, önlerinde çok önemli bir 'Bu kış nasıl geçecek?' sorusu bulunduğunu belirterek, şöyle devam etti:
'Aralık ve ocak ayları acil servislerde hasta sayısı pik yapar, adım atacak yer bulmakta zorlanırsınız. Şimdi koronavirüs sürecinin bunu nasıl etkileyeceği çok tedirgin ediyor. Beklentimiz ilk başlarda olduğu gibi gereksiz başvuruların acil servislere yapılmaması. Nezlenin gripten ve koronavirüsten farklarını bilmek ve yıllarca aşina olduğumuz nezle şikayetleriyle acil servislere başvurmamak gerekir.'
Cander, acil servislerin Kovid-19 hastalarının en çok başvurduğu ve takip edildiği yer olduğunu kaydetti.